Sudanlı kadınlar: Yüzde 50’nin altındaki kotayı kabul etmiyoruz

Sudan Ordusu ve Hızlı Destek Güçleri arasındaki çatışmaların sona ermesi için önemli mücadeleler veren Sudanlı kadınlar, çatışmaların durması durumunda yönetim kademelerinde yüzde 50’nin altındaki kotayı kabul etmediklerini belirtti.

AYA İBRAHİM

Sudan– Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri ve ordu arasında Nisan 2023’ten bu yana devam eden çatışmaların sonuçları her geçen gün ağırlaşıyor. Milyonlarca insanın yerinden edildiği, binlerce kişinin katledildiği özellikle kadınların ve çocukların savaşın ağır yükünden daha fazla etkilendiği bir ülke haline gelen Sudan’da kadınlar, hakları için büyük mücadeleler vermek zorunda.  Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdel Fattah Al-Burhan, Sudan’ın bağımsızlığını elde ettiği 69’uncu yılı nedeniyle düzenlenen kutlamada yaptığı bir konuşmada, kadın haklarına dair anayasal düzeyde değişiklikler yapılacağını duyurdu. Kutlama sırasında Sudanlı kadınların Onur Savaşı'ndaki rolünü öven Abdel Fattah Al-Burhan, kadınların toplumun temel taşı olduğunu, savaşların yükünü taşıdıklarını ve mücadeledeki kararlılıklarına dikkat çekti. Sudanlı kadınlar konuyla ilgili ajansımıza konuştu.

‘Kadınlar birçok sorunla karşı karşıya kalıyor’

Kuzey Eyaleti Federal Ticaret Bakanlığı Komiseri Hanan Ahmed Abdel Rahman, kadınların savaştan en çok etkilenen gruplar arasında yer aldığını söyleyerek, “Savaş süreçleri yerinden edilme, ekonomik, güvenlik, psikolojik ve sosyal sorunlar nedeniyle kadınlar birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Savaş nedeniyle işlerini kaybeden kadınlar var ve birçok ihlale maruz kalıyorlar. Ancak tüm bu zorlu koşullara rağmen kadınlar mücadelelerini sürdürüyorlar. Hükümet çatışma sonrasında kadınların sorunlarına odaklanmalı ve kadınların yürütme ya da anayasal pozisyonlarında yer alması için katılımlarını artırmalıdır. Kadınlar örneğin deneyimlerinden dolayı Sudan Egemenlik Konseyi düzeyinde görev alabilirler” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar ekonomik alanda aktifleştirilmeli’

Çatışmalar nedeniyle alt yapının tahrip olduğunu söyleyen Abdel Fattah Al-Burhan, “Çatışmaların tahrip ettiği alanlar yeniden inşa edilmelidir. Öte yandan kırsal kesimdeki kadınların üretimin arttırılmasındaki yeteneklerinden yararlanılmalı. Kadınlar ekonomik alanda aktifleştirilmeli ve küçük işletmeleri güçlendirmeye yönelik projeler hayata geçirilmelidir. Kadınların ekonomik kalkınmada yer alması için projeleri desteklenmeli ve finans desteği sağlanmalıdır. Bu da çatışma sonrasında kadınların yaşamını yeniden inşa etmesi için fırsatlar geliştirilmesi için hükümet direktiflerine dayalı net kararlar ve prosedürleri gerektirir” dedi. 

‘Sudanlı kadınlar devrim sürecine öncülük etti’

Gazeteci Rashan Oshi ise, şöyle konuştu: “Sudanlı kadınların çatışmalarla birlikte son yıllarda ortaya koyduğu mücadele önemli. Sudanlı kadınlar temsiliyetlerde yüzde 50’nin altındaki kotayı kabul etmiyor. İçişleri Bakanlığı, Enformasyon Bakanlığı ve Egemenlik Konseyi olmak üzere Sudanlı kadınlar ülke yönetiminin her pozisyonunda yer alabileceğini kanıtladılar. Ancak Sudan Ordusu’nun kadınları geliştirme konusundaki ilgisizliği üzüntüyle karşılanıyor. Sudanlı kadınların ülkelerinin yönetimine katılma hırslarının hiçbir sınırı yok. Sudanlı kadınların çeşitli alanlardaki rolü büyük, ancak kadınların ileri pozisyonlarda yer alması engelleniyor ve bu konuda adil davranılmıyor. Sudanlı kadınlar devrim sürecine öncülük etti ve çatışmalar sona erdiğinde hak ettiği üst düzey pozisyonlarda yer alacağını umuyordu. Ancak çatışmanın sona ermesinden sonra kadınlar hak ettiği değeri göremediler.”

Onurlu mücadele

 

Ulusal Profesyoneller Derneği Başkanı Meryem Al-Hindi de, kadınların yaşamın her alanına teşvik edilmesinin çatışmadan sonra birçok açıdan hükümet için önemli bir karar olduğunu kaydetti. Eski çağlardan bu yana kadınların yönetim düzeylerindeki rollerinin ve varlıklarının kısıtlandığını dile getiren Meryem Al-Hindi, “Kadınların ülke yönetimlerinde yer alması ve anayasal haklara sahip olması uluslararası toplumun Sudan'a olumlu bir gözle bakmasını da sağlayacaktır. Sudan’ın bağımsızlığından bu yana kadınlar onurlu bir mücadele yürüttü, ancak sonuç olarak erkekleri yükseltebildiler ve kendilerini yükseltemediler. Çatışma süreçlerinde en çok acı çeken gruplar kadınlardır ve çatışmaların sona ermesindeki mücadeleleri önemlidir. Ancak sonrasında hak ettikleri değeri görmüyorlar” diye belirtti.