Siyasi analist Rojîn Mûkuryan: Kadınlar direniş kalelerini oluşturdu

Siyasi analist Rojîn Mûkuryan İran ve Rojhilatê Kurdistan sokaklarında 7 aydır süren devrimci ayaklanmada kadınların öncü rolünü sürdürdüğünü ve direniş kaleleri oluşturduğunu belirtti.

ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber merkezi – Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından İran ve Rojhilatê Kurdistan’da kadınlar öncülüğünde “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla başlatılan kadın ve halk ayaklanması 7 aydır kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Tüm dünya kadınları tarafından desteklenerek gün güne büyüyen direnişe ilişkin siyasi analist Rojîn Mûkuryan ajansımıza konuştu.

Kadın özgürleşmeden toplumun özgürleşemeyeceğini belirten Rojîn Mûkuryan bundan hareketle başlatılan “Jin, jiyan, azadî” ayaklanmasının önemli olduğunu söyledi. Demokratik Konfederalizm’e dayalı bir toplumsal sistemin kurulabilmesi açısından halkların başlattığı ayaklanmanın değerli olduğunu kaydeden Rojîn Mûkuryan “Bu devrim ayaklanmasının iki ana hedefini görebiliriz; Bunlardan biri İran İslam Cumhuriyeti’ni devirmek, ikincisi ise yeni bir sistemi kurmak ve uygulamak” dedi.

‘Kadınlar ve gençler tarihi direniş sergiliyor’

Eylemlerde kadınların ve gençlerin tarihi bir direniş sergilediğini dile getiren Rojîn Mûkuryan sözlerine şöyle devam etti: “Kadınlar tarih boyunca önemli kazanımların altına imza atmıştır. Kadınların başarıları her zaman kayıt altına alınmıştır. İran ve Rojhilat’taki devrimci ayaklanmada kadınların öncü rolünü görebiliyoruz. Rojhilatê Kurdistan sokaklarında direniş kalelerini oluşturan kadınlar var. Kadınlar büyük bir fedakârlıkla direnişi elden bırakmıyor. Kadınlar tüm halka öncülük ediyor.”

‘Kadınların sokaklardaki varlığını çok yaygın gördük’

Devletin tüm kademelerinde ataerkil zihniyeti gördüklerine vurgu yapan Rojîn Mûkuryan “Jin, jiyan, azadî” sloganının Belucistan’da, Tahran’da ve daha birçok kentte köklü değişimler yarattığına dikkat çekti. Rojîn Mûkuryan “Kadınların sokaklardaki varlığını çok yaygın gördük. Devrim ayaklanmaları bir nehrin akışı gibidir. Bazen engeller, doğal koşullar suyun akışını yavaşlatır ve hatta bazı durumlarda su durgunlaşır ama bir yolunu bulana kadar akmaya devam eder. Devrimci yükselişte böyledir. Bazen yavaşlar ve kendini yeniden düzenlemesi gereken süreçleri olur” şeklinde konuştu.

‘İran’da halka her türlü zulmü uğrayan bir rejim var’

İran İslam Cumhuriyeti’nin tam bir diktatörlük rejimi olduğunun altını çizen Rojîn Mûkuryan, şunları kaydetti: “Ülke yönetimlerinde bir diktatör rejim varsa orada her zaman baskıcı uygulamaların olduğunu görürüz. İran devleti 44 yıldır ülkenin milli servetini asker ve silah almakla harcadı şimdi ise bunu halka karşı kullanıyor. İran’da halkı her türlü zulmü uygulayan bir rejimin olduğunu görüyoruz.  Halka acımıyorlar ve kendilerinden bile saymıyorlar. Özellikle Rojhilatê Kurdistan halkını İran vatandaşı bile saymıyorlar. Bu yüzden buradaki halka çok daha fazla baskı uygulandı. Belucistan'da da böyleydi ve hiç çekinmeden insanların evlerine silahlı saldırılarda bulundular.”

‘Newroz’da mücadeleyi yükseltme sözü verildi’

Newroz kutlamalarında verilen birlik ve beraberlik mesajlarına değinen Rojîn Mûkuryan, “Newroz Rojhilatê Kurdistan’da ihtişamlı bir şekilde kutlandı. Newroz sadece baharın gelişini değil aynı zamanda Kürt halkının diriliş günüdür, mücadelenin yükseltildiği gündür. Kürtler de bu yıl ki Newroz kutlamalarında direnişlerini yükseltecekleri mesajını verdiler. Aileler çocuklarının mezarına giderek özgürlük sağlanana kadar mücadele edecekleri sözünü verdiler. Kürt kadınlar meşaleler tutarak Newroz ateşini yaktılar” dedi.