‘Toplumsal Sözleşme Êzidî toplumunu koruyor’

Cizîr Kantonu Êzidî Evi Yönetim Üyesi Leyla İbrahim, Kuzey ve Doğu Suriye’de Özerk Yönetim tarafından yenilenen Toplumsal Sözleşme ile Êzidî halkının varlığı ve kültürünün de korunduğunu belirterek, “İlk defa bir sistemimiz ve ittifakımız oldu” dedi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê - Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, 19 Temmuz devriminden sonra  geçen 12 yılın ardından Aralık 2023'te Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Sözleşmesi’ni  yenileyerek imzaladı. Çalışmalarını Demokratik Ulus Sistemine dayalı yürüten Özerk Yönetim, Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm etnik grup ve toplulukları da eşit ve demokratik bir yaşam sürmeleri için Özerk Yönetim çatısı altında bir araya getiriyor.

Topluluklardan biri de 74 kez soykırıma maruz kalan Êzidîler. Toplumsal Sözleşmenin yenilenmesiyle birlikte Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan Êzidîler de, bu sistemin bir parçası haline geldi. Cizîr Kantonu Êzidî Evi Yönetim Kurulu Üyesi Leyla İbrahim, Toplumsal Sözleşmenin Êzidîler için nasıl bir öneme sahip olduğunu ajansımıza anlattı.

‘Demokratik Ulus Sistemini bir şans olarak görüyoruz’

Demokratik Ulus Sistemine dayanan Özerk Yönetimin, Êzidî toplumuna yönelik olası fermanların önüne geçtiğini belirten Leyla İbrahim, “Bu nedenle Êzidîleri bölgede temsil eden Êzidî Evi olarak Özerk Yönetim sistemi içerisinde önemli bir misyona sahibiz. Demokratik Ulus Sistemini bir şans olarak görüyoruz. Ki bu sistemi kendimiz için seçtik ve kendimizi onun kurallarına göre örgütledik” diye konuştu.

‘Özerk Yönetim ile yeniden canlandık’

Êzidî toplumunun birçok fermandan geçtiğini ve bunun sonucunda çok kayıplar verdiğini hatırlatan Leyla İbrahim, “Ama Özerk Yönetim ile yeniden canlandık. Kimliğimizi, kültürümüzü, tarihimizi yeniden ortaya çıkarıp hayata geçirebildik. Bu nedenle Rojava Kürdistan'ında yaşanan devrimi kendimize demokratik ve özgür bir gelecek yaratmak için büyük bir fırsat ve şans olarak değerlendiriyoruz” dedi.

‘Toplumsal Sözleşmenin hükümlerini yerine getirmek istiyoruz’

“Êzidî kadınlar olarak daha fazla örgütlenip 74’üncü fermanda kaçırılan kadınların geri dönüşünü sağlayabilirdik” diyen Leyla İbrahim, YPJ ve QSD tarafından Hol Kampı’nda yürütülen İnsanı ve Güvenlik Operasyonu’na işaret ederek şunları ifade etti:

“Bu operasyonu çok anlamlı ve önemli buluyoruz. Yüzlerce kayıp kadın var, dolayısıyla DAİŞ çetelerinin elindeki kadınları kurtarmanın kaynağı olabilmemiz için zaman zaman bu düzeyde operasyonlar gerçekleştirmenin gerekli ve önemli olduğunu düşünüyoruz. Êzidî Evi’nin özel bir komitesi var. Bu komite özellikle Êzidî kadınların özgürleştirilmesi için çalışma yürütüyor. Bizler de çalışmalarla kaçırılan Êzidî kadınlara sahip çıkmak ve Toplumsal Sözleşmenin hükümlerini yerine getirmek istiyoruz. Bunun içinde ilgili taraflara teşekkür ediyoruz. Bu konuda ısrarcı ve kararlıyız, dolayısıyla mücadelemiz daha da yükselecektir.”

‘Êzidî toplumu olarak ilk defa bir sistemimiz oldu’

Leyla İbrahim, Toplumsal Sözleşme'nin imzalanmasının devrim değerlerinin korunmasının garantisi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devrimin kazanımları ve değerleri, bölgedeki bileşenlerin birlik ve beraberliği sayesinde elde edilmiştir. Dolayısıyla Toplumsal Sözleşmenin imzalanması, ulaşılan birliğin korunması anlamına geliyor. Özellikle biz Êzidîler açısından ilk defa bir sistemimiz ve ittifakımız oldu. Êzidî toplumunun inançlarının, değerlerinin ve kazanımlarının korunmasına ilişkin hükümler mevcut. Bu tedbirlerin Êzidî toplumunu korumanın ve kaçırılan tüm kadınların geri getirilmesinin yolu olacağından çok mutluyuz."