'Sorunun çözümü diyalogdur, müzakeredir'

AKP-MHP iktidarının, İmralı’daki tecridi daha derinleştirdiğini ve toplumun tecrit politikalarıyla yönetildiğini belirten HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, “Sorunun çözümü diyalogdur, müzakeredir” dedi

Ankara- Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin son bulması ve avukatlarıyla görüşün sağlanması için 31’inci kez Meclis bahçesinde adalet nöbeti tuttu.

Nöbete bugün milletvekilleri Fatma Kurtulan, Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Şevin Coşkun, Abdullah Koç, Kemal Bülbül, Serpil Kemalbay, Sait Dede, Hasan Özgüneş, Ayşe Sürücü ve Nuran İmir, katıldı.

Açıklamada konuşan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit koşulları altında yaşadığına dikkat çekerek tecridin derinleşerek devam ettiğini söyledi. Muazzez Orhan, “Milyonlarca insan Sayın Öcalan için ‘siyasi irademdir’ beyanında bulundu. Bakın 2005 yılında 3 milyon 243 bin kişinin imzasıyla, yine 2012 yılında 10 milyon 328 bin imzayla milyonlar Sayın Abdullah Öcalan’ın siyasi irade olduğunu beyan etti. Bu imzalar TBMM’ye, AYM’ye, CPT’ye ve AİHM’e gönderildi. Bu süreçten bir yıl sonra bu ülke bir barış sürecini yaşadı. O süreçte tek bir can kaybı olmadı, annelerin gözyaşları akmadı, gençler yaşamını yitirmedi. Ama her ne hikmetse iktidarını kaybetme kaygısıyla bugünkü iktidar yine saltanatını sürdürebilmek için yüzyıllara yakındır bu ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununun yine inkar imha politikalarıyla çözebileceği algısıyla savaşı derinleştirmiş, İmralı başta olmak üzere tüm cezaevleri ve toplum üzerinde tecrit politikaları uygulamaktadır” şeklinde konuştu.

‘Gelinecek yer müzakere masasıdır’

Muazzez Orhan, iktidarın savaş politikalarının bedelini Türkiye haklarına ödettiğini belirterek şunları ifade etti:

“Kürt sorunun çözümsüzlüğünde ısrar etmek, savaş ve tecrit politikalarını derinleştirmektir. Bu çözüm değildir, çözüm iktidardan gelmeyecektir. O yüzden biz buradan tüm Türkiye halklarına, emekçilerine, kadınlarına sesleniyoruz. Tecrit bizim yaşamımızı etkiliyor. İktidarların çıkmaz politikaları yaşamlarımızı etkiliyor. Bu toplum yoksulluğa, açlığa, köleliğe mahkum edilmek isteniyor. Bugün itiraz eden herkes yine iktidarın baskı politikalarıyla susturulmaya çalışılıyor. Cezaevlerinde son 2 yılda 141 cenaze çıktı. 600’ü ağır hasta olmak üzere 1500’ün üzerinde hasta tutsak var. Cezaevleri sesini duyurmak için açlık grevlerinde. Biz burada bu çığlıklara ses olabilmek için 31 gündür tecrit politikasının yaşamımızı nasıl etkilediğini söylüyoruz. Biz kez daha söylüyoruz. Tecrit politikalarıyla, savaş, inkar ve imha politikasıyla bu ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununu çözemezsiniz. Sorunun çözümü diyalogdur, müzakeredir. Nihayet gelinecek yer müzakere masasıdır. Çok geç olmadan bu süreç başlatılmalı, İmralı’daki tecrit sonlandırılmalıdır. Türkiye halklarını geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Tecrit insanlık suçudur. Bu tecrit sona erinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”