Saldırıda üç çocuğunu kaybetti: Yerinden edilmek hayatta kalmak anlamına gelmiyor!

İsrail saldırılarıyla göç ettiği barınma merkezinin de vurulması sonucu üç çocuğunu kaybeden Gazzeli Khitam Rabie, “Yerinden edilmek hayatta kalmak anlamına gelmiyor” sözleriyle yaşadığı acıyı özetliyor.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail’in bir yılı aşkın süredir devam eden Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları aralarında çoğunlukla kadınların ve çocukların bulunduğu binlerce kişinin ölümüne, yaralanmasına ve milyonlarca kişinin de yerinden edilmesine sebep oldu.

İsrail saldırılarını havadan ve karadan sürdürürken, yerinden edilen kadınlar ve çocuklar ise barınma merkezlerinde zor koşullar altında. Göçe maruz kaldıkları barınma merkezlerinin de bombalanması sonucu yakınlarını kaybeden kadınlar, savaşın bedelini canlarıyla, çocuklarıyla ödemek zorunda bırakılıyor.

‘Her yerde ölümle karşı karıyayız’

Khitam Rabie, savaşın en acımazsız yüzünü yaşayan kadınlardan sadece biri. Khitam Rabie, “Bombalamalar sonucunda evim hasar gördü ve oradan çıkmak zorunda kaldık. Ancak yerinden edilmek hayatta kalmak anlamına da gelmiyor. Gittiğimiz her yerde ölümle karşı karşıyayız. İsrail güçleri mahallelere saldırdığında her sokak savaş arenası haline geldi. Çocuklarımla birlikte arka kapıdan kaçmaya çalıştık. Rastgele kurşun sesleri ölüm düdüğü gibiydi ve tüm bedenim kasılmıştı. İsrail askerleri her yeri kuşatma altına almıştı. Gazze Şeridi'ndeki kara harekatının başlangıcında Beyt Lahia’daki bir barınma merkezine gittim, ancak saldırılar burada da peşimizi bırakmadı. İsrail’in barınma merkezine yönelik saldırısında üç oğlumu kaybettim. Çocuklarımı çabucak gömdüler. Felçli gibiydim ve o bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Onlara uygun bir şekilde veda etmek, her birinin alnına son bir öpücük kondurmak istedim, ama bunu bile benden aldılar" sözleriyle yaşadıklarını anlattı.

‘Bizim yaşama hakkımız yok mu?’

Khitam Rabie, yaşanan katliamın ardından genç kızlarıyla birlikte geçici bir sığınak olarak bile uygun olmayan kuzeydeki hasar görmüş evine dönmek zorunda kaldığını söyledi. Konuşmaya şu sözlerle devam etti: “Ancak devam eden bombalamalar sonucunda orada daha fazla duramadık. Mahalle harabeye döndü, ölüm ve barut kokuları yayılıyordu. Gazze'nin kuzeyindeki bombalamaların artması ve mahallelere yönelik kara saldırılarının devam etmesiyle birlikte yeniden kaçmaktan başka çaremiz kalmamıştı. Ateşten kaçarcasına başka bir cehenneme doğru yola çıktık, ayaklarımız molozlara batıyordu. Tozdan ve her yönden gelen çığlıklardan başka bir şey görmedim. Üzerimizi örtecek bir bez parçası bulmaya çalıştım, ama bütün çabalarım başarısızlıkla sonuçlandı. Şimdi tek isteğim kızlarım için küçük bir köşe de olsa güvenli bir yer. Bizim yaşama hakkımız yok mu?”

Ağır rahatsızlıklar yaşıyor

Sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da zarar gördüklerini anlatan Khitam Rabie, “Çocuklarımı kaybettiğinden beri ağır psikolojik rahatsızlıklar yaşıyorum ve her geçen gün daha da kötüleşen bir depresyon halini alıyorum. Uyuyamıyorum ve ne zaman gözlerimi kapatsam kaybettiğim çocuklarımın yