Sudanlı kadınlar acı bir şimdi ve bilinemez bir gelecek arasında

Sudan’da devam eden savaş tüm hayatı etkilerken ülke içinde ve dışında Sudan’lı kadın ve çocukların acıları katlanarak artıyor ve gelecekleri daha da bilinmezleşiyor. Göç ettikleri ülkelerde Sudanlı kadınlar üzerindeki sömürü daha da artıyor.

ASMAA FATHI

Kahire- Dünyanın neresinde olursa olsun savaşlardan en fazla etkilenenler kadınlar ve çocuklar olurken Sudan’da bu durum daha da çarpıcı bir biçimde yaşanıyor.

Sudan’da ordu ve paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan savaş hem ülke içinde hem de ülke dışında yaşayan Sudanlıları etkiledi. Daha önce farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmış olanlar ülkenin durumunu çaresiz ve kırgın bir biçimde izlerken Sudan’da yaşayanlar da yine çaresizlik içinde sığınacak bir yer arıyor.

Savaş Sudan dışındakileri de etkiliyor

Sudan’dan Mısır’a gelerek mültecileşmek zorunda kalan kadınlar savaşın ve mülteciliğin Sudanlı kadınların durumunu nasıl etkilediğini anlattı.

Mısır'daki Sudanlı bir mülteci ve Sudanlı mülteciler için bir topluluk lideri olan Walaa Abdel Moneim, Sudan'daki bazı kadınlarla iletişim kurduğunu ve yaşadıklarının şok edici gerçekliğine dokunduğunu belirterek, yaşananların gerçek olduğuna inanamadığını dile getirdi. Walaa Abdel Moneim, “Bizde adeta savaşı onlarla birlikte yaşıyoruz ve orada yaşananlardan çok etkileniyoruz. Ev, aile ve sevdiklerimiz orada” dedi.

En büyük acıyı kadınlar yaşıyor

Walaa Abdel Moneim savaşın faturasını en fazla kadınların ödediğini ve en büyük ıstıraplarının çocuklarını kaybetmek olduğunu belirtti. Daha doğrusu evlerini kaybedenler oldu ve bazıları çocuklarını terk etmek zorunda kaldı. Bazılarının ailelerinin büyük bir kısmı Mısır’a gelmiş ama kendisi halen içeride ve çıkmaya çalışıyor.

‘Mültecilikte dehşete düşüren bir konu’

Mısır'a gelen Sudanlıları karşılamaya gittiğini ve psikolojik durumlarının çok fazla olduğunu ifade eden Walaa Abdel Moneim, “Bu insanlar acıyı da beraberinde getiriyor. Büyük çoğunluğu yaşananlar ve acının etkisiyle tamamen dağılmış durumda ve gelecekleri belirsiz. Mültecilik vatanından tamamen uzaklaşma ve kaybetme anlamında düşünülürse bu Mısır’a gelenleri dehşete düşüren bir konu aynı zamanda” diye konuştu.

Walaa Abdel Moneim Sudan içinde yaşanan savaş kadar Sudan dışındaki ülkelere gidip mülteci olmanın da kadınlar açısından zor olduğunu işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü mülteci oldukları ülkelerde de yaşam koşulları çok zor oluyor. Mülteci olabilmek için komisyona başvuruyorlar. Bunun kabul edilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması en az birkaç yıl sürüyor. Bu süreç içerisinde kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorundalar, bu nedenle de her türlü sömürü ve şantaja açık durumdalar.”

‘Düşük ücretler ve ayrımcılık göç etmiş Sudanlı kadınları zorluyor’

Walaa Mustafa, bir toplum lideri olarak, Sudanlı kadınların ekonomik sorunlar ve barınma krizinden muzdarip olduğunu ve mültecilerin geleceğinin belirsiz olduğunu ifade ederek Sudanlı kadınların ikamet sağlamayla da ilgili olarak üzerlerinde baskı olduğunu söyledi.

Bu nedenle kadınların çoğu zaman gergin ve endişeli olduklarını dile getiren Walaa Mustafa çocukların geleceğinin ne olacağını belirsiz olduğunu belirtti.  Walaa Mustafa, “Ayrımcılık ve düşük ücretlerde Sudan’dan göç etmek zorunda kalmış kadın ve çocukların yaşamını zorlaştırıyor ve üzerlerindeki baskıyı artırıyor” dedi.

