BERÇEM CÛDÎ

Kobanê – Dünya devletleri 2’nci Dünya Savaşı'ndan sonra bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948'de İnsan Hakları Bildirisi hazırlandı ve 10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi. Oturumda, 6 sosyalist ülke bu ilkelerin bazılarının “Burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruduğu ve işçi sınıfının egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacağı” gerekçesiyle çekimser kaldı. Bildiri, 48 ülkenin onayıyla kabul edildi. İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948'den bu yana her 10 Aralık'ta kutlanıyor. Kobanê'de halk mahkemesinde görev yapan hakim Talîvan Berkel, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'deki saldırıları ve insan hakları ihlallerini değerlendirdi.

‘Her insanın yaşam hakkı vardır’

İnsan Hakları Günü'nün tarihçesini anlatan Talîvan Berkel, her insanın yaşam hakkının olduğunu söyledi. İnsanın dünyanın neresinde olursa olsun bu haklarından mahrum bırakılmaması gerektiğine işaret eden Talîvan Berkel, “Özerk Yönetim olarak Demokratik Ulus projesine dayandığımız için tüm yasa ve yönetmenliklerimiz insan haklarına göredir. Tüm bileşenler kendi dili, kültürü, inancı ve dili ile demokratik ve eşit bir şekilde yaşıyor” dedi. 

‘Türk devleti antlaşmaları ihlal ediyor’

İnsan hakları ihlallerine dikkati çeken Talîvan Berkel, değerlendirmelerinde şu ayrıntılara dikkat çekti: “Türk devleti uzun bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarını sürdürüyor. Türkiye, insan hakları anlaşmasını kabul eden ve imzalayan ülkelerden biridir. Ancak buna rağmen tüm sözleşme ve antlaşmaları ihlal ediyor. İşgal saldırılarıyla tüm Kuzey ve Doğu Suriye bileşenleri hedef almaktadır. Suriye’nin birçok bölgesini işgal etmiş durumda ve daha fazla yer işgal etmek istiyor. Yapılan bu eylemlerle Birleşmiş Milletler antlaşmalarını açıkça ihlal etmektedir. Sadece bu da değil, çocuk, kadın ve doğa haklarını da ihlal etmektedir. Türk devletinin bombardımanı sonucu onlarca çocuk yaralandı, bedenlerinden parçalar koptu ve birçoğu hayatını kaybetti. Doğa da talan ediliyor. Bunun en belirgin özelliği Efrîn’dir.”

‘İhlalleri kanıtlayan belgeler var’

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na seslenen Talîvan Berkel, “Birleşmiş Milletler insan hakları sözleşmesinden birinci derecede sorumlu olan ülkedir. Tüm dünya ve insan hakları örgütleri, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye halkına yönelik saldırılarına tanık oldu. Uluslararası yasaların Türkiye tarafından çiğnendiğini herkes biliyor. Ancak ne yazık ki, bu saldırılar karşısından normal olmayan bir sessizlik söz konusu. İlgili taraflar sorumluluklarının bilincinde olmalı ve Türk devletinden hesap sormalı. Türk devletinin yaptığı ihlalleri kanıtlayan belgeler var. Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye'deki eylemlerin sona erdirilmesini talep ediyoruz” ifadelerinde bulundu.