AXÎN BAHAR

Haber Merkezi- Fransa'nın başkenti Paris'te PKK'nin öncü ve kurucu kadrolarından Sakine Cansız (Sara), KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Avrupa Kürt Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez (Ronahî), 9 Ocak 2013'te katledildi. 3 öncü Kürt kadının katledilmesinin üzerinden yıllar geçse de Kürt kadınların bu katliamlar karşısında öfkesi ilk günkü gibi.

Katledilen üç öncü kadından biri olan Sakine Cansız, tüm yaşamıyla Kürt kadınlara mücadele ve direniş alanlarında ilham oldu. Öyle ki “dünyanın en kötü 10 cezaevi” içinde yer alan birer “işkencehaneye” dönüştürülen Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’ndeki direnişiyle, tüm kadınlara güç verdi. Hayattayken sistemle “kavgası” bitmeyen Sakine Cansız, katledildikten sonra Kürt kadınlara büyük bir miras bıraktı.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Sözcüsü Ayten Kaplan, Sakine Cansız’ın mücadelesinin Kürt ve enternasyonal kadınlar tarafından sürdürüldüğünü belirtti.

Kürt Kadın Hareketi'nde yer alan öncü kadınlara yönelik izlenen politikalara dikkat çeken Ayten Kaplan, kadının iradeleşmesinin, güçlenmesinin önüne geçmeye çalışan bir anlayışın olduğunu ve böylelikle Kürt halkına diz çöktürmek istenildiğini ifade etti. Önce Avrupa’nın göbeği Paris’te 3 kadının, 3 yıl sonra da Kürdistan’da (Şirnex’in Cizîr ve Sîlopiya ilçesinde 4 Ocak 2016’da siyasetçi Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır katledildi) 3 öncü Kürt kadının hedef alınarak katledildiğini hatırlatan Ayten Kaplan, “Kadın toplum içinde değişim, dönüşüm yaratan, tarihini, dilini, kimliğini koruyan bir yapıda olduğu için hedef alınıyor” dedi.

‘Baş gitti mi gövde bir şey yapamaz anlayışı var’

Toplumda kadına biçilen rollerin olduğunu ve bu yaklaşımı kabul etmeyen kadınlara karşı şiddetin açığa çıktığını söyleyen Ayten Kaplan, “Kadın yıllarca kendisine biçilen o eski rollere girmek istemiyor. Kendi benliğini bulup ve kendisini geliştiren bir durumda. Kendi tarihini yeniden yazan bir konumdadır. İşte bu saldırılar bu nedenle gerçekleşmektedir. Öncü kadınları hedef alarak, ‘baş gitti mi gövdesi bir şey yapamaz’ anlayışı var. Böylelikle ‘kadını ya da o toplumu istediğim gibi bir forma sokarım’ algısına kapılıyorlar. Ama Kürt kadınlar bu algıyı kırdı” diye belirtti.

‘Kürt kadınlara ilham oldu’

2013’te Paris’te katledilen kadınlardan Sakine Cansız’ın “baskı gören bir toplumda baş kaldıran bir kadın” olduğunu söyleyen Ayten Kaplan, Sakine Cansız’ın birçok Kürt kadına mücadelesiyle ilham olduğunu söyledi. Ayten Kaplan, “Kürt kadın hareketinde duruşu, ideolojik bakışıyla birçok emeği var. Bu emek sayesinde bize kalan bir miras da var. Benim de kendisini tanıma şansım oldu, sohbetlerimiz oldu. Onun için yeri doldurulmayacak ve gerçek anlamıyla bir öncü kadın siyasetçidir diyebilirim” dedi.

‘Özgürlüğün ve kadının iradesinin sembolüdür’

“O bir semboldür, özgürlüğün ve kadının iradesinin sembolüdür” diyen Ayten Kaplan, Sakine Cansız’ın değişime olan inancıyla tabuları yıktığını belirtti. Ayten Kaplan, Sakine Cansız’a dair şöyle konuştu: “Kadının iradesini geliştirme, her anlamda kendi mücadelesinin farkına varmasında etkileri var. Tabi bunlar bizim mücadelemizi yürütmemizi sağlayan şeyler. Bu açıdan onun mirasına sahip çıkarak, onun yaratmak istediğini daha da güçlendirerek geniş bir kadın yapısına dönüştürmek istiyoruz. En etkilendiğim kadın arkadaşlardan birisidir. Özellikle duruşu, mücadelesi, kavgası beni çok etkiledi. Yanlışa dur demenin cesaret istediği zamanlarda, yanlışa dur derdi, onda o cesaret vardı. Düşmana karşı verdiği direniş örnektir. Aynı zamanda kadının içindeki zenginlikleri ortaya çıkarma noktasında tabii ki katkıları çok fazla.”

‘Dosya bizim için kapanmadı’

Ayten Kaplan, katliamı gerçekleştiren tetikçi Ömer Güney’in tutulduğu cezaevinde şüpheli şekilde ölmesinin ardından dosyanın kapatılmasına da tepki gösterdi. Ayten Kaplan, “Fransa, dosyayı kendisine göre kapatmış, katil ceza döneminde yaşamını yitirmiş ve süreç başlayıp bitirilmiştir. Ama bizim açımızdan bitmedi. Deliller ortada ama bu durum siyasi açıdan işlerine gelmiyor. Katilin kimliği ayrı bir olay. Ama katili o noktaya getiren birileri var, bir zihniyet var. Ekonomik çıkarlar, politik çıkarlar gündemde olunca üstünü kapatmak istediler. Türkiye'yle karşı karşıya gelmek istemediler. Hala esas katiller yargılanmadı. Davanın yeniden ele alınması ve katillerin yargılanması için tabii birçok farklı çalışmalar yapılıyor, bu çalışmalar asıl failler yargılanana kadar devam edecek” dedi.

‘Üç arkadaşın bize bıraktığı mirası gelecek nesillere taşıyacağız’

Katliamla Kürt kadınlara mesaj verilmek istenildiğini ifade eden Ayten Kaplan, “Sakine arkadaş, kadın özgürlüğünün sembolüdür. Fidan Doğan, yıllardır çalışmasıyla Avrupa'da Kürt halkının siyasi açıdan diplomatik alanında sesi olmuştu, Leyla, geleceğin kadrosuydu, gençlik öncüsüydü. Bu üç arkadaşımız üç nesil hedef alınarak katledildi. Bize bir mesaj vermek istediler. Kürt Kadın Hareketi de bu mesajı tersine çevirdi. Siz bizi öldürseniz de tutuklasanız da kadın iradeleşmesi devam edecek. Üç arkadaşın bize bıraktığı mirası gelecek nesillere taşıyacağız. Gelecek nesiller Sakine Cansız’ı, Fidan Doğan'ı ve Leyla Şaylemez’i tanıyacak. Arkadaşların mirasına sahip çıkacağız ve zafere taşıyacağız” ifadelerini kulandı.

Avrupa’nın dört bir yanında eylemler yapılacak

Her yıl olduğu gibi bu yılda katliamın yıldönümünde Avrupa çapında “Büyük Yürüyüş” düzenleyeceklerini belirten Ayten Kaplan, “İskandinav ülkeleri, Avusturya özgünlüğünde eylemler olacak. İngiltere de düşünülüyor. Ve diğer ülkeler Fransa, Hollanda, Belçika, İsviçre ve Paris'te eş zamanlı eylemler olacak. Fransa’ya ‘Katiller belli neden bekliyorsunuz’ diyerek yürüyeceğiz. Bu vesileyle talebimizi yine sokağa taşıyacağız. Tabi 9 Ocak'ta her yerde, bütün ülkelerde Fransız konsoloslukları ya da elçiliklere siyah çelenkler bırakılacak. 11 Ocak'ta da ‘Büyük Yürüyüş’ü gerçekleştireceğiz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.