‘Tunus’ta 58 Sayılı Yasa uygulansa şiddet azaltılabilinir’

Fanara Derneği Başkanı Yusra Buafia, Tunus’ta artan kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın devrim niteliğindeki 58 Sayılı Kanun’un uygulanması halinde önlenebileceğini vurgulayarak, “Hesap verebilirlik kültürünü güçlendirmemiz gerekiyor” dedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus– Fanara Derneği Başkanı Yusra Buafia, hayatın her alanında ayrımcılığa maruz bırakılan kadınların yargı alanındaki ayrımcılık nedeniyle de adalete erişimde sorunlarla karşılaştığını anlattı. Farklılık Hakkını Savunma Gözlemevi'nin 2023 yılına ait yayımlanan raporuna değinen Yusra Buafia, raporda yargı sistemine olan yaygın güvensizliğin tespit edildiğini ifade etti. Yusra Buafia, “Cinsiyete dayalı ayrımcılığın yaygınlaştığının belirtildiği raporda, buna ilişkin 92 vakaya işaret ediliyor” dedi.

Söz konusu raporda, cinsiyete dayalı ayrımcılık oranının yüzde 16 oranında arttığının belirtildiğini aktaran Yusra Buafia, bu oranın Haziran ayında yüzde 23'e Ekim ayında ise yüzde 27'ye ulaştığını ifade etti.

‘Şiddetin iki kat arttığı açıklandı’

Sözlü ve fiziksel şiddetin kadınlar üzerinde psikolojik etkiler yarattığını dile getiren Yusra Buafia, “Kadın Bakanlığı kadına yönelik şiddetin iki kart arttığını bir yılda 72 kadının katledildiğini açıkladı” diye konuştu. Şiddet ve katledilme vakalarının çoğunun Tunus'un kuzeybatısında, tarım sektörü gibi güvenli olmayan iş ortamlarında yaşandığına işaret eden Yusra Buafia, bu bölgede inceleme yapılması gerektiğini söyledi.

‘Kadına dair ayrımcılık reddediliyor’

Kadınların maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddetin nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yusra Buafia, şunları ifade etti:

“Toplum hala kadın hakları konusunda bilgi sahibi değil. Ayrıca kadına dair ayrımcılığı da reddediyor. Toplumsal bir bilinç eksikliği yaşanıyor. Yasaların uygulanmasında zayıflık var. Tunus'ta 2017'de şiddete karşı çıkarılan bir yasamız var. Irk ayrımcılığına yönelik ise 2018 yılında 50 sayılı bir kanun çıkarıldı. Ayrımcılığı ve şiddeti ortadan kaldırabilecek devrim niteliğinde bir yasa var. Kadınlara ve azınlıklara yönelik bu baskıcı uygulamalara son vermek için hesap verebilirlik kültürünü güçlendirmemiz gerekiyor.”

‘Kanun doğru bir şekilde uygulanmalı’

Yasaların uygulanmasında hükümetin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Yusra Buafia, “Şiddetle mücadele yasasıyla ilgili tüm güvenlik merkezlerine bütçe aktarıldı ve uzman ekipler atandı. Ancak endişe verici olan bu ekiplerin ülkenin kuzeybatısındaki Baja Valiliği gibi iç bölgelerdeki zayıf varlığıdır. Sadece üç merkez var, bunlardan biri şehrin göbeğinde, kadınlara onlarca kilometre uzaklıkta. Kanunun ölü bir metin olarak kalmaması için doğru bir şekilde uygulanmalı. Bununla ilgili politikalar oluşturulmalı” diye konuştu.

’24 kentte sadece 12 sığınma evi var’

Şiddete maruz kalan kadınlar için sığınma evlerinin artırılması gerektiğini sözlerine ekleyen Yusra Buafia, “24 kentimizde sadece 12 sığınma evinin olması utanç verici bir sayıdır. Ayrıca bu sığınma evlerinden sadece 8’i kadınları kabul etmektedir” dedi.  58 Sayılı Kanununun uygulanmasının şiddet oranlarını azaltacağına vurgu yapan Yusra Buafia, “Özellikle koronavirüs salgınının günümüze kadar yayılmasıyla birlikte kadına yönelik şiddet oranları 2017'den bu yana 7 kat arttı. Bunun yanı sıra katledilen kadınların yüzde 70’nin de daha önce şikayette bulundukları ortaya çıktı” dedi. Kadınlara yönelik farkındalık çalışmalarının eksikliğine işaret eden Yusra Buafia, kadınların 58 Sayılı Yasayla ilgili yapacakları çalışmaların da önemli olacağını belirtti. Yusra Buafia, sözlerini şöyle sürdürdü:

“58 Sayılı Yasa çıktığında, toplumda kadınların güçleneceği ve erkeklerden intikam alınacağı yönünde anti propaganda yapıldı. Kadınlar için adaletin sağlanması hükümetin doğrudan desteğini gerektiriyor.  Hükümetin ilk aşamada adalete ve kadınlar arasında tam eşitliğe inanması gerekiyor. Bu görevde bilinçlendirme rolü oynayan sivil toplumla ortaklaşılmalıdır.”