Semsûr’da 40’ıncı gün yası başladı: Gidenlerle birlikte öldük

Depremlerle yaşamını yitirenler için 40’ıncı gün yaslarının başladığı Semsûr’da her yerde acı ve öfke var. Depremden bu yana yas tutma imkanları bile olmayan kadınlar devletin canlı insanları kurtarmak yerine onlara kendi selalarını dinlettiğini söylüyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Depremin ardından ölü sayısının 30 binden fazla olduğu belirtilen Semsûr’da vatandaşlar yaşamını yitirenlerin 40’ıncı gün yasını tutuyor.  Yakınlarını kaybeden ve onların acısını paylaşan yüzlerce kadın karalar giyinerek ağıtlar yakıp gidenlerin arkasından gözyaşı döküyor. Bina enkazlarında kaybedilen binlere atfedilen kırkıncı gün yaslarında çığlıklar kulakları yırtıyor.

Sadece ağıt sesleri yükseliyor…

On binlerce insanın yaşamını yitirdiği Semsûr’da, yıllar sürecek yasları için yeni yeni gözyaşı döken halk ve kadınların hiç dinmeyen ağıtları yükseliyor. Yitip giden kardeşleri, akrabaları, anneleri ve çocukları için ağıt yakan kadınlar acılarını göğüslerine yumruk atıp dindirmeye çalışıyor. “Hangi birine yas tutalım” diyerek gözyaşı dökmeye başlayan kadınlar yaslarının hiç dinmeyeceğini ise iyi biliyor. Üstlerindeki karalar ve dillerinde ağıtlarla yapılan kırkıncı gün yaslarında kentin birçok yerinden ağıtlar yükseliyor.

‘Tırnaklarımızla cenaze çıkarttık’

Yasın tutulduğu yerlerden biri de depremle birlikte adeta yok olan Mala Bava (Ahmet Hoca) köyü.  Bu köyde de şehrin diğer mahalle ve köylerinde olduğu gibi insanlar, enkaz altında kalan ailelerini, yakınlarını, komşularını yetkili kurumlardan hiçbir yardım görmeden kendileri çıkardılar.

Devletten yana bir yardım görmediklerini ve sadece halkın kendilerine destek olduğunu söyleyen mahalle sakinlerinden Fatma Ağır, “Bu yasımız ömür boyu devam edecek” diyor. Kadınların attığı çığlık ve ağıtlar arasında konuşan Fatma Ağır şöyle devam ediyor: “İnsanlar enkaz altında kalan insanları kendi küreği, elleri, tırnaklarıyla çıkardı. Yardım falan gelmedi, halk kendi kendine bunu yaptı. Bu köyde çok kaybımız oldu. 50 haneli bir köyde 23 kişi kaybettik. Halk dayanışması yaşandı. Bunu devletin başında olan kişiler de söyleyip helallik istedi. Afrika’ya kadar ulaşan devlet burada ki köye ulaşamadı. Bu çok acı bir durum. Bunu insanların görmesi gerekiyor. İnsanlar kendi koşulları ve halk dayanışması ile ayakta kaldı.”

‘Canlı insanlara kendi selaları dinletildi’

“Canlı insanlara kendi selaları dinletildi” diyerek konuşmasına devam eden Fatma Ağır, “Hakkımızı helal etmiyoruz. Ölmüş canlar tamam ama ölmemiş enkaz altında bekleyen insanlar diri diri öldü. Onlara canlı canlı kendi selalarını dinlettiler. Ne kadar acı dimi. İnsanlar ses çıkaramıyor, insanlarımız diri diri yaşamını yitirdi. Biz ölülerimizin ardından 40 gün yas tutarız. Kırkında yine yas tutar, mezarlarını ziyaret ederiz. Bizler onu bile tam yapamıyoruz herkesin acısı var, herkesin kaybı var. Gönüller yanıyor bir şey ifade edilemiyor. Haykırış var ağlama var ama insanlar acısını bu şekilde bile çıkaramıyor. Ölenler gitti ama arkada kalan insanlar onlarla birlikte diri diri toprağa girdik. Yas hep içimizde, bu yas hiçbir zaman geçmeyecek” dedi.