MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), 31 Mart 2024 tarihinde Türkiye ve Kürdistan illerinde yapılması beklenen yerel seçimlere ilişkin çalışmalarını sürdürüyor. Katılımcı, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yerel yönetimler anlayışla seçim çalışmalarını sürdüren HEDEP, yeni bir ön seçim modeliyle adaylarını belirleyecek. HEDEP’in 10 Aralık'ta sona erdireceği aday adaylığı sürecine ise kadınların yoğun katılımı dikkat çekiyor.

Kayyımların ilk hedefi kadınların kazanımları oldu

Kürdistan illerinde 2016 ve 2017 yıllarında HEDEP’li belediyelere atanan kayyımların, ilk hedefi kadın kazanımları oldu. Kadın merkezleri, sığınma evleri, kadın yaşam alanları, kadın parkları, kooperatifler kapatıldı. Mücadeleyle ve bedel ödenerek elde edilen kazanımlar tek tek gasp edildi. Eşbaşkanlık sisteminin hedef alındığı bu süreçlerde kadın belediye eşbaşkanları görevlerinden alınarak tutuklandı. Aralarında kadın çalışanların da olduğu binlerce emekçi ise işten atıldı.

‘Eş başkanlık sisteme karşı en eşitlikçi model’

Yerine kayyım atanan Nisêbîn Belediye Eşbaşkanı Semire Nergiz, çalışmalarına başladıkları yerel seçim sürecine ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Eş Başkanlık modelinin önemine değinen Semire Nergiz, bu modelin bütün toplumu kucaklayıcı bir model olduğunu söyledi. Semire Nergiz, “Bilindiği üzere eril sistem kendini her zaman cinsiyetçi ve tekçi bir şekilde topluma dayatıyor. Dolayısıyla yıllardır kurumsallaşan bu sistemi bertaraf etmek için örgütlü bir mücadele gerekiyor. Bu mücadelenin kadın odaklı ayağı olan eş başkanlık mevcut sisteme karşı en eşitlikçi, en kapsayıcı model olarak karşımızda duruyor. Özgür eş yaşam ve eşit temsiliyet beraberinde model olarak eş başkanlık sistemini getirdi” dedi.

‘Eş başkanlığı kriminalize çalışmalarını toplum da kabul etmedi’

Kayyım atanmasıyla hedef alınan eş başkanlık sisteminin mahkeme salonlarında kriminalize edilmek istendiğini söyleyen Semire Nergiz, bu yönelimlerin Leyla Zana’dan bu yana sürdüğüne dikkat çekti. İktidarın, eşitlikçi ve adil bir sistem olan eş başkanlığı kendi tekçi sistemine karşı tehlike olarak gördüğünü belirten Semire Nergiz, buna karşı bütün kara propaganda pratiklerinin sergilendiğinin altını çizdi. Semire Nergiz, şunları ifade etti:

“İki dönemdir eş başkanlık sistemi ile toplumsal belediyecilik pratiğimizi yürütmeye çalışıyoruz. Maalesef her iki dönemde kayyım atamaları ile ciddi anlamda hem modelimize hem de belediyecilik anlayışımıza ciddi yönelmeler oldu. Esasında eş başkanlık modeli ile yapmak istediklerimiz hedef oldu. Mevcut eril sistem, bu eşitlikçi modelin kendisini dağıtacağını anladı. Bu modele karşı ciddi bir propaganda yürütüldü. Mahkeme dosyalarına ve soruşturmalara eş başkanlık gerekçe gösterilerek cezalar verildi. Bu model esasında kadını kamusal alanda var eden, toplumsal anlamda kadını hak ettiği yere kadını getirmeyi hedefleyen bir model. İktidar özellikle kayyımlardan sonra kara propaganda ile tamamen bunun tersini göstermeye çalıştı. Kriminalize çalışmalarını elbette ki kabul etmedik, toplum da bunu kabul etmedi. Onların eril sistemlerinin herkes farkında bu farkındalık da bugün alandan net bir şekilde görülüyor.”

‘Yıllardır süren bu mücadele bir kayyımla bitirilemeyecek’

Kayyımın ilk olarak kadınları hedef aldığını ve eşi temsiliyet modelini yok etmeye çalıştığını vurgulayan Semire Nergiz, tekçi zihniyetin tarihin her döneminde olduğu gibi bu dönemde de örgütlü kadın gücünden korktuğunu söyledi. “Bu süreçte yerelde kadının lehine değişim ve dönüşüm için yoğun bir çalışma yürüttük” diyen Semire Nergiz, sadece belediyede değil yaşamın her alanında bu çalışmaları pratiğe döktüklerini anlattı. Semire Nergiz, şunları kaydetti:

“Sadece başkanlıkta değil hem mecliste eşit temsiliyet hem de toplumun her alanında bu modeli oturtmak için büyük bir çaba içerisine girdik. Eş başkanlık en adil, en eşit ve kadını gören bir noktadan yeni yaşamı örmeye çalışan bir sistemdir. Kadının örgütlenmiş öz gücünden korkuyorlar. Bahsettiğimiz bu saldırılar da bu yüzdendir. Bu mücadele yıllardır süren bir mücadele bir kayyımla bitmeyecek ve bitirilemeyecek bir mücadele. O yüzden bu örgütlülükten korkmaya devam etsinler. Kendisi dışında hiçbir şeyi kabul etmeyen bu sistem, kadınları ve eş başkanlığı tehlike olarak görüyor. Onların tehlike gördüğü bu sistem bugün Kürdistan’ın her yerinde hayat buldu, bulmaya da devam edecek. Bu hakkımızdan asla vazgeçmiyoruz.”

‘Özel savaş politikaları kadın çalışmaları ile engellenebilir’

Bölgede yürütülen ve kadınları hedef alan özel savaş politikalarına değinen Semire Nergiz, daha çok çalışma ve geniş alanlara ulaşma ile bu politikaların durdurulabileceğini vurguladı. Semire Nergiz, yerel yönetimlerin bu noktada çok önemli bir çalışma alanı olduğunu belirterek, kadınları hedef alan bu politikaların, kadın çalışmaları ile durdurulabileceğini söyledi. Semire Nergiz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Son süreçte bölgede uygulanan özel savaş politikalarını görüyoruz. Sistem bu politikaları da en çok kadınlar üzerinden yürütmek istedi. Bu politikalara baktığımızda da 2016 sürecinde yani kayyımların atanıp, kadın kurumlarımızın kapatıldığı döneme denk geldiğini görmekteyiz. Bu da bize sahadaki kadın çalışmasının ve kadın yoğunluğunun bölgede ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Yapılan her bir çalışma çok değerli ve etkili. Bu noktada her alana hitap edip çalışma yürütmemiz için yerel yönetim çok önemli bir yer. Yaklaşan seçimlerde bu savaş politikalarına da dur diyeceğiz. Kadının her alanda olması ve çalışma yürütmesi ile bu eril sistemi durdurabiliriz. Bu savaş politikalarına ve tekçiliğe karşı kadınların ‘bende varım’ diyerek hem belediyelere hem de iradelerine sahip çıksınlar.”

Kadınlara aday olma çağrısı

Kadınlara seçim sürecine aday olarak da katılma çağrısında bulunan Semire Nergiz, Kürt siyasi hareketinin kadın politikasının her alana yayılarak desteklenmesi gerektiğini belirtti. Semire Nergiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üç meclis üyesi ile başlayan süreç milyonları buldu. Bu süreçte Kürt kadın hareketinin çok ciddi bir alın teri var. Bu mücadele ve emeğe hepimizin çok büyük sahiplenme göstermesi gerekiyor. Diğer partiler açısından baktığımızda kadınların en çok partimiz içerisinde örgütlendiğini ve eşit temsiliyetle çalışmalar yürüttüğünü görebiliyoruz. Bizden öncekilerin de yarattığı bu kazanıma sahip çıkmak adına bütün kadınları bu süreçte aday olmaya davet ediyoruz. Demokratik yerel yönetimlere talip olmak ve yerelde değişim ile dönüşümü gerçekleştirmek adına bütün kadınlarımızı yerel yönetimlere ve kadının kamusal alandaki yerine sahip çıkması çağrısında bulunuyorum.”