Tunuslu aktivistler: Kadınlar eşitlik ve adalet için seslerini yükseltmeye devam edecek

Tunus Demokrat Kadınlar Derneği aktivistleri, derneğin onlarca yıldır tüm kadınlar için mücadele ettiğini, haklarını savunduğunu ve bu mücadelenin ortak bir dayanışma ile yürütülmesi gerektiğine inandıklarını vurguladı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Demokrat Kadınlar Derneği, 36 yıl önce kuruluşunu ilan etti. Dernek yalnızca kadınların sorunlarını gündeme taşımakla kalmadı; kadınları koruyan yasaların çıkarılması için de mücadele etti. Elbette bu çaba karşılıksız kalmadı. 2017’de kabul edilen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası, güvenli kürtaj hakkı ve pek çok yasal düzenleme Tunuslu kadınların toplumsal ilerleyişine katkı sağladı.

Dernek, 6 Ağustos 1989’da resmi izin aldı. Ancak bu izin, bağımsız kadın hareketinin uzun mücadeleleri sonucu mümkün olabildi. Hareketin temelleri, 1978’de Tahar Haddad Kültür Kulübü bünyesinde kurulan “Kadın Sorunlarını Araştırma Kulübü”nde atılmış, burada ilk kez kadınların durumları ve Kişisel Statü Kanunu tartışmaya açılmıştı. Böylece, “resmî kadın hareketi” ile insanî ve toplumsal felsefeye dayalı bağımsız feminizm arasında net bir ayrım ortaya çıktı.

Demokratik kadınların sesi, toplumun her yanına yayıldı; ezilen, dışlanan kadınların yanında oldu, her türlü ayrımcılık ve şiddete de karşı durdu. Dernek aynı zamanda Filistin meselesi başta olmak üzere halkların kendi kaderini tayin hakkını savundu.

‘Hiçbir iktidar kadınları susturamadı’

Dernek aktivisti Neziha Zueyb, derneğin çalışmalarını ajansımıza anlattı. Neziha Zueyb, kendileri mücadeleleri boyunca hiçbir iktidarın susturamadığını belirterek “Demokrat Kadınlar Derneği, hiçbir iktidarın susturamadığı uzun bir kadın mücadelesinin adresidir. Sivil toplum alanı ve kadın hareketini bastırılmaya çalışılsa da dernek, özgürlük, eşitlik ve adalet ilkelerinden vazgeçmedi. Bu uzun mücadele, kadınları birçok engelden korudu, yasaların kadın haklarını güvence altına alması için çalıştı ve uluslararası sözleşmelere dayanarak yasaların değiştirilmesini talep etti” dedi.

Derneğin tarihi, aynı zamanda kadın mücadelesinin birikimlerini kayda geçirdi, birçok deneyimi de belgeledi. Neziha Zueyb, bu tecrübelerin gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine vurgu yaparken “Kadın direnişi yalnızca Tunus’ta değil, Afrika ve bölgede de kadınların sorunları için sürüyor” diye ifade etti.

‘Demokratik bir çatı’

Dernek üyesi Sabriye Friha ise derneğin çalışmalarını “Demokrat Kadınlar Derneği, hiçbir zaman susturulamayan, köklü bir demokratik çatı olmuştur. Kadınların özgürlükçü mücadelesini taşır, iç işleyişinde demokratik ilkeleri uygular; kongrelerinde seçim yapar, başkanlık görevini barışçıl yollarla devreder” sözleri ile anlattı. Sabriye Friha, derneği tüm kadınlar için bir ev olarak niteleyerek konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Dernek, demokrasi nutukları atmıyor, onu gerçekten uyguluyor. Kadınların yasal haklarını geliştirmek, yeni yasaların çıkarılmasına katkı sağlamak, savunuculuk yapmak ve sahada kadınlarla birlikte çalışmak bizim önceliğimiz. Biz bir ‘salon derneği’ değiliz.”

Dernek, ev işçisi kadınları ve kadın çiftçileri koruyan yasaların çıkarılmasına katkı sundu. Kadın meselesinin küresel ve birbiriyle bağlantılı olduğuna inanan dernek bölgedeki ve Afrika’daki kadınlarla da dayanışma ağı kurdu. Sabriye Friha, son olarak derneğin özgür ve bağımsız medyayı da çok önemli bulduğunu belirterek “Medya, kadınların sorunlarını aktararak toplumun ataerkil ve kadın düşmanı zihniyetini değiştirmelidir. Demokrat Kadınlar Derneği, farklı kökenlerden tüm kadınlara ulaşmaya, onları dışlamadan savunmaya ve eşitlik ile adalet için seslerini yükseltmeye devam edecek” şeklinde konuştu.