Semsûrlu kadınlar: Tütün ektik ama koyacak yerimiz dahi yok

Depremle yerle bir olan Semsûr köylerinde temel geçim kaynağı tütün ekimi geç başladı. Ekimi yapan kadınlar hasat zamanını düşünürken, toplayacakları tütünü koyacak ne ev ne ahır ne de çadırları olmadığına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Mereş merkezli yaşanan depremlerde ciddi hasar gören köylerde bu sene tarlalarda ekim geç başladı. Tütünün merkezi olan Semsûr’da ise hem barınma ve hem de su probleminden dolayı tütün ekimi bu aylarda yapılıyor. Ekimi iki ay geç yapan Balyan (Yaylakonak) beldesi sakinleri tütün dışında dut kurutup, nohut toplayarak da ekonomik kazanç elde ediyor. Her şeye rağmen yaşam mücadelesi veren kadınlar ektikleri tütünü topladıktan sonra koyacakları yerleri olmadığına dikkat çekti. Kadınlar yıkılan evleri ve ahırları nedeniyle toplayacakları tütünü kurutmadan satmayı hedefliyor. 

Tütünü koyacak ne evleri ne de ahırları var!

Yaşanan depremde büyük hasar alan Balyan beldesinde onlarca ev yıkılırken bir o kadarı da ağır hasar gördü. 70’e yakın kişinin yaşamını yitirdiği beldede yurttaşlar aradan geçen 5 aya rağmen konteynır bulmakta zorluk çekiyor. Çadırda kalan yurttaşlar yaz ayının gelmesi ile beraber yılan ve akrep korkusuyla ağır hasarlı evlerde kalmak zorunda kalırken, konteynırda yaşayan yurttaşlar ise hava sıcaklığı şikâyetiyle zamanının çoğunu dışarıda geçiriyor. Depremden sonra üretimin uzun süre yapılmadığı köyde, kadınlar tütün ekimine başlarken, aynı anda dut toplayıp kuruttuktan sonra satışını yapıyor. Yıkılan evlerine hala bir çözüm bulunmadığını ve barınma sorunu yaşadıklarını söyleyen kadınlar, “Toplayacağımız tütünleri koyacağımız bir ahır bile yok” diyerek yaşadıkları zorlukları özetlediler.

‘Dut, tütün ve nohutla uğraşan kadınlar pes etmiyor’

Belde sakinlerinden Kudret Yeter depremden sonra bütün ürünlerin ekimini geç yaptıklarını söyledi. Kadınlar olarak şu anda dut toplayıp kuruttuktan sonra sattıklarını ifade eden Kudret Yeter, “Burada ki kadınlar her işi yapıyor. Şimdi dut yarın nohut diğer gün tütün. Her gün tarlada ya da bahçedeyiz. Deprem oldu, uzun süre işimizi yapamadık. Şimdi mecbur yeniden işimize döndük. Bizlerde uzun süre çadırda kaldık. Şimdi konteynırdayız ama bize verdikleri konteynırlarda delik olduğu için su geçiriyor. Ne yapacağız ne olacak hiç bilmiyoruz. 5 aydır bu belirsizlik var bundan sonra da olacak. Bu belirsizlik ortamında çalışarak geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

‘Arızalı konteynırı değiştirmek için para istiyorlar’

Ardından konuşan Zexe Demirtaş ise kendisine verilen konteynırın delik olduğu için su geçirdiğini bu nedenle ağır hasarlı evde yaşam sürdürdüğünü söyledi. Konteynırı değiştirmek istediğinde kendisinden para istendiğini belirten Zexe Demirtaş yılan ve akrep gibi hayvanların korkusundan çadırda da kalamadıklarını aktardı. Depremden zarar gören insanların ve evlerin hala aynı noktada olduğunu vurgulayan Zexe Demirtaş, “Depremde insanlar günlerce ölmeyi bekledi. O zamanlar bizlere çadırlar iki hafta sonra geldi. İlk günler 7 aile bir çadırın içinde kalıyorduk. Aylarca konteynır gelsin diye bekledik, şimdi getirdikleri konteynırda da kalınmıyor. AFAD’ın getirdiği konteynır etrafı delikli olduğu için su sızdırıyor. Şimdi ben ne çadır ne de konteynırda kalamıyorum. Bu yüzden gidip ağır hasarlı evde kalıyorum. Evin yarısı yok ama mecbur kalıyorum” şeklinde konuştu.

‘Tütün olmazsa aç kalırız’

Para kazanmak için ektikleri tütünü toplama zamanı ne yapacaklarını kara kara düşündüklerini söyleyen Zexe Demirtaş, “Şimdi tütün ektik ama o tütünü koyacağımız bir ev bile yok. Bütün evlerimiz yıkıldı, şimdi bize bir ev bile yapmıyorlar. Burada ki insanlar tütün ekmezse kışı geçiremezler. Bizlerin tek geçim kaynağı tütün, onu da deprem yüzünden geç ektik. Şimdi toplasak tütünü hiç kurutmadan satmak zorunda kalacağız. Ne yapacağımızı hiç bilmiyoruz” dedi.

‘Tütün ektik ama koyacağımız yer yok’

Son olarak konuşan Şükran Ergan ise yaşanan belirsizliğe dikkat çekerek şu cümleleri kullandı: “Tütünü koyacak yerimiz yok. Evlerimiz yıkıldığı için hiçbir alan kalmadı. Bir yer olmadığı için de mecbur yeşilken tütünü satacağız. Tütünü normalde Mart ayında ekerdik ama deprem yüzünden geç ettik. Hala bile bugün gidip eken var.  Burada ki insanların geçim kaynağı tütün eğer onu ekmezlerse aç kalırlar. Hepimiz mecbur ekiyoruz. Normalde bu zamanda tütün büyümüştü ama bilmiyorum milletin hali ne olacak. Bu halimize bir çare bulsunlar. Tütün koyacak hiçbir yerimiz yok. Bırakalım tütünü insanlar bile evde kalamıyor, insanlara ev yapsınlar. Havalar da ısınıyor artık kimse ne çadırda ne de konteynırda kalamaz.”