Tunus’ta kadınların yerel yönetimlerdeki kazanımları tehlikede

Hak savunucusu Hayat Halimi, kadınların belediyelerde elde ettiği temsil oranının geriye gittiğini, eşitlik ilkelerinden vazgeçilmesinin toplumsal cinsiyet eşitliğini zayıflattığını vurguladı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunus’ta kadınların siyasal kazanımları tehdit altında. Yerel yönetimlerde kadınların önünü açan eşit temsil ilkelerinden geri adım atılması, yalnızca demokrasiye değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine de darbe olarak görülüyor. 2022 yılından bu yana Tunus’taki sivil toplum, cinsiyet eşitliğinin zayıflatılmasından duyduğu endişeyi dile getiriyor. Seçimlerde getirilen “adaylık için referans” (tavsiye/tasdik) şartının, kadınları siyasi katılımdan mahrum bıraktığı, çünkü toplumda hâkim olan ataerkil zihniyetin “akıl ve dinde eksik” görülen kadınların lider olamayacağı anlayışını pekiştirdiği belirtiliyor.

Sivil toplum aktivistleri, Tunus’ta tam ve fiili eşitliğin sağlanması, yatay ve dikey cinsiyet kotasının güvence altına alınması, kadınların baskı ve karalama kampanyalarından uzak şekilde kamusal ve siyasi yaşama yeniden katılması için mücadelelerini sürdürüyor.

2018’deki belediye seçimleriyle uygulamaya konan yatay ve dikey cinsiyet kotası, yerel demokrasinin tesisine yönelik ilk adım olmuştu. Bu sistem, temsili ve katılımcı boyutlarıyla Yerel demokrasiyi ve yerinden yönetimi temel alan yeni bir idari yapıya işaret ediyordu. Ancak son parlamento seçimleriyle seçim yasasında yapılan değişiklikler, adaylık için bireysel başvuru ve referans şartı getirilmesiyle, bu hayali sekteye uğrattı. Bu durum, Tunus’taki yerel meclis deneyiminin zayıflamasına yol açtı.

Sivil toplum aktivisti Hayat Halimi, kadınların kazanımlarında görülen gerilemenin artık somut ve görünür bir durum olduğunu, bunun da özellikle kadınların kamusal ve siyasi yaşam ile yerel yönetimlerdeki katılımıyla doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Hayat Halimi, seçim yasasının kadınların 2019 öncesinde belediye meclislerinde yüzde 47 oranında temsil edilmesini sağlayan yatay ve dikey cinsiyet kotasından vazgeçtiğini hatırlattı. Ayrıca Yerel Yönetimler Yasası’ndaki birçok maddenin askıya alındığını ifade eden Hayat Halimi, oysa bu yasanın belediye komisyonları, eşitlik ve fırsat eşitliği komiteleri, katılımcı demokrasi ve açık yönetişim komiteleri gibi mekanizmalarla kadınlara birçok kazanım sunduğunu belirtti. Hayat Halimi, 350 belediyede kadınların belediye başkanı veya başkan yardımcısı olarak görev aldığı dönemin sona erdiğini vurguladı. 

Kadınların belediyelerdeki rolünün dışlanması tartışılıyor

Hayat Halimi, söz konusu kazanımların geliştirilmesi gerekirken, kaldırılmasının ciddi bir geri adım olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Yerel demokrasi ancak belediyelerin serbest yönetimi ve kadınların etkin katılımıyla mümkündür. Kalkınma planlarında kadınların en az yüzde 30 oranında yer alması gerekir. Geçtiğimiz günlerde yayımlanışının 69’uncu yılını kutladığımız Medeni Statü Yasası bize birçok kazanım sundu. Bu kazanımları korumak ve geliştirmek görevimizdir; geriye gitmek, kararları ve yasaları dondurmak değil.”

Hayat Halimi, şu soruyu yöneltti:
“Ne zamana kadar belediyesiz yaşayacağız? Kadınlar, daha önce cinsiyet kotasıyla sağlanan katılım sayesinde yerel yönetimlerde aktif rol oynamışken, neden şimdi dışlanıyorlar?”

Yerinden yönetimin önemine değinen Hayat Halimi, belediyelerin serbest yönetim ve mali-idari bağımsızlıkla kalkınma yaratabileceğini, vatandaşların önceliklerini ve yerel yatırım planlarını belirlemede söz sahibi olabileceğini ifade ederek, “Serbest yönetimden vazgeçildiğinde, karar yeniden merkeze döner. Oysa bölgesini en iyi bilen vatandaş, belediye meclisi aracılığıyla karar almalı” dedi.

Katılımcı demokrasinin hayata geçirilmesi

Hayat Halimi, katılımcı demokrasinin, kadınların da karar süreçlerinde etkin rol almasını gerektirdiğini söyleyerek şu değerlendirmeyi yaptı: 
“Vatandaş karar alıyorsa, bu kadınların da büyük ölçüde karar alması demektir. Kadınların payı yüzde 30’un altına düşmemelidir. Bu nedenle yerinden yönetime ve Yerel Yönetimler Yasası’na sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz. Çünkü bu yasa toplumsal cinsiyet perspektifine sahip, kadınları karar alma süreçlerine dahil ediyor ve Yerel demokrasiyi pekiştiriyor.”

Yerinden yönetimde kadınların varlığının, doğrudan karar alma süreçlerine katılım yoluyla somutlaştığını belirten Hayat Halimi, kadınların kültür, ulaşım, sağlık, eğitim gibi hizmetlerin planlanmasında da söz sahibi olması gerektiğini söyledi. Hayat Halimi, bu hususların Yerel Yönetimler Yasası’nda açıkça yer aldığını, geri adım atılmaması gerektiğini belirterek, kadınların belediye meclislerinde karar alma, seçmen ve vergi mükellefi olarak katılım hakkının korunmasının “Yerel demokrasinin özü” olduğunu vurguladı.

Hayat Halimi son olarak, “Yerinden yönetimi en iyi şekilde hayata geçiren Yerel Yönetimler Yasası’ndan geri dönüş yoktur. Bu yasa Yerel demokrasiyi tesis eder” dedi.