‘Türk devleti ve KDP yeni bir fermanın zeminini inşa ediyor’

Türk devleti ve KDP’nin yeni bir fermanın zeminini inşa etmeye çalıştığına dikkat çeken Fırat Kantonu Yerel Konsey Eşbaşkanı Felek Yusif, bunun önüne geçmek için tüm Kürtlere mücadele çağrısında bulundu.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- KDP’nin yardımıyla 3 Ağustos 2014'te Şengal’e büyük bir saldırı başlatan IŞİD çeteleri, çok sayıda Êzidîyî insanlık dışı yöntemlerle katletti, binlerce kadını da kaçırarak köle pazarlarında sattı. Êzidî halkının yaşadığı 74’üncü Ferman’ın üzerinden 10 yıl geçerken, Fırat Kantonu Yerel Konseyi Eşbaşkanı Felek Yusif, konuyla ilgili ajansımıza konuştu.

‘3 Ağustos’ta ferman yeniden canlanıyor’

Her yıl 3 Ağustos'ta Şengal'de yaşanan fermanın hafızalarda yeniden canlandığını kaydeden Felek Yusif, “2014 yılında DAİŞ çeteleri binlerce çocuğu, kadını ve Êzidî halkımızı katletti, kaçırdı. Ayrıca binlerce kadın ve çocuk da pazarlarda satılarak çok zor şartlarla karşı karşıya kaldı. Êzidî halkı tarihinde birçok ferman yaşadı, ancak 74’üncü Ferman’da Êzidî halkı sözde Federal Kürdistan hükümetinin peşmergelerinin yani Barzani ailesinin koruması altındaydılar. 74’üncü Ferman’da ortaya çıkan görüntülerde ne yazık ki peşmergeler silahlarını atıp kaçtılar. Tam tersine özgürlük hareketi savaşçılarının Şengal halkının çağrısıyla geldiklerini ve bir koridor oluşturarak onlara ulaşabildiklerini gördük. İnsanlığın savunucuları diyebileceğimiz bu savaşçılar, birçok insanı ve aileyi çetelerin elinden kurtararak Şengal'i kontrol altına alarak saldırıyı yenmeyi başardılar" dedi.

Tehlike hala devam ediyor

Fermanın ardından Şengal halkının örgütlenerek kendileri için yeni bir sistem kurduklarını aktaran Felek Yusif, "Savunma alanında YJŞ/YBŞ ve halk meclislerini kurdular. Her ne kadar hayatın her alanında özerk bir yönetime ve öz örgütlenmeye sahip olsalar da Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye'de DAİŞ ve ona destek veren güçlerin tehlikesi hala varlığını sürdürüyor” sözlerine dikkat çekti.

‘Kendilerini yeniden organize etmeye çalışıyorlar’

IŞİD çetelerinin Kobanê kentine düzenlediği eş zamanlı saldırıyı da hatırlatan Felek Yusif, şöyle konuştu: "Şengal saldırısının ardından aynı komplo çemberi Kobanê'de de yaşandı. Kobanê'ye ağır bir saldırı olduğu doğru ama aynı zamanda büyük bir direniş de ortaya çıktı. Kobanê ve tüm Rojava Kürdistanı, yıllardır Önder Apo'nun ideolojisiyle eğitilmiş, örgütlenmiştir. Ayrıca YPJ/YPG ve iç güvenlik güçleri de vardı. Bu nedenle Şengal'in kaderini Kobanê halkı yaşamadı. Kobanê'den başlayıp Baxoz’da sona eren bu süreçte DAİŞ’in saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı. Son 10 yılda DAİŞ hücrelerinin hareketi durmadı. DAİŞ’e destek verildiği için sürekli kendilerini yeniden organize etmeye çalışıyorlar. Çünkü DAİŞ’in zaman zaman saldırıları gerçekleşiyor.”

‘75’inci ferman tehlikesi içindeyiz’

IŞİD çetelerinin Federal Kürdistan'daki mevcut yerleşimine değinen Felek Yusif, "10 yıl önce Şengal'de katliamlar gerçekleştiren DAİŞ çeteleri, şimdi yeniden Güney Kürdistan'da mevzileniyor. Bu nedenle 75’inci ferman tehlikesi ve şüphesi içerisindeyiz. Türk devleti, KDP ile iş birliği yaparak DAİŞ çetelerini Güney Kürdistan'da topluyor ve işgal saldırılarında kullanıyor. KDP, 2014 yılında Êzidî kadın ve çocuklarını korumamıştı, bugün ise çeteleri kucaklıyor. Mesut Barzani, Şengal'in özgürleştirilmesinin ardından gözyaşı döküp etkilenmiş gibi davranmıştı. Bugün de Erdoğan aynısını yapıyor. Filistinli çocuklar için sözde hassasiyet gösteriyor, ancak İsrail'le masada iş birliği yapıyor. 2014'te üzülmüş gibi davranan Barzani ailesinin bugün ortaya koyduğu politikayla kendi gerçek yüzünü ortaya koyuyor” diye ifade etti.

Birlik çağrısı

Felek Yusif, KDP ihanetinin ortaya çıkarılmasının önemi hakkında ise, "Bu konuda artık bu güçlerin ve hükümetlerin siyaseti iflas etmiş ve tanınmıştır. Bu güçler siyaseti kendi dar ailevi ve kişisel çıkarlarına göre yürütüyorlar. Amaçlarına ulaşmak için çocukları, kadınları, topraklarını, ülkelerini işgale teslim ediyorlar. Bu bağlamda çağrımız Güney Kürdistan halkınadır, tarihte bu gibi fırsatlar her zaman tekerrür etmez. Lozan Antlaşması yüzünden 100 yıl işgal yaşadık, şimdi bu güçler bize bir 100 yıl daha işgali yaşatmaya çalışıyor. Bu nedenle Lozan'ın tekrarlamak istediği politikaya karşı cevap vermemiz gerekiyor. Öncelikle Ortadoğu coğrafyasında yaşayan Kürtler olarak geleceğimizin aynı olduğunu ve onu nasıl tanımlayacağımızı anlamak gerekiyor. Ortadoğu ve Kürdistan'ın kalbinde yaşanan 3. Dünya Savaşı sürecinde çocuklarımızı koruyup geleceklerini güvence altına alabiliriz" şeklinde konuştu.

‘İhanet hattının önüne geçmeliyiz’

Sözlerinin sonunda soykırım ve fermana yol açan politikalara karşı mücadele çağrısında bulunan Felek Yusif, sözlerini şöyle tamamladı: "Artık Kürtler olarak elimizde tarihi başarılar ve fırsatlar var. Bu fırsatlar kıymetli yıllarla kazanılmıştır, dolayısıyla Demokratik Ulus Projesini ve bu devrimi korumak, sahip çıkmak bizim görevimizdir. Ayrıca biz Kürtler ve Güney Kürdistan'da yaşayan halklar olarak ihanet hattının önüne geçmeliyiz. Özellikle yaşanan acılar düzeyinde ihanete ve Kürt halkının ve insanlığın düşmanıyla işbirliğine karşı durmamız gerekiyor. Bu yöntemle hem yeni fermanların hem de 75'inci fermanın uygulanmasının önüne geçebileceğiz. Hiçbir kadının pazarlarda satılmaması, katliam yaşanmaması için çalışmalarımız ve mücadelemiz devam edecek. Bu, Önder Apo'nun da arzusudur, dolayısıyla toplumun özgürlüğünü de beraberinde getirecek olan kadın özgürlüğü konusunda kararlı ve ısrarcıyız."