‘İlticam kabul edilince değişen sadece tek şey oldu’

Walaa Mustafa kendi tecrübesiyle ilgili olarak, "Komisyona kayıt olduğumdan bu yana durumum düzelene kadar yaklaşık 5 yıl geçti. 4 çocuğa destek olmak ve okullara göndermek için düşük ücretle çalışmak zorunda kaldım. Bu durum gerçekten acı vericiydi.  İlticamın kabul edilmesi ve mavi kart almamın ardından değişen tek şey artık daha rahat çalışabiliyor olmam” diye konuştu.

Tecrübelerini onlara yardımcı olabilmek için diğer mültecilerle paylaştığını söyleyen Walaa Mustafa, “Sudan’dan göç etmek zorunda kalan ve burada mültecilik için başvuranlar benimle aynı sıkıntıları yaşamasınlar istiyorum. Emekleri ve zamanları boşa gitmesin. Çünkü ben de çocuklarım da onlar da kendi gerçeğimizi görüyoruz. Gelecek bulanık…” diye konuştu.

‘Geçim sorumluluğu da kadınların üzerine kalıyor’

Mısır'da Sudanlı bir mülteci olan Pedegog Tahani Al-Qasim, Sudan'daki son olayların çok zor olduğunu ve bu nedenle hemen Aswan'a taşındıklarını söyledi. Sudan’dan göç edenlerin de zarar gördüğünü belirten Tahani Al-Qasim sığındıkları ülkelerdeki durumun da zor olduğunu dile getirdi. Tahani Al-Qasim Sudan’da yoksulluk oranının yüksek olduğunu ve yerinden edilmiş kadınların sığındıkları ülkelerde düşük ücretle çalıştırılma ve taciz gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Mısır’da Sudanlı kadınlar için iş bulma fırsatının erkeklerden daha fazla olduğunu ve bu nedenle tüm aileyi geçindirme sorumluluğunun da kadınların üzerinde kaldığını söyleyen Tahani Al-Qasim sözlerini şöyle sürdürdü: “Buraya göç etmek zorunda kalan Sudanlılar Mısır hukuku özellikle de barınma konusunda hiç bir şey bilmiyorlar. Bu nedenle hep tehdit altında kalıyorlar. Ayrıca koşullar o kadar zor ki kadınlar artık dayanamıyor.”

‘Mülteci kadınlar cinsel saldırı ve tecavüze maruz kalıyor’

Tahani Al-Qassim, işi sayesinde, Sudanlı veya Somalili mültecilerin çoğunu içeren gerçek acılara dokunduğunu dile getirdi. Aile içi şiddet oranının yüksek olmasının yanı sıra mültecileşmek zorunda kalan Sudan ve Somalili kadınların birçoğunun cinsel saldırı ve tecavüzle yüz yüze kaldığını kaydeden Tahani Al-Qassim bu konuda şunları aktardı: “Kaçakçılık yoluyla başka ülkelere evraksız giden kadınlar sömürüye en açık guruplar. 18 yaş altı kadınların yolculuk parasını ödeyemediğini ve bu yüzden kalanını tamamlamak için fuhuşa sürüklendiğini gördüm. Yine sığındıkları ülkelerdeki geçim ve evrak masrafları da durumlarını ağırlaştırıyor. Mısır’da birçok mülteci kadın garip pazarlıklarla karşı karşıya kalıyor. Örneğin dairesinin temizlik parasını ödemek istemeyen bir erkeğin Sudanlı bir kadını odaya kilitleyip onu tecavüzle tehdit etmesi gibi. Geçimini sağlamak için Mısır’da çalışan Sudanlı mülteci kadınlardan bazıları yaptıkları işin karşılığını almak istediklerinde hırsızlıkla suçlanıp polise verilmekle tehdit ediliyorlar ve geri çekiliyorlar.”

‘Çözüm uluslararası’

Tahani Al-Qasim, mülteciler için daha az olumsuz etkiye sahip daha iyi bir gerçeklik için gözden geçirilmesi gereken prosedürler olduğunu söyledi. Mültecilerin yasal statülerinin net olmadığını ifade eden Tahani Al-Qasim Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü olan BMMYK’nın kamuoyunun yöneldiği önemli durumlar dışında bireylerin korunmasına müdahale etmediğini, çoğunluk için ise herhangi bir müdahalenin olmadığını vurguladı. Tahani Al-Qasim mülteci koşullarını düzenleyen yasalarda bir muğlaklık olduğunu ve çözümlerin yerelden ziyade uluslararası olduğunu belirtti. Tahani Al-Qasim “Bu nedenle Sudan gerçeğiyle ilgilenen çeşitli taraf ve bireyler, uzun vadeli stratejilerle koşulları daha iyi hale getirmek için çalışmalıdır” dedi.