Tunuslu kadınlar keçe sanatının sürdürülmesi için destek istiyor

Tunus’ta Hazwa şehrinde yaşayan Maysaa Abouda ve Hasna Salama, kültürel bir miras olan keçe sanatının hammadde fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kaybolmakla yüz yüze kaldığını anlattı. Kadınlar, bu mirasın korunması için destek gerektiğini belirtti.

İHLAS HAMRUNİ

Tunus - Güney Tunus-Cezayir sınırındaki Tozeur Valiliği'ne bağlı Hazwa şehrinde kadınlar, keçe yaparak ekonomik gelir elde ederken, kültürel mirası da koruyor. Geleneksel El Sanatları Atölyesi sahibi Hasna Salama ile yün endüstrisinde zanaatkar olan Maysaa Abouda, sabır ve yenilik gerektiren keçe yapımının pazardaki varlığının sürekliliği için desteklenmesi gerektiğini  belirterek, bölgesel ve ulusal yetkililerin bu zanaatın korunması için çaba göstermesini bekliyor.

Hasna Salama, kendilerine miras kalan keçe yapımını yok olmaya karşı korumaya çabaladığını belirterek, keçe yapımında kaliteyi sağlamak için zaman ve yenilikler gerektiğini anlattı. Hasna Salama, “Zanaat ürünlerini pazarlamak ve başkalarıyla paylaşmak için işimi geliştirdim ve yeni ürünler yarattım. Zemin ve duvar dekorasyonu ile kadınlar ve erkekler için kıyafetler tasarladım” dedi.

Renklendirme için elma, nar ve soğandan boyalar elde ediyor

Geçmiş yıllarda tiftikten örtü yaptıklarını şimdi ise ev dekorasyonu için ürünler ürettiklerini dile getiren Hasna Salama, şunları aktardı: “Ürünlerimizi geleneksel el sanatları konusunda uzmanlaşmış mağazalara satıyoruz. Talep gören ürünlerimizi ayrıca sergiliyoruz. Renklendirmelerde elma yaprağı, nar kabuğu ve soğan yaprağından oluşan doğal boyayı kullanıyorum. Ürünlerde kimyasal madde kullanmıyorum. Arta kalan yünlerden de perde ve hediyelik eşya yapmak için faydalanıyorum. Küçük olanları da müşteriye hediye ederek daha sonraki zamanlarda yeniden alışveriş yapmasını teşvik ediyorum.”

Hammadde fiyatları zanaatı terk ettirdi

Ailelerinin koşullarını düzeltmek, kendi ekonomik geçimlerini sürdürmek ve çocukların eğitimi için yaklaşık 625 kadının geleneksel el sanatları alanında çalıştığını söyleyen Hasna Salama, tiftik gibi bir çok hammaddenin fiyatının yüksekliği nedeniyle kadınların çoğunun bu zanaatı terk ettiğine dikkat çekti. Hasna Salama, “Bu tarihi ve kültürel mirasın korunmasına yardımcı olmak için birçok kız çocuğuna bu zanaatı öğrettim" dedi. 

Kadınlar tarafından kuşaktan kuşağa aktarılan zanaatların önemli olduğuna vurgu yapan Hasna Salama, bu zanaatın yaygınlaştırılması için desteklenmesi gerektiğini belirtti. Hasna Salama, “Ürünlerimizin tanıtımı için sergilere katılımımızın sağlanmasını istiyoruz” çağrısında bulundu.

‘Miras kalan bu zanaatımızla gurur duyuyoruz’

Yün endüstrisinde zanaatkar olan Maysaa Abouda ise, yün endüstrisinin tarihsel geçmişi nedeniyle hala nesilden nesile aktarıldığına dikkat çekerek, “Yünlü elbise ve yünden elde edilen diğer geleneksel ürünleri yapmaya meraklıyız. Bize miras kalan bu zanaatımızla gurur duyuyoruz” diye konuştu. Maysaa Abouda, yaptığı işlemlere ilişkin şunları aktardı:

“Bir veya 2 yaşına ulaşmış deve yavrusundan ince kılları elde ediyoruz. Kaba kılları ayıklayarak arıtma aşamasını gerçekleştiriyoruz. Güney Tunus'ta kılların üst üste binmesini ve renklerinin karışmasını sağlayan küçük bir yerel makine olan qardashı kullanıyoruz. İkinci aşamada ise tiftik eğrilerek yumuşak bir kumaş olarak kullanıma hazır ipliğe dönüştürülüyor. Tiftiğin tek başına hazırlanma süreci genellikle bir ay sürüyor.”

‘Yüksek fiyatlar zanaatı yok olmakla karşı karşıya getiriyor’

Gelişmemiş ve fabrikaların olmadığı sınır bölgesinde yaşadıklarına işaret eden Maysaa Abouda, “Bu nedenle kadınlar bu zanaatta gelişirken, kız çocuklarına da öğretiyor. Kadınlar bu alanda elde ettikleri başarı ile ekonomik bağımsızlıklarını sağlıyor. Ekonomik bağımsızlığını elde eden kadınlar özgüvenlerini de kazanıyor. Ancak şöyle bir sorunumuz var ki; yün kıtlığı ve yüksek fiyatlar bu zanaatı yok olma tehlikesiyle de karşı karşıya getiriyor” dedi.