Semsûr sular altında: ölseydik bundan daha iyiydi!

Aradan geçen zamana rağmen çadır ve konteynır ihtiyaçları karşılanmayan Semsûrlular iki gündür yoğun yağışla mücadele ediyor. Su altında kalan çadırları için tüm gün ellerinde kürek çalışan depremzedeler, “Sular içinde yaşıyoruz” dediler.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Yaşanan deprem sonrası binlerce evin yıkıldığı hasarsız evin de kalmadığı Semsûr’da halk çadırlarda kalıyor. Depremin olduğu günden bu yana evlerine giremeyen ve dışarıda yaşayan yurttaşlar aradan geçen 37 güne rağmen çadır ve konteynıra ulaşmakta zorluk çekiyor. Geçen sürede ihtiyaçları karşılanmayan yurttaşlar iki gündür yağan yağmurlarla birlikte perişan olurken birçok çadır ise su altında kaldı. Çadırı su altında kalan bir yurttaş bu konuda yardım talebinde bulunduğu belediye başkanının, ‘Size branda vereceğiz’ dediğini aktardı.

Yağan yağmur yurttaşları perişan etti!

Yoğun yağış nedeniyle özellikle çadır kentlerin çamur ve su altında kaldığı Semsûr’da halk çadırlarına su girmemesi için gün boyu çalışıyor. Islanan çadırlarının içinde kalamayıp kurutmak için fırsat kollayan yurttaşlar ellerine aldıkları kazma küreklerle su taşkını riskine karşı hazırlık yapıyor. Kent merkezinde görüştüğümüz depremzedeler kepçe göndermeyen belediye ve iktidara tepki gösterirken, “Ölseydik bu halden iyiydi” sözlerini kullandı.

‘Sabah ben akşam çocuklarım hastaneye gidiyor’

Yağan yağmur nedeniyle çadırının su alma riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Güllü Uğur, çok kötü durumda olduklarını söyledi. Hem kendisi hem de çocuklarının yoğun enfeksiyon kaptığını ve sık sık hastaneye gittiklerini belirten Güllü Uğur, “Yağmur içeri giriyor buralar berbat. Ne düzenli bir çadır var ne bir şey. Bize bir çözüm bulsunlar. Buranın kışı bu mevsime denk geliyor. Bize rahat sığınacağımız bir yer lazım. İmkân yok, ekmek yok, yemek yok. Her şeyi kestiler. Bir ay biz de kendimize bakardık bu durum bir iki ay değil bir sene iki sene mi devam eder bilmiyoruz. Bizim bir durumumuz bir imkânımız yok. Devlet buraya daha gelmedi o geldiyse de biz görmedik. Bize bir baksınlar ne tuvalet ne banyo ne de bir şey var. Kendi imkânlarımızla suyu ısıtıyoruz. Hepimiz hasta olmuşuz enfeksiyon kaptık. Her akşam hastaneye gidiyorum benden önce kızımı götürdüm. Millet hepsi böyle olmuş sadece biz değil herkes böyle oldu.  Kim ölü kim kayıp hiçbirimiz bilmiyoruz. Öldüğümüz kadarıyla öldük artık yeter” şeklinde konuştu.

‘Biz devleti görmedik’

Taşkına dönüşen sular nedeniyle belediyeyi arayıp kepçe istediklerini ancak kendilerine geri dönüşün olmadığını belirten Hanım Cengiz ise su altında kalan çadırını göstererek, “Su içinde yaşıyoruz” sözlerini kullandı. Hanım Cengiz konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Biz bunların hepsini kendi imkânlarımızla yaptık. Bu yağmurda belediyeyi arıyoruz ama tek bir kepçe yok. Öldük, ölseydik daha iyi olurdu. Çadırımıza su geliyor. Deprem bize vurdu biz ölmedik ama bu su da vuruyor. Hiçbir şey yok banyo yok su yok biz öyle yaşamaya çalışıyoruz. Çadırın her yerinden su geliyor bu çadırda ne olacak. Bize bakacak kimse de yok. Kimse buraya gelip ölüleri çıkarmadı insanlar kendi ölülerini çıkarttılar. Böyle oluyor. Devlet nerede, biz devleti görmedik. Buraya yardımlar gelmiyor. Kimse bize sahip çıkmıyor. Biz suyun içinde yaşıyoruz. Bir kepçeci hayrına gelip burayı düzeltti biz de o şekilde yaşıyoruz.”

‘Belediye başkanı ‘branda vereceğiz’ deyip gitti’

Çadırı su altında kaldığı için yağmurun altında dışarıda bekleyen Elif Can ise, “Benim çadırım sular altında kaldı. Evim yıkıldı, bir bezin altında yaşıyoruz. Belediye başkanı geldi buraya ona bir şey yapın dedim o da size branda vereceğim dedi. Çadırların üzerine bir branda atacağız dedi. O brandayla ne olacak sadece etraftan su gelmez bizi korumaz ki. Biz de ne yapacağımızı bilmiyoruz mağduruz, buradan kenardan su geliyor” dedi.