Hesekê'de kadınlar 'insan haklarını' tartıştı

İnsan Hakları Haftası’nda Kuzey ve Doğu Suriye'de işlenen hak ihlallerine dikkat çekilirken, insan hakları savunucuları dünya kamuoyuna seslenerek, Türk devletinin işlediği savaş suçlarına işaret etti.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- İnsan Hakları Haftası kapsamında dün Hasekê'in Til Hacer İlçesi Marbêla Salonu'nda "Zorluklar, Engeller ve Çözümler" başlıklı bir panel düzenlendi. Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü, Efrin İnsan Hakları Örgütü, Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi ile Kuzey ve Doğu Suriye Hukukçular Birliği'nin düzenlediği panelde Türk devletinin işgaliyle yaşanan insan hakları ihlalleri masaya yatırıldı.  Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Ramî Ebid El-Rehman, Suriye Adalet ve Hakikat Örgütü Başkanı Besam Ehmed ve Belçika Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi Başkanı Medya Ebdê panele Zom programı aracılığıyla katıldı.

‘Türk devleti suç işliyor’

Açılış konuşmasını yapan Suriye Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi Kurucu Kurul Üyesi Aynûr Zêd Paşa, panelin Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle "Irkçılığa karşı Eşitlik" sloganıyla düzenlendiğini söyledi. Panelin amacına değinen Aynûr Zêd Paşa, "Dünyanın bugünü insan haklarıyla andığı bir dönemde, Suriye'nin genelinde, özelde Kuzey ve Doğu Suriye'de bizler, her türlü şiddet ve ihlalle karşı karşıyayız. İşgalci Türk devleti cinayet, imha, tecavüz, zorla insan kaçırma ve tehcir suçlarını işliyor. BM'nin özgürlük çağrısı yaptığı bir dönemde binlerce Suriyeli özgürlüğünden mahrum bırakılıyor ve on binlerce Suriyelinin onur çağrısı yaptığı bir dönemde evlerinde onurları çiğneniyor ve topraklarından sürülüyor. Ayrıca BM'nin adalet çağrısı yaptığı bir dönemde, Kuzey ve Doğu Suriye'deki halklar kendi kaderlerine karar verme ve kendi topraklarında yaşama hakları yok sayılıyor. Bugün Türk devletinin işgali altındaki bölgelerde binlerce kadın tecavüze uğruyor, kaçırılıyor ve katlediliyor. İnsan hakları haftası münasebetiyle Kuzey ve Doğu Suriye halkına yönelik insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz. Panelin amacı, herkes için eşitlik ve onur sağlamak,  milyonların itibarını geri getirmek, adil bir dünya için bir temel oluşturmak ve her yerde insan haklarını korumaktır" dedi.

‘Savaş suçlarına karşı sessizlik bozulmalı’

Kuzey ve Doğu Suriye Suç Belgeleme Komitesi Eş Başkanı Viyan Eyûb de konuşmasında saldırılara değindi ve “Bölgedeki hukuk ihlallerinin değerlendirilmesi ve uluslararası insancıl hukuk ve BM anlaşmalarına göre tanımı” başlığıyla paneli devam ettirdi. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’de petrol ve benzin istasyonları, fırınlar, okullar ve hastaneler gibi yerleşim yerlerine, altyapı ve stratejik yapılara yönelik saldırılarının savaş suçu olduğunu söyleyen Viyan Eyûb, “Türk devletinin işlediği savaş suçları, insan hakları örgütlerinin ve BM İnsan Hakları Komisyonu'nun gözleri önünde ve uluslararası hukuk ile Cenevre hukukuna aykırı bir şekilde yaşanıyor. Aynı zamanda Türk devletinin son topçu saldırıları da sivilleri hedef aldı. Onlarca sivil hayatını kaybetti. Dünya İnsan Hakları Haftası’nda Türk devletinin işlediği savaş suçlarının önüne geçilmeli ve sivillerin katledilmesine son verilmelidir” şeklinde konuştu.

‘İşgal edilen yerlerde insanlık dışı suçlar işleniyor’

Panelin ikinci bölümünde ise Cizîrê İnsan Hakları Derneği Başkanı Evîn Cuma ve Efrin İnsan Hakları Derneği Sözcüsü Îbrahîm Şêxo, "Hukuk kurumlarının ve basının görüşüne göre izleme, belgeleme, soruşturma ve bunları aşma yöntemleri konularında adli çalışmanın önündeki engel ve güçlükler" başlığıyla konuşma gerçekleştirdi.

Bu bölümde yapılan açıklamada Türk devletinin Efrin’i işgal ettiğinden beri sivillere yönelik hak ihlallerinin arttığı ifade edildi ve şöyle denildi: “Efrin’deki Kürt nüfusu sayısı %25'in altında. Efrin'in köy ve ilçelerine yaklaşık 400 bin kişi yerleştirildi, aralarında 500'den fazla Arap, 48'i Filistinli aile var. Aşırı nüfus nedeniyle, Suriye genelinde 30'dan fazla kamp ve 20'den fazla yer inşa edildi. Yerleşim yerlerinde Kürtçe isimler değiştirilerek yerlerine Osmanlıca isimler veriliyor. Okullarda Türkçe eğitim veriliyor. Bunların hepsi insan hakları ihlalidir.”

Çözüm önerileri paylaşıldı

Panelin üçüncü aşamada ise çözüm önerileri ele alındı. Üçüncü bölümde Türk devletinin işlediği suçların rakamlarla ortaya çıkarılması için insan hakları örgütlerine baskı yapılması gerektiği vurgulandı. Panelin sonunda Suriye Kadın Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi Direktörü Mizgîn Hesen tarafından bir açıklama okundu. Açıklamada, Türk devletinin bölgede işlediği insan hakları ihlalleri açıklandı. Ayrıca açıklamada IŞİD'in çözüme kavuşturulması ve yargılanmasının gerekliliğine dikkat çekildi.

‘Bölgenin demografisini değiştirmek istiyorlar’

Cizîr İnsan Hakları Derneği Başkanı Evîn Cuma, işgal altındaki topraklarda en çok kadın ve çocukların şiddete maruz kaldığını vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti: "Dünya İnsan Hakları Haftası vesilesiyle Türk devletinin bölgedeki eylemlerinin önlenmesi çağrısında bulunuyoruz. Türk devleti ve ona bağlı çeteler işgal edilen Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spî gibi yerlerde kadınları hedef alıyor. Amaçlarına ulaşmak için bölgeyi boşaltmaya çalışıp bölgenin demografisini değiştirmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda binlerce insan hakları kuruluşlarının ihmali yüzünden zor yaşam koşulları altında çadırlarda acı çekerek yaşıyorlar. Bu nedenle uluslararası insani yardım kuruluşlarına, vicdanları devletlerin siyasi çıkarlarına yenik düşmemesi için Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava'da yapılan plan ve eylemlere göz yummamaları çağrısında bulunuyoruz.”