Tunus’ta kadın aktivistler hedefte

Tunus’taki kadın siyasi aktivistler, kamu yaşamına katılımları nedeniyle sistematik baskı, taciz ve yıldırmayla karşı karşıya.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus - Tunus’ta siyasi kadın aktivistlerin karşılaştığı zorluklar, cezaevlerindeki ağır koşullar ve sistematik hak ihlalleri, hem ülke içinde hem de uluslararası toplumda geniş yankı uyandırıyor. Kadınların siyasi yaşama katılımını engellemeye yönelik baskılar, demokrasi ve insan haklarının geleceğine dair ciddi kaygılar doğururken, sivil toplum ve insan hakları savunucularının dayanışma çabaları giderek önem kazanıyor. Bu bağlamda, tutuklu kadınlar ve siyasi aktivistlerin yaşadığı baskılar, sadece bireysel hak ihlalleri değil, aynı zamanda ülkedeki demokratik süreçlerin kırılganlığının da bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Bu çerçevede, Kadın Sesleri Derneği, kadınlara yönelik politik şiddeti tartışmak üzere bir toplantı düzenledi. Toplantıda aktivistler, kamusal hayattaki katılımları nedeniyle maruz kaldıkları baskı ve hedef gösterilmeye dikkat çekti ve kadın tutukluların ailelerinin yüklerini gündeme taşıdı.

‘Karanlığı pekiştiren baskıcı yasalar’

Siyasi aktivist ve eski tutuklu Şeyma İssa, son dönemde çıkarılan yönetmeliklerin kadınları kısıtlamak ve kamusal alanda ifade ve katılımlarını engellemek amacıyla çıkarıldığını belirterek, bunları “yolu aydınlatmayı değil, karanlığı pekiştirmeyi amaçlayan baskıcı yasalar” olarak tanımladı. Aynı zamanda, rejim yanlılarının, aktivistlere karşı sistematik karalama kampanyaları yürüttüğünü ve bunun önüne geçilecek bir mekanizma olmadığını vurguladı. Şeyma İssa, geçmişte, toplumsal cinsiyete dayalı çeşitli şiddet biçimlerine karşı mücadeleye odaklanıldığı için politik şiddetin yeterince dikkate alınmadığını; tartışmaların daha çok seçim kampanyalarındaki zorbalık ya da parti liderliği ve yüksek makamların elinden alınması korkusu etrafında döndüğünü belirtti.

Ancak 25 Temmuz olayları ve parlamentonun kapatılmasıyla birlikte, kadınların siyasi ve partisel yönelimlerine bakılmaksızın doğrudan hedef alınarak hapsedildiklerini belirten Şeyma İssa, “Bu durum, ülkeyi yönetenlerle doğrudan ilişkili; kadınlara karşı son derece küçümseyici, açıkça cinsiyetçi ve onları kamusal alandan dışlamaya yönelik bir bakış açısı” dedi.

‘Bu kadar vahşi bir dönem görülmedi’

Avukat ve insan hakları savunucusu Dalila Mısdık Mubarak, “Tunus, devrimden bu yana bu kadar vahşi bir dönem görmedi; siyasi kadın tutukluların sayısı onlarca yılın en yüksek seviyesine ulaştı” diyerek, bunun anayasal olarak kamusal hayata katılma hakkının açık bir ihlali olduğunu belirtti. Dalila Mısdık Mubarak, cezaevlerinde tutukluların işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını vurguladı. Dalila Mısdık Mubarak, mevcut durumu “karanlıktan da karanlık” olarak tanımlayarak, insanların yalnızca siyasi aktivist oldukları için insanlıklarının çiğnendiğini ve onurlarının hiçe sayıldığını belirtti. “Özgürlük ve onur devrimi yolunda ciddi bir gerileme yaşıyoruz” şeklinde konuşan Dalila Mısdık Mubarak, tutukluların ve aktivistlerin fedakarlıklarının özgürlük ve demokrasiye dönüşle taçlanması umudunu dile getirdi.

‘Muhalif olduğu için hedef alındı’

İnsan hakları savunucusu ve Anayasal Özgürlükler Partisi Başkanı Abir Musi’nin avukatı Akile Driydi de, müvekkilinin Ağustos 2023’ten bu yana tutsak edildiğini belirtti. Abir Musi’nin, muhalif bir parti başkanı olarak geniş bir popülariteye sahip olması nedeniyle hedef alındığını söyledi. Akile Driydi, müvekkilinin vatandaş ve avukat sıfatıyla, yerel seçimlerle ilgili itiraz ve başvuru için kayıt ofisine başvurduğunu; seçim sürecini hukuka aykırı ve birçok usulsüzlük içeriyor olarak nitelendirdiğini belirtti. Ancak hukuki talepler yerine getirilmek yerine, Musi keyfi olarak tutuklandı ve bilinmeyen bir yere nakledildi. Akile Driydi, Abir Musi’nin yalnızca seçim sürecini eleştirdiği ve anayasal hakkını kullanarak Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına itiraz ettiği için hapsedildiğini vurguladı.

‘Mücadele etmeye devam edecek’

Siyah El-Barqawi’nin ablası Yeser El-Barqawi, 25 yaşındaki kardeşinin haksızlığa uğradığını ve 24 yıl hapis cezası aldığını, ayrıca sekiz dava ile karşı karşıya olduğunu açıkladı. Kardeşinin, eski cumhurbaşkanlığı adayı Elyashi El-Zemal ile bağlantılı siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını ve ülkede büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını belirtti. Yeser El-Barqawi, kardeşinin siyasi faaliyetlerinden pişman olmadığını, aksine gurur duyduğunu ve haksızlığa rağmen özgürlüğü ve siyasi katılım hakkı için mücadele etmeye devam ettiğini belirtti.