‘Tunus’ta güçlü ve bağımsız bir kadın mücadelesi gerekiyor’

Köklü bir geçmişe sahip olan Tunus kadın mücadelesi, günümüzde de önemli kazanımlar elde etse de Tunuslu kadın hakları aktivistleri, bunun yeterli olmadığını bağımsız ve güçlü bir kadın mücadelesine olan ihtiyacı hatırlatıyorlar.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunus kadın mücadelesi ve kazanımları bakımından birçok Ortadoğu ülkesine örnek gösteriliyor. Ülkede kadın mücadelesi 3 aşama olarak ele alınıyor. 75 yıllık Fransız sömürgesinin son bulduğu 1956 yılında gelişen ulusal mücadeleye öncülük eden kadın hareketleri, ‘Arap Baharı’ olarak bilinen 2010 yılında gelişen ayaklanmalara öncülük eden kadınlar ve devrim olarak tanımlanan sürecin sonrasında gelişen kadın hareketleri. Yasal haklar bakımından da Türkiye’den sonra en büyük kazanımların olduğu Müslüman ülkesi olan Tunus. Yasaların kağıt üzerinde kaldığı ve uygulamada yer verilmediği daha çok ataerkil toplumun zihniyetine göre uygulamalar hayata geçiriliyor. Kadın hareketi de bu konuda tam bir bütünlük içinde değil. Bir kısım hareket yasal düzenlemelerin varlığını yeterli görerek, yeni değişikliklerle sorunun çözüleceğine inansa da önemli kısmı sorunun ataerkil düzenden kaynaklandığını ve daha köklü bir değişime ihtiyaç olduğu yönünde ısrarcı.

Kadın hakları savunucusu Raja Dahmani, kadınların Tunus’un yönetiminde, siyasi ve sosyal yaşamın her alanında yer aldığını hatırlatarak, kadın mücadelesinin ulusal mücadele ve sendikal mücadele ile sınırlı kaldığına dikkat çekti.

1989 yılında kurulan Tunus Demokratik Kadınlar Derneği'nin ülkenin ilk kadın derneği olduğunu söyleyen Raja Dahmani, derneğin sol sosyalist öğrencileri, siyasetçileri ve düşünürleri bir çatı altına topladığını kaydetti. Kadınların örgütlü mücadelelerinin başlangıçta birçok kesim tarafından reddedildiğini değerlendiren Raja Dahmani, “Kadınlar o dönemde birçok zorlukla karşı karşıya kalmışlar. Mücadele de kadın sorunlarını öteleyerek, biraz slogan düzeyinde kaldı. Siyasi taleplere odaklanılmıştı. Kadın sorunu bir mevsimlik, birkaç sloganlık bir durum olduğuna inanmadığımızdan. Mücadele etmeye devam ettik. İktidar o dönem kadın hareketini susturmak istemiştir” dedi.

Kadın mücadelesi önemli kazanımlar elde etti

Tunus’ta verilen mücadelenin önemli olduğunu fakat henüz başarıya ulaşmadığının altını çizen Raja Dahmani, kadınların; ayrımcılık, işsizlik, eşit ücret hakkından yoksun bırakılma gibi birçok hakkı kullanamadığını anlattı. Raja Dahmani, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri arasında kadınları karar alma pozisyonlarında ilk Tunus’ta görüyoruz. İlerici yasalar var. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 58 Sayılı Kanun, Tunus'ta kadın haklarının savunulması alanında son derece gelişmiş mevzuattı.”

‘Tunuslu kadınlar direniş içerisindeler’

Kadın mücadelesine entelektüel bir katkı sunmayı amaçladığını söylediği ‘Kadın Koşuşturması’ anlamındaki ‘The Feminine Hustle’ adlı kitabından da yazarı olan Araştırmacı Yazar Umm Al-Zein Ben Şahika ise Tunus kadın mücadelesinin tarihinin çok eskilere dayandığını söyleyerek, “Tunuslu kadınlar, sadece sloganlarla yetinmeyen, sürekli bir mücadele eden, bakış açısını değiştiren bir direniş içerisindeler. Kadın mücadelesi bir seçenek değil, bir gerekliliktir. Toplumu değiştirmek için sadece kelimeler yetmez, daha büyük bir mücadele ortaya koymak gerek” diye belirtti.