Türk devletini al İran’a vur: Krizi yönetemedikleri gibi yardımları da engelliyorlar

Bir deprem ülkesi olan İran da doğal afetler de kriz yönetimini yapamadığı gibi kurum, kuruluş ve tanınmış isimlerin halka yapmak istediği yardımları da engelliyor. Kadınlar çeşitli tarihlerde yaşanan depremleri ve yaşananları anlattı.

SAYDA ŞÎRZAD

Haber Merkezi – Mereş merkezli deprem Türkiye, Kürdistan ve Suriye kentlerinde etkili olurken, “tarihin en yıkıcı depremi” olarak yorumlandı. Bazı yerleşim yerleri neredeyse yok olurken, enkaz altında kalan on binlerce insan arama-kurtarma çalışmalarının geç yapılması nedeniyle yaşamını yitirdi. Deprem nedeniyle halk bir bütünen seferberlik başlatırken, devlet ve iktidar yetkilileri ise halkın yaralarını sarmadığı gibi OHAL ilanıyla tehdit ve baskılarını sürdürdü. Krizi yönetemeyen iktidar yapılmak istenen yardımları da engellerken, halkın öfkesi ise günden güne büyüyor. Türkiye cephesinden durum böyleyken bir de İran’ın deprem tarihine ve yaşananlara bakalım.

İhmaller ölümleri artırıyor

Depremler doğal bir afettir ancak ölümler genellikle ihmaller yüzünden yaşanır. Kürdistan'ın farklı parçaları da tarihsel olarak iktidarların ayrımcı politikalarına maruz kalırken, bu nedenle meydana gelen doğal afetlerde de çok daha geniş trajedilere tanık oluruz. İran’da Bam depremi 2003'te, Kirmanşah depremi 2017'de, Borûcerd depremi 2006'da ve Xoy depremi de 2023 yılında yaşandı. Depremlerde halkın yaraları sarılmazken, orman yangınları, sel gibi durumlarda da etkisiz kalmıştır. Serpol Zehab'daki yıkıcı deprem, Şiraz dahil güney illerindeki sel, Zûzistan’ın büyük bir bölümünde su ve elektrik kesintilerinin olması, Plasco ve Metropol gibi binaların yıkılması, İran yönetim krizi eksikliklerinin artmasına neden oldu. Xoy’da yaşanan son deprem İran İslam Cumhuriyeti'nin kriz yönetim sistemindeki yetersizliği bir kez daha gözler önüne serdi.

Yardımları çalıp parayla sattılar

Krizi yönetiminde başarısız olan İran devleti, Heyva Sor a Kurd gibi kuruluşların da yardımlarını engelliyor. Tanınmış isimlerin ihtiyacı olan ailelere yapmak istediği yardımlarında önüne geçen İran devleti, toplum tarafından tanınan bu kişilerin banka hesaplarına bloke koydu. Bem depreminde yapılan yanlış ve düzensiz yardım nedeniyle çok sayıda insan enkaz altında kaldı. Ayrıca bir diğer önemli konu ise psikolojik durumun tamamen göz ardı edilmesidir. Bem depreminde halka yapılan yardımlar daha sonra marketlerde satıldı. Bir mağazadan satın alınan pirinç torbasının içinde Ben halkına bağış yazılı kağıt çıkması giden yardımların çalındığını gösteriyor.

Hükümet destekte bulunmadı

Kirmaşan depreminde yardım çalışmalarında yer alan Sara M. gelen yardımların hepsinin halktan geldiğini hükümetin cüzi bir kredi borçla yardım ettiğini söyledi. Sara M. “Eşim yardım kuruluşunda yer almak için Yarsan’a gitti. Sarpol Zehab uzak olduğu için oradaki insanlardan az yardım aldılar. O dönemde Yarsanlılar etnik olarak baskılanıyordu. Kimse onlara destek olmuyordu. Eşim hükümetin oradaki halka hiçbir destekte bulunmadığını söyledi. Sardari'nin sadece bir gün gelip fotoğraf çektirip gittiğini belirtti” dedi.

Yardım almayan köyler oldu

Bazı arkadaşlarıyla birlikte Serpol Zehab depremzedeleri için ekmek yapıp, ihtiyaç ve sağlık hizmetleri malzemelerini topladıklarını söyleyen evli çift Şîma ve Ferzad, “O zamanlar akraba ve arkadaşlar arasında para topladık ve gerekli malzemeleri aldık. Bazı arkadaşlarımız da ekmek pişirdi veya kendileri ekipman satın aldı. Serpol halkına ve çevre köylere yardım etmek için birkaç araba ile yola çıktık. Ana yoldan gittiğimizde, üniformalı Besic güçleri, kamu yardımı olarak değil, kendi merkezleri adına yardım yapmak istedikleri için yolları kapattılar. Biz de ekipmanları yan yollardan köylere ulaştırdık. Ama hiç yardım almayan köyler oldu” diye belirtti.

‘Fotoğraf çekip gittiler’

Sinne ve Serpol Zehabe halkından olan Aso ise “İran halkı Kirmaşah depreminde taş üstünde taş bırakmadı. Çok sayıda insan yardım yaptı. Ancak hükümet sadece uzaktan emirler vererek durumu kontrol altına almaya çalışıyordu. Evimiz tamamen yıkıldı ve uzun süre gecekonduda yaşamak zorunda kaldık. Evlerimizi hızlı bir şekilde inşa etmek için hükümetten herhangi bir yardım gelmedi. Kredi vereceklerini açıkladılar ama bunun da kendine göre şartları vardı. Kredi almak o kadar zordu ki vazgeçtik. İlk günlerde ilgililer halkın arasına gelip birkaç fotoğraf çektiler ve bize vaatlerde bulundular. Sonra gittiler. Ama vaatlerini de yerine getirmediler” ifadelerini kullandı.