ZEYNEB XELÎF

Dêrazor- Uluslararası komployla 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye'ye getirilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 25 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne tecrit altında tutuluyor. Abdullah Öcalan’ın, 33 aydır hem ailesi hem de avukatlarıyla görüşmesi engelleniyor. 4 Aralık’ta merkez üssü Marmara Denizi-Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğünde deprem de Abdullah Öcalan ile ilgili endişeleri artırdı. Birçok ülkede İmralı’daki mutlak tecrit uygulaması protesto edilirken, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için de kampanyalar ve girişimler sürüyor.

‘Halkla iletişimini kesmek için tecridi ağırlaştırıyorlar’

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrazor kentindeki Zenubiya Kadın Topluluğu da Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecride tepki gösterdi. Topluluk yöneticilerinden Amira Muhammad, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin psikolojik bir işkence olduğunu belirterek, “Önderliğin dış dünya ile bağlantısını koparmak istiyorlar. Halk, önderliğin yaşam felsefesini benimsediği için tecrit ağırlaştırılıyor. Önderliğin halkla iletişimini kesmek istiyorlar ve bu yüzden tecridi ağırlaştırıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

‘Tecrit tüm uluslararası sözleşmelerin ihlalidir’

Önder Abdullah Öcalan'ın düşünce ve felsefesinin Ortadoğu bölgesindeki tüm sorunların ideal çözümü olduğunu kaydeden Amira Muhammad, şunları ifade etti:

“Önderliğin düşüncesi tüm bileşenlerin ve dinlerin haklarını garanti altına alınıyor. Bu düşünce sayesinde çok fazla ilerleme, refah sağlandı. Bütün halkların her zaman aradığı istikrar ortamı hayata geçti. Bu yüzden kapitalist modernite ülkeleri bunu kendi projelerine yönelik bir tehdit olarak görüyor. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi kınıyoruz. Tecrit uygulaması, tüm uluslararası sözleşmelerin ihlalidir. Ayrıca Türk devletine değişim ve adalet çağrısı yapan siyasi aktivistlere yönelikte siyasi soykırım operasyonları düzenleniyor. Tüm bu uygulamaları kınıyoruz.”

‘Halkların özgür bir yaşam sürmesini istemiyorlar’

Zenubiya Kadın Topluluğu Eğitim Komitesi Üyesi Abeer Al-Hussein de Türk devletinin Abdullah Öcalan’a yönelik uyguladığı tecridi kınadı. Abeer Al-Hussein, "Önderliğin yaşam felsefesi tüm halkları, mezhepleri, farklılıkları ortak bir yaşamda buluşturdu. Tecrit dış ve bölgesel güçlerin politikalarıdır. Halkların bir arada yaşamasını ve özgür bir yaşam sürmesini istemiyorlar. Kadınlara özgür bir yaşam sunan Önderliğin fiziki özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.