Tehditlere kadınlardan yanıt: Mücadelemiz daha da büyüyecek

Kayyım atanmasının ardından halka dönük tehditlere ve müdahalelere dair konuşan Colemêrgli kadınlar, “Yıllardır verdiğimiz mücadele daha da büyüyecek. İtaat etmeyeceğiz” dedi.

Colemêrg- Colemêrg Belediyesine atanan kayyıma her kesimden tepkiler gelmeye devam ederken, kadınlar iradeleri için mücadele etmeye devam ediyor. Sokakları terk etmeyen halk kayyımı kabul etmediklerini sık sık dile getirirken, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamaya ise Colemêrgli kadınlar tepki gösterdi. “Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Ve şu anda hukuk da gereğini yapmıştır” sözleri ile kayyım politikasının devam edeceğine dikkat çeken AKP’li Cumhurbaşkanı’na kadınlar, “Ne onları ne de kayyımlarını istemiyoruz” dedi.

‘Wan gibi burada da kaybedecekler’

Kayyım haberinin ardından halka destek olmak için Amed’den Colemêrg’e gelen Emine Kaya, şunları söyledi: “Burada halkın başı dik. Kendi iradelerine sahip çıkmakta kararlı, Erdoğan burası ilk demiş ama yanlış demiş. Onlar için ilk kayyım atanmak istenen yer Wan’dı. Ama orada halkın direnişine takıldılar. Şimdi burayı gasp etmek istiyorlar. Ama halk onları tekrardan yenilgiye uğratacak. Normalde eşbaşkan tutuklandığında meclisten bir başkan seçilirdi. Ama buradan şunu anlıyoruz ki zaten tek dertleri talan ve hırsızlık. Hiçbir gerekçe olmasa dahi kayyım atamaya bahane arıyorlar. Amaçları bu rejimin devam etmesi, bu irade hırsızlığını sürdürüyorlar. Wan’da kaybettikleri gibi burada da kaybedecekler. İnsanlar oylarını kendileri için verdi. Bu politika ile AKP daha da geriye gidecek. Seçimde ki hezimetlerine hezimet katacaklar. Muhalefetinde bu süreçte bu halka ve demokrasiye sahip çıkması gerekiyor.”

‘Ne onu ne de kayyımını istemiyoruz’

Ardından konuşan Remziye Akboğa ise kentlerinde hainleri ve hırsızlıkları istemediklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Biz kayyımı istemiyoruz. Bu damarımız olduğu sürece bu yolumuzdan dönmeyeceğiz. Kayyımı gönderene kadar buradayız. Orası onların yeri onların emeği değil. Bizim emeğimiz ve bizim kanımız, bizim hakkımıza göz dikmesinler artık. Hain Kürtler de ayağa kalksın bunlara dur desinler. Ben yıllardır bu yoldayım, bundan sonra da olmaya devam edeceğim. Herkes kendi hakkına kendi iradesine sahip çıksın. Ne kayyımlarını ne de onları kabul etmiyoruz. Biz emeğimizi istiyoruz. İnşallah aynı şey onların başına da gelir.”

‘Bu darbe kabul edilemez’

Kentte yaşayan bir genç olarak kendi iradesini korumaya ve sahiplenmeye devam edeceğini aktaran Gülsüm Taşkın, “Yıllardır çektiğimiz bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Tabi ki ben seçtiğim adayın başkan olmasını ve halka hizmet etmesini istiyorum. Yapılan tamamen bir darbe. Yıllardır olduğu gibi bugün de bu darbeyi kabul etmiyoruz. Bir genç olarak ben hizmet alamıyorum. Herhangi bir talebim olduğunda muhatap bulamıyorum. Ben kayyumu değil, kendi irademi istiyorum. Yıllardır varlık mücadelesi ile büyük bedeller veriyoruz. Mücadele etmeye ve bedel ödemeye devam edeceğiz. Her daim mücadelemizin arkasındayız. Mücadeleye devam, asla pes etmek yok” sözlerini kullandı.

‘Tehditler gasp politikasını açıkça gösteriyor’

Son olarak konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti Meclis Üyesi Sinem Seven, her türlü kayyıma ve toplumsal kıyımlara izin vermeyeceklerini belirtti. Mücadeleyi her türlü tehdit ve hakaretlere rağmen büyütmeye devam edeceklerini anlatan Sinem Seven, “Erdoğan’ın son konuşması her şeyi açıkça ortaya koyuyordu. Halkı sandık başına götürüp istedikleri gibi olmayınca kayyıma başvuruyorlar. Bizler bunu üç dönemdir yaşıyoruz. Ama bu sene o seneler gibi değil. Halk iradesini istiyor o yüzden bu gaspa ve hırsızlığa dur diyor. Halk olarak seçim sürecinde çok ciddi bir çalışma yürüttük. Bu kayyımlara karşı yıllardır mücadele ediyoruz. Boşaltılan köylerden tutalım şehirlere kadar her alanda mücadele ettik. Onlar hiçbir tarihte bizim irademizi tanımadı. Her türlü tutuklama ve öldürmeye karşı biz kalanlar çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Bizi belleğimizden koparamazlar’

Sinem Seven, “Bu gaspla hem iradeyi hem de kadınları hedef aldılar. Eşit temsiliyet ve eşbaşkanlığı yok etmek istiyorlar. Belediyeler bizler için dört duvar değildir. Bu halkın kazanımları ve direniş emeği olarak bakıyor. Onlar sadece bir bina değil, bir hafıza ve belleği oluşturuyor. Bizi bu bellekten ve kimliğimizden uzaklaştıramazlar. Kürdistan topraklarında politik kıyımlara ve kayyımlara izin vermeyeceğiz. Sokaklarda ve mahallelerde mücadele etmeye devam edeceğiz” sözleri ile konuşmasına son verdi.