TSK Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini bombaladı: Boyun eğmeyeceğiz

TSK'nin Kuzey ve Doğu Suriye ve Kandil'e dönük saldırılarına tepki geldi. Verilen tepkilerde, saldırılara karşı boyun eğmeyecekleri söylenirken, halkada saldırılara karşı harekete geçme çağrısı yapıldı.

Haber Merkezi -Türk devleti, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Kobanê, Şehba, Derik başta olmak üzere bir çok noktasını savaş uçaklarıyla bombaladı. Saldırılarda yaşamını yitiren ve yaralanan yurttaşların olduğu bilgisi paylaşılırken, resmi bir bilanço yayınlanmadı.

TSK'nin, Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırılarına bir çok kişi, kurum ve kuruluş yaptıkları açıklama ile tepki gösterdi.

'Tüm dünya bilsin ki saldırılara boyun eğmeyeceğiz'

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusif, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına dönük ANHA’ya yaptığı değerlendirmede, “Tüm dünya bilsin ki bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz ve kendimizi savunacağız. Şehitlerimizin, yaralılarımızın intikamını mutlaka alacağız” açıklamasında bulundu.

Saldırıların Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef aldığını söyleyen Foza Yusif “Türk devletinin Suriye'de dünyanın ve uluslararası güçlerin gözü önünde bölgelerimize vahşice saldırdığı, Kuzey ve Doğu Suriye'nin tüm bileşenleri ile Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan bu saldırıları kınıyoruz. Uluslararası güçlerin bu saldırılar karşısındaki sessizliğini de kınıyoruz. Bu saldırı, Türk devletinin halkımıza yönelik soykırım politikasının bir parçasıdır. Türk devletinin ilan ettiği sözde ‘terörle mücadele’ tüm Suriye için bir tehdittir” dedi.

 Hedef bölgeyi boşaltmak mı?

Türk devletinin bölgeyi boşaltmayı amaçladığını ifade eden Foza Yusif, “Bölge bileşenleri arasında panik ve korku tohumları ekerek bölgeyi boşaltmak istiyor. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye'nin tüm halkları bu imha politikasına karşı tavır almalı, topraklarına ve değerlerine bağlılıklarını ifade etmelidir. Halkımız tüm bileşenleriyle olağanüstü hal içinde güçlerinin yanında ve Özerk Yönetim’le birlikte olmalıdır. Tüm dünya bilsin ki bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz ve kendimizi savunacağız. Şehitlerimizin, yaralılarımızın intikamını mutlaka alacağız” diye belirtti.

'Türk devletinin iç siyasette yaşadığı krizi örtbas etme çabasıdır'

TEV-DEM Eşbaşkanı Ruken Ehmed ise ANF'ye yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin saldırılarını boşa çıkartmak için herkesi harekete geçmeye çağırdı.

Türk devletinin iç siyasette yaşadığı çaresizlikten saldırdığını belirten Rûken Ehmed, “Şehba, Kobanê, Zirgan, Dêrik, Kandil’e kadar yapılan bombardıman Türk devletinin iç siyasette yaşadığı krizi örtbas etme çabasıdır. Bu saldırılar Türk devletinin çaresizliğini gösteriyor. Yaşadığı tıkanmayı Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılarla aşmak istiyor. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’yi yoğun bir şekilde bombalayan Türk devleti saldırı senaryosunu İstanbul’daki patlamayla devreye koymuştu. Türk devleti önündeki seçimlerde sonuç almak, bu toplumun bir yüzyılını daha kaybettirip kaosik durumu daha da derinleştirmek için böylesi saldırıya başvurdu. Türk devleti bu bombardımanlarla bunu yapmayı amaçlıyor” dedi.

'Halk sürekli eylemdeydi'

Kuzey ve Doğu Suriye halklarının tüm gücüyle özgürlük mücadelesini desteklediğine dikkat çeken Rûken Ehmed, “Kuzey ve Doğu Suriye bu dönemde gerillayı en üst düzeyde destekledi. Kürdistan gerillasına karşı kullanılan kimyasal saldırılara karşı Kürt, Arap, Türkmen, Çerkez, Süryani ve Ermeni halkları sürekli meydanlarda eylemdeydi. Gerillaya karşı saldırıları kınayarak gerilla direnişine desteğini dile getirdi. Yine Önder Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecride karşı eylemdeydi. 25 Kasım Dünya Kadına Şiddet Gününe ilişkin de eylemler başlatmıştı. Baskı zihniyetine karşı eylemleri kendisi için korku gören Türk devleti, doğaya ve tüm canlılara karşı her türlü baskıcı yöntemleri kullanıyor.”

'Bugün harekete geçmeliyiz'

Rûken Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına seslenerek, “Türk devleti sıkışmış durumdadır. Çünkü Kürt halkıyla birlikte dostları da alanlarda. Bu saldırıları boşa çıkarmak için yarın değil bugün harekete geçmeliyiz. Toplumumuz bilmelidir ki yarın çok geç olur. Halkımız bombardıman yüzünden göç yollarına düşmek yerine hepimiz meydanlara akın ederek bu saldırılara göz yuman güçleri Türk devlet saldırılarını durdurmaya mecbur bırakalım” çağrısında bulundu.

Kürdistan’ı sahiplenmek için alanlara çağırı

Saldırıya tepki gösteren KCKD-E eşbaşkanları açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Gözü dönmüş işgalci Türk devleti an itibariyle Kandil, Kobani, Şehba'yı  eş zamanlı olarak bombalıyor. Kürdistan topraklarını ve sivil alanları direk hedef alan katliam saldırısına karşı nerede olursak olalım derhal alanlara inerek katliamcı Türk ordusuna dur demek için harekete geçelim.

İstanbul İstiklal Caddesi'nde tezgahlanan senaryonun ardından Rojava’yı hedefleyen bu katliamcı işgal saldırısının temel hedefi Kürt halkını ve kazanımlarını imhadır. DAİŞ’i yenen ve binlerce gerillanın kanı ile özgürleştirilen Rojava, yeniden karanlığa boğulmak isteniyor. Hiçbir Kürdistanlı buna sessiz kalamaz. An iti barı ile herkesi tepkisini göstermeye alanlara çağırıyoruz.

 Ayrıca işgalci Türk devletinin savaş uçakları ile bombalamasına ve hava sahasını Türk devletine açan uluslararası güçleri de protesto edip kınıyoruz.

KCDK-E olarak, tüm meclislerimizi, bileşenleri, kadın, genç, yaşlı herkesi, demokratları, aydınları, savaşa ve katliama karşı olan ve insanım diyen herkesi an itibariyle Kürdistan'ı sahiplenmeye çağırıyoruz. "

'Komplolarla katliam zemini yaratılmak isteniyor'

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına dair dijital medya hesabından açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Savaştan beslenen ve devlet içinde giderek hakim olmaya çalışan savaş kliği kendi yaşamını Kobanê ve Rojava'ya saldırmakta gördü. Kürd'ün inkarı ve imhası üzerine kendisini tahkim eden bu kuvvet yüzyıllık acılara, katliamlara, savaş ve isyanlara yeni bir yüzyıl yaratmanın peşindedir. İstiklal kumpasında da görüldüğü gibi hiç bir mantığa ve akla ziyan komplolarla kendisine katliam zemini ve meşruiyeti yaratmanın peşinde koşmaktadır.”