‘Suriye krizi için siyasi bir çözüm yaratılmadı’

Til Temir İlçe Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Madlên El-Ibêd, Suriye krizinin giderek derinleştiğine vurgu yaparak, Şam hükümetine siyasi çözüm için masaya oturma çağrısında bulundu.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê – Suriye’de 2011 yılının Mart ayında başlayan ayaklanmalar ile yeni bir dönem başladı. Bu krizin çözümü için birçok ülkede toplantılar yapılsa da herhangi bir sonuç açığa çıkmadı. Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD'e karşı mücadele sırasında Ağustos 2016'da Cerablus’u işgal eden Türk devleti ise işgal saldırılarını Efrin, Serekani ve Girê Spî'ye kadar devam ettirdi.

Siyasi çözüm açısından Özerk Yönetim ve Şam Hükümeti arasındaki diyaloğun önemini Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Kantonu Til Temir ilçe Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Madlên El-Ibêd ajansımıza değerlendirdi.

‘Suriye krizi giderek derinleşiyor’

Madlên El-Ibêd, yerel ve uluslararası güçlerin Suriye'ye müdahalesinin siyasi tutumun zayıflamasından kaynaklandığını belirterek, "Ülkede 2011 yılından bu yana başlayan kriz durumu, Türk devletinin Serekaniyê ve Gire Spî'yi işgal etmesiyle derinleşti.  İşgalin amacı, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşamı durdurmak, felce uğratmak, bölgeyi güvensiz bir durumda bırakmaktır. Türk devleti halkın yerlerini hedef alıyor, tarlada çalışan çiftçileri de böyle hedef aldılar. Bu çiftçileri hedef almak bir insanlık suçudur. Göç ettirmede bölgedeki saldırı planlarından biridir” dedi.

‘Türk devleti çeteleri güçlendirmeye çalışıyor’

IŞİD çetelerinin son dönemdeki faaliyetlerine, bunun sebepleri ve bölgedeki etkilerine işaret eden Madlên El-Ibêd, şunları ifade etti:

"Bütün dünya biliyor ki, Türk devletinin sevgili evladı terörist DAİŞ'tir. Türk devleti bölgemizde ve işgal altındaki alanlarda çeteleri yeniden güçlendirmeye çalışmaktadır. İstikrarsızlık yaratarak bunu başarmayı amaçlıyor.  Bölgeyi işgal etmeye çalışıyor. IŞİD çeteleri de Suriye kırsalında toplanıyor, Hol Kampı’nda Eşbal El-Xîlafê adı altında kendilerini eğitiyorlar.  Bütün bunlar bölgemiz ve Suriye geneli için tehlike oluşturuyor, terörün yeniden güçlenmesinin nedeni ise IŞİD davasının uluslararası düzeyde çözülememiş olması ve Suriye krizidir."

‘Krizden en büyük fayda sağlayan Türk devletidir’

Madlên El-Ibêd, Suriye krizinin uzamasının halklara hizmet etmediğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Suriye krizi, gizli hegemonik güçlerin eliyle uzatılıyor ve derinleşiyor. Krizden faydalanan güçler var. Yani her defasında bir yere yönlerini dönüyorlar ve mevcut krizlerin arasında ateşe benzin döker gibi yeni bir kriz yaratıyorlar. Askeri saldırıları ve Suriye'nin bir bölümünü işgal etmesiyle bu krizden en büyük fayda sağlayan Türk devleti oluyor. Suriye halkı her yere dağılmış durumda. Şimdiye kadar bu kriz için siyasi bir çözüm yaratılmadı. Suriye halkı toplumsal olarak, siyasi, ekonomik ve coğrafi her yönlü zorlanıyor.”

‘Siyasi çözüm olmasını istiyoruz’

Suriye krizinin çözümünün askeri yolla yapılamayacağını vurgulayan Madlen El-Ibêd, ilgili taraflara siyasi çözüm çağrısında bulundu. Madlen El-Ibêd, "Suriye krizini ancak siyasi çözüm sona erdirebilir ve halkın yaralarını sarabilir. Şam Hükümeti, Özerk Yönetimin Suriye’yi parçaladığını iddia ediyor. Ancak şu iyi bilinmelidir ki; Suriye şimdi parçalanmış durumdadır. Parçalayan da Türk devletidir. Siyasi çözüm olmasını istiyoruz. Şam hükümetini, masaya gelip halk için ortak bir çözüm bulmaya ve krizi çözmeye çağırıyoruz. Böylece bir kez daha bu topraklardaki tüm halklar, dinler ve mezhepler bir araya gelerek huzur ve güven içinde yaşayabilirler” dedi.