Tunuslu kadınlar: Tutuklayarak bizleri susturamazlar

Tunus’ta hükümeti eleştirdikleri için tutuklanan kadınların derhal serbest bırakılmasını isteyen Tunuslu kadınlar, “Kadınları tutuklayarak susturamazlar” diyerek, kadın tutsakların cezaevlerinde maruz kaldıkları ihlallere de dikkat çekti.

NAZIHA BOUSSIDI

Tunus – İfade özgürlüğünün kısıtlandığı ülkelerden biri de Tunus. Çok sayıda kadın hakları aktivisti, avukat, gazeteci ve siyasetçi, fikirlerini ifade ettikleri ve yönetimi eleştirdikleri için haklarında tutuklama kararları veriliyor. Tunuslu kadınlar konuyla ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 

‘Kadınları tutuklayarak seslerini susturamazlar’

Avukat ve siyasetçi Abeer Moussa, “Ülkede kadınlara yönelik bir tutuklama furyası başlatılmış durumda. Gazeteci ve Tunus Sığınma Derneği Başkanı Avukat Sania Dahmani, aktivistler Şerifa Riahi, Saadia Mesbah, Siwar Al-Barqawi ve gazeteci Shatha Hajj Mubarak tutuklanan kadınlardan sadece bazıları. Kadınlar sırf fikirlerini açıkladıkları ve mevcut yönetimi eleştirdikleri için cezaevlerinde tutuluyorlar. Kadınları tutuklayarak seslerini susturamazlar” sözleriyle yaşananlara tepki gösterdi.

‘Kısıtlamalar kadın özgürlüğüne yönelik bir darbedir’

Demokratik Kadın Derneği eski başkanı Naila Al-Zaghlami, “Gazeteci kadınlar fikirlerini dile getirdikleri için haklarında tutuklama kararları veriliyor. Yaşananlardan dolayı çok üzgünüz. Demokrasinin olduğu ülkelerde düşünce özgürlüğü vardır, ancak Tunus’ta sırf fikirlerini dile getirdikleri için kadınların tutuklanması ülkede demokrasinin olmadığını gösteriyor. Tunus’ta hükümet yetkililerinin kadınlara yönelik anti-demokratik yaklaşımı ülkede kadın özgürlüğüne yönelik bir darbedir. Baskılardan dolayı kadınların özellikle kamusal alandaki varlığı engellenmek isteniyor” şeklinde konuştu.

Yetkililere çağrı: Tutukladığınız kadınları serbest bırakın

Tunus Cumhurbaşkanının projesine karşı bir proje ortaya koyduğu için 27 yıl hapis cezasına çarptırıldığına dikkat çeken siyasetçi Siwar Al-Barqawi, “Verilen cezayla Tunuslu kadınlara gözdağı verilmek istendi. İstisnasız tüm kadınlar, tutuklu kadınların serbest bırakılması için seslerini yükseltmelidir. Hükümet yetkililerine ve yargıya çağrımız; tutukladığınız kadınları serbest bırakın, ülkede düşünce, ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünü savunun” dedi. 

‘BM raportörlerine mektuplar gönderdik’

Kadın tutukluların dosyalarına ilişkin çok sayıda ailenin Tunus Demokratlar Derneği ile iletişime geçerek yardım talebinde bulunduğunu da aktaran Siwar Al-Barqawi, “Biz de BM raportörlerine mektuplar gönderdik, cezaevlerini ziyaret ettik, savunuculuk ve seferberlik bildirileri yayınladık, bazı kişileri görevlendirdik. Ayrıca kadın tutukluların haklarını savunacak kadın avukatları belirledik” sözlerine yer verdi.

‘Kadınlara çıplak arama dayatılıyor’

Sivil toplum aktivisti Cenin Al-Talili ise, konuya dair şu değerlendirmede bulundu: “Hak ve Özgürlükler Kavşağı Derneği tarafından sosyal medyada, ‘Kadın Vicdan ve İfade Tutsaklarını Serbest Bırakın’ başlığıyla bir kampanya başlatıldı. Kampanyada kadın siyasetçiler, avukatlar, gazeteciler ve insan hakları aktivistleri ile sivil toplum örgütleri yer alıyor. Tutuklanan kadınların cezaevlerinde maruz kaldıkları ihlallerle ilgili raporlar hazırlandı. Raporlar kamuoyu ile paylaşılacak. Raporda özellikle kadın tutsakların yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çekildi. Kadın tutsaklar yeterli tıbbi tedavi alamıyorlar. Örneğin görme yetisini kaybeden tutuklu gazeteci Shatha Al-Haj Mubarak, bu durumdan kaynaklı psikolojik durumu giderek kötüleşiyor. Ayrıca raporda kadın tutuklara yönelik çıplak arama dayatmalarına da dikkat çekildi. Kadın tutsaklar özellikle mahkemeye giderken çıplak arama dayatmasına maruz kalıyor. Öte yandan kadın tutsaklar safsari (peçe) giymeye zorlanıyor.”

’54 Sayılı Kararname ile geriye gittik’

Feminist aktivist Jalila Al-Zanaidi de, “54 Sayılı Kararname ifade özgürlüğünü engellemek ve insanları susturmak için geldi. Bu, onur ve ifade özgürlüğü için devrim yapan bir ülkede mantıksız ve utanç vericidir. Geriye gittik, kadınlar artık konuşamıyor, yapıcı eleştiri yapamıyor, birçok kadın hakkında tutuklama kararları verildi. ‘Kadınlar tutuklanmadan da haklarında soruşturmalar açılabilirdi ve suçlama kanıtlansaydı o zaman tutuklanabilirdi’ sözlerini dile getiren Saniya Al-Dahmani de tutuklandı ve her defasında dosyasına yeni bir dava ekleniyor. Tutuklu kadınlar cezaevlerinde zor koşullar altında tutuluyor. Bazı kadın tutsakların kronik ve ciddi rahatsızlıkları bulunuyor. İlaç değişimi ve tedavi sırasında tıbbı takip gerektiren sağlık hizmetinden yararlanamıyorlar” diye belirtti.