Sudanlı kadınlar: Yeni, özgür ve adil bir ülke istiyoruz

Sudanlı kadınlar, çatışmaların ikinci yıldönümünde özgürlük ve adalet için seslerini yükseltiyor. İki yıl süren yıkımın ardından yeni bir başlangıç için mücadeleye devam eden Sudanlı kadınlar, yeni, özgür ve adil bir ülke istediklerini belirtti.

AYA İBRAHİM

Sudan– Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki çatışmalar bugün ikinci yılını doldururken geriye çatışmalardan kurtulmaya çalışan 12 milyondan fazla Sudanlının yerinden edilmesi, on binlerce insanın katledilmesi, binlerce kadının taciz ve tecavüze maruz bırakılması gibi birçok insanlık dışı uygulama kaldı. Dünyanın en büyük yerinden edilme krizinin yaşandığı Sudan’da sağlık, alt yapı ve eğitim gibi alanlarda da büyük yıkımlar yaşandı.  Devam eden çatışmalarda yeni gelişmeler de yaşanıyor. Sudan ordusu, başkent Hartum, El Cezire ve Sennar eyaletlerin başkenti Singa başta olmak üzere birçok eyaleti RSF'den aldı. Çatışmalar diğer bölgelerde de devam ederken, özellikle Darfur bölgesinde ve El Faşir kentinde yoğunlaşmış durumda.

Saldırılar elektrik kesintilerine neden oldu

Çatışmalar, iki yılın ardından milyonlarca kişinin sığındığı en güvenli bölgelerden biri olan Kuzey Eyaleti’ne kaydı. RSF, insansız hava araçlarını kullanarak Merowe, Dabbah ve Dongola gibi birçok noktayı hedef alarak bölgedeki saldırılarını yoğunlaştırdı. Merowe Barajı’ndaki elektrik trafolarını hedef alan saldırı sırasında, Dabbah’ta bir ailenin tamamı hayatını kaybetti. Saldırılar sonucunda Kuzey Eyaleti genelinde elektrik kesintisi yaşandı.

‘Sudanlı kadınlar kurtuluşun modeli oldu’

Sudan Kurtuluş Hareketi medya danışmanlarından biri olan Nidal Osman, hareket bünyesindeki kadınların kendilerini korumak amacıyla sahada aktif rol aldığını belirtti. Nidal Osman, “Yaşamın her alanındaki kadınlar ağır koşullara rağmen direniş ile sorumluluklarını yerine getiriyorlar. Sudanlı kadınlar, onurları uğruna kendi ve çocuklarının canlarını feda etti. Hızlı Destek Güçleri, Sudan halkına karşı en büyük saldırıyı gerçekleştirdi. Kadınlar, topraklarına, onurlarına, tarihlerine ve kimliklerine yönelik ağır ihlallere maruz kaldı. Buna rağmen çeşitli alanlarda verdikleri destekle fedakârlığın ve kurtuluşun modeli oldular, ancak medyada hedef haline geldiler” ifadelerinde bulundu.

Kız çocuklarına özsavunma eğitimi veriyor

Başkent Hartum’dan güvenli bir ülkeye sığınan Shaza Awad Bahri, Aanaab Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü, Mustanfirat'ta kızlara yönelik dövüş sanatları eğitimi veren bir kampın eğitmeni olarak aktif gönüllülük faaliyetlerinde bulunuyor. Savaş süresince iki yıl boyunca 10 bin genci çeşitli üretken eğitim kurslarında eğitmeyi başardığını belirten Shaza Awad Bahri, “Eğitim aldık ve artık kendimizi savunabilen, güçlü ve yetenekli kadınlar haline geldik. Hızlı Destek Güçleri'nin El Cezire eyaletine girmesinden sonra özellikle kadınlar konusunda endişeler duyduk. Dijital medya sayfam üzerinden eğitim çağrısında bulundum ve hızlı bir yanıt aldım. Bundan sonra eğitim kampları başladı. Kursiyerlerin gönüllü olarak çalışmalara katılması benim için gurur verici” şeklinde konuştu.

‘Suçlulara katı yasalar uygulanmalı’

Siyasi aktivist Hanan Abkray da şu değerlendirmelerde bulundu: “Yolumuzu düzeltmenin ve hâlâ kurtarılabilecek olanı kurtarmanın zamanı geldi. Kotalara dayanmayan, bunun yerine yeterlilik, dürüstlük ve kapsamlı bir ulusal bağlılığa dayanan bir hükümetin kurulmasını hızlandırmalıyız. Ajanları, yolsuzluğa karışanları ve Sudan halkının acı çekmesine ya da ülkenin yıkımına katkıda bulunan herkesi yargılamak için katı yasalar uygulanmalıdır. Kabile ve ırkçı çekişmeleri körüklemeyi suç sayan, Sudan’ın birliğini ise aşılamayacak bir kırmızıçizgi olarak tanımlayan net yasalar çıkarılmalıdır. Sudan’da iki yıldır süren çatışmalar, ölümlere, yerinden edilmeye, zorla göçe, tecavüzlere, şehir ve köylerin yıkımına, hizmetlerin çökmesine ve altyapının yok olmasına neden oldu. Geriye kalan insanca yaşam koşulları da neredeyse tamamen ortadan kalktı.

‘Savaştan etkilenenlere tazminat ödenmeli’

Savaştan etkilenenlere, yaşadıkları psikolojik ve maddi zararlar da dahil olmak üzere adil tazminat sağlanması gerektiğini söylüyorum. Mevcut tüm siyasi örgütlerin kapatılması ve siyasi partilerin çalışmalarının bölgesel veya kabile bazında değil, ulusal düzeyde düzenleyen yeni yasaların çıkarılması gerekiyor. Yolsuzluğa, kayırmacılığa ve satılmaya yer olmayan yeni, özgür ve adil bir Sudan istiyoruz.”

‘Topraklarımızı yeniden inşa etmek istiyoruz’

Başkent Hartum’da yaşayan İbtisam Muhammed Ali, çatışmaların başlamasının ardından bir bölgeden diğerine taşındı. Çatışmalar yoğunlaşmadan önce bazı bölgeler güvenli kabul ediliyordu. “Savaştan iki ay sonra ailemle birlikte güvenli bir bölge aramaya karar verdik ve eyaletlerden birine taşındık” diyen İbtisam Muhammed Ali, savaştan iki yıl sonra nispeten güvenli bölgelere göç edilmesine rağmen acıların devam ettiğini söyledi. Yerinden edilenlerin kaldığı kampların barınma için uygun donanıma sahip olmadığını ve su ile elektrik gibi temel hizmetlerin eksik olduğunu dile getiren İbtisam Muhammed Ali, “Hartum, Hızlı Destek Güçleri’nden geri alındıktan sonra topraklarımıza ve evlerimize geri dönüp yeniden inşa etmek istiyoruz, ancak koşullar şu anda uygun değil” diye belirtti.