Suriye’de dengeleri değiştiren 19 Temmuz Devrimi
Kobanê’nin Elpelûr köyünde 1979’da başlayan direniş, 2012’de 19 Temmuz Devrimi’ne dönüştü; kadınların öncülüğünde şekillenen bu mücadele, Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik bir yaşamın temellerini atarak, Demokratik Özerk Yönetim sistemiyle hayat buldu.

SİLVA EL-İBRAHİM – AVRİN NAVDAR
Rakka - Rojava’da 19 Temmuz 2012’de başlayan devrim, sadece inkar ve soykırımdan kurtulmak için değil, aynı zamanda tüm Suriye’ye örnek olabilecek demokratik bir sistem inşa etme hedefiyle yola çıktı. 13 yıllık mücadelenin ardından Kuzey ve Doğu Suriye halkı, kendi kendini yöneten bir sistem olan Özerk Yönetim’i kurarak önemli bir örnek oluşturdu.
Abdullah Öcalan’ın Suriye’ye gelişi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 1979 yılında Kuzey Kürdistan sınırındaki Kobanê üzerinden Suriye’ye giriş yaptı ve Elpelûr köyünde 40 gün kaldı. Bu dönem, sadece geçici bir durak değil, Kobanê’nin ulusal bilincinde iz bırakan ve 19 Temmuz Devrimi’nin fitilini ateşleyen bir aşama oldu.
Kobanê’deki “Önder Apo’ya Özgürlük” inisiyatifinin sözcüsü Ayşe Efendi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kobanê'deki varlığının halk üzerinde derin bir etki bıraktığını belirtti. Ayşe Efendi, “Elpelûr köyü, Abdullah Öcalan’ın Suriye’de ayak bastığı ilk yerdi. Buradan Halep ve Şam gibi diğer kentlere geçti. Onun burada bulunması, Kobanê halkında ulusal bilinç oluşturdu” dedi.
Kobanê’den yükselen devrim
Suriye’deki ayaklanmalar 15 Mart 2011’de Dera’da başladı, Hama ve Humus’a yayıldı. Kürtler Baas rejimini kendi elleriyle bölgeden çıkarmaya karar verdi ve bu adım, 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de başladı.
Ayşe Efendi o anı şöyle anlattı: “Özgürleşmeye karar verdik, devrim fırsatını kaçırmak istemedik. O gün Kobanê kuşatma altındaydı. Halkın tek seçeneği savaştı ama tüm zorluklara rağmen rejimi şehirden çıkarmayı başardılar. O dönemde halkın silahı yoktu. Ancak kurulan kontrol noktaları ve halkın öz gücüyle şehir savunuldu. Yokluktan varlık yarattık.”
Sadece Kürtler için değil, tüm halklar için
Ayşe Efendi’ye göre Kürt halkı tarih boyunca büyük acılar yaşadı ve artık daha fazla zulme tahammül edemeyecek duruma gelmişti. Devrimin başarısında dört parça Kürdistan’dan gelen desteğin özellikle IŞİD’e karşı savaş sürecinde etkili olduğunu vurgulayan Ayşe Efendi, “Halk, devrim boyunca dış destek almadan, kendi öz gücüyle mücadele etti ve Abdullah Öcalan’ın 52 yıllık mücadele mirasından ilham aldı” dedi.
Ayşe Efendi, Abdullah Öcalan’ın tüm halkların devrime katılımını vurguladığını söyleyerek devamında şunları belirtti: “Bugün Arap, Kürt, Süryani, Asuri, Hristiyan tüm halklar aynı cephede yer alıyor. Arap kadınların devrim sürecinde aktif rol oynaması da önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.”
Askeri ve toplumsal örgütlenme
Devrimin başlamasıyla halk sadece askeri değil, toplumsal, hizmet ve siyasi alanlarda da örgütlenmeye başladı. Halk meclisleri ve komiteler kuruldu. 2014’te Rojava'da Kürtçe, Arapça ve Süryanice resmi diller kabul edilerek “Demokratik Özerk Yönetim” sistemi ilan edildi.
Türk devletine bağlı çeteler Serekaniyê gibi bölgelere saldırsa da, YPG ve YPJ bu saldırılara karşı koydu. Özellikle IŞİD’in Kobanê saldırısı (2014) devrimin seyrini değiştirdi. Kobanê’nin direnişiyle başlayan süreç Minbic, Rakka, Dêrazor gibi kentlerin özgürleştirilmesiyle devam etti.
Kadınlar ön safta
Zenubiya Kadınlar Topluluğu Sözcüsü Hud El-İsa, IŞİD döneminde kadınların gördüğü zulmü ve devrimden sonra özgürleşmelerini anlatarak şunları söyledi: “Kadınlar köleleştirildi, pazar yerlerinde satıldı. Ancak Kobanê’nin özgürleşmesi umut oldu. Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) kurulmasıyla Araplar, Kürtler ve diğer halklar bir araya geldi. Bu ordu, sadece Suriye için değil, dünya için de IŞİD’e karşı mücadele etti. Özgürleşen kentler, Özerk Yönetim sistemi altında yeniden yapılandırıldı.”
“Kadınlar sistemin her alanında eşit yer aldı” diyen Hud El- İsa eşbaşkanlık sisteminin dünyada ilk kez uygulandığını hatırlatarak, “Bugün kadınlar için ayrı bir toplumsal sözleşme hazırlanıyor” diye belirtti.
IŞİD’i yenen tek güç: YPJ
YPJ komutanlarından Amira Muhammed, “19 Temmuz Devrimi kadınların öncülüğünde başladı” diyerek, kadın savaşçıların yüksek moral ve direnciyle IŞİD’i yendiklerini söyledi. Amira Muhammed, IŞİD’i yenen tek kadın ordusunun YPJ olduğuna dikkat çekerek, Türk devletinin saldırılarda kadın komutanları özellikle hedef aldığının altını çizdi.
‘Kadın öncülüğünde yeni Suriye inşa edilmeli’
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Evîn Swêd, Özerk Yönetim’in yıllar süren mücadelenin bir sonucu olduğunu belirtti. “Kadınların tüm alanlarda aktif yer aldığı bu sistem, bölge halkları için umut oldu” diyen Evin Swêd, “Rejimin yıkılmasının ardından halk istikrar yaşayamadı. Êfrînlilerin zorla göç ettirilmesi halkı yeniden acıyla karşı karşıya bıraktı. Ancak direniş sürüyor” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barışa ve demokratik bir toplum inşasına yönelik çağrısının kendilerine büyük sorumluluk yüklediğini dile getiren Evin Swêd, geçici Suriye yönetiminin kadınlara yönelik selefi zihniyetle yaklaştığını ve kadın haklarının hala kısıtlandığını vurguladı. Evin Swêd, “Yeni bir anayasanın hazırlanmasında kadınların söz sahibi olması temel hedefimizdir,” diyerek 19 Temmuz Devrimi’nin yıl dönümüne kadınların güçlü katılımıyla girileceğini belirtti.
Son olarak, Evin Swêd, yeni Suriye’nin kadın öncülüğünde, demokratik, çoğulcu ve âdem-i merkeziyetçi bir sistemle inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekti.