Tunus yarın seçime gidiyor: Kadınlar endişeli

Tunus kadın hareketleri, kadın haklarını güvence altına alan ve cinsiyetler arası eşitlik ilkesini onaylayan 2014 Anayasası’nı hatırlatarak, dayanışmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.

ZOUHOUR MECHERGUİ

Tunus –Kasım 2010'da, meyve sebze satıcısı olan işsiz bir üniversite mezununun, satış arabasına polisin el koymasından sonra kendini ateşe vererek bir dönemin başlamasına vesile olmuştu. Ardından başlayan Yasemin ya da Tunus Devrimi olarak anılan ayaklanmalar sırasında halkın temel talepleri, işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü ve kötü yaşam koşulları ve eşitsizliğin giderilmesiydi. Ayaklanma 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali'nin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçmasıyla sonuçlanmıştı. Çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği ayaklanmalar sonucu evrilen yeni düzen Tunus'a gerçek bir eşitliği getirmedi.

17 Aralık 2010’da yaşanan bu 'devrimin' on ikinci yıldönümünde  17 Aralık 2022 tarihinde Tunus erken parlamento seçimlerine gidiyor. Ancak geçtiğimiz seçimlerden farklı olarak bu yıl “şahsi başvuru” sistemi ile bu seçimler yapılacak. Kadın kazanımları, Tunus'ta 2010'da patlak veren devrimin ilk yıllarına göre geriledi. En önemli hakların altı oyuldu. Belki de en önemlisi mevcut seçimlerde kadınların reddedildiği eşitlik ilkesiydi.

‘Çözüm kadınlarda’

Siyasi aktivist Kawthar Al-Khishi, ajansımıza verdiği demeçte, kadınların seçimlere katılma oranının düşüklüğünü, 214 dosyayı, yani 2011'den bu yana en düşük oran olan yüzde 11'i geçmemesi nedeniyle eleştirdi. Kadın meselelerine, yeteneklerine ve özgürlüklerine inanmayanların siyaset arenasına yön verdiğine işaret eden Kawthar Al-Khishi, Tunus'un içinden geçmekte olduğu çıkmazların çözümünün kadınların haklarının verilmesinde olduğunu belirtti. 2014 Anayasasını Ağustos 2022 Anayasası ile karşılaştıran Kawthar Al-Khishi, kadınlara seslenerek, “Ey ülkemin kadınları hiçbir şeyden korkmayın ve oyunuzu en değerli olana verin” dedi.

‘Dayanışmaya ihtiyaç var’

“Kadınların isteklerine uygun olmayan bir erkek meclisi seçilmesi korkusu var” diyen Kawthar Al-Khishi, “Zor ekonomik koşullardan mustarip, kazanımları ve hakları gerileyen Tunuslu kadınlar gerçeğini değiştirmek için kadın dayanışmasına ihtiyaç duyuyor. Tunus'u özgürlüklere ve haklara inanmayan bir ülkeye dönüştürmekten korkuyoruz” diye belirtti.

‘Karanlık bir tüneldeyiz’

Feminist aktivist Iman al-Sharif, Tunus'taki siyasi sahnenin, kadınların seçme haklarını kullanma talebiyle ilgili korkularını artıran muğlaklık olduğunu dile getirdi. Derneklerin seçimleri boykot çağrılarına değinen Iman al-Sharif, “Bugün ülkemizi kurtarmak ve güvenli bir şekilde çıkmak için hepimize ve oylarımıza ihtiyacı olmasına rağmen, seçim yasasının yaptıkları biz kadınlara korku getirdi. Bizi bilmediğimiz karanlık bir tünele koydu. Nasıl çıkacağını bilmediğimiz, dolayısıyla Tunus'u nereye götüreceğini bilmediğimiz bu yol konusunda kafamız karıştı. Seçim sonuçları ve sonrasındaki belirsizlik, kadınlar olarak bizleri korkutuyor” dedi. Halk Temsilcileri Meclisi'ndeki sandalye sayısını 217'den 161'e düşürmesine değinen Iman al-Sharif, seçimlerin Tunus’un beş yıllık kaderini belirleyeceğini ve kadınların bu anlamda duygusal yaklaşmaması gerektiğine işaret etti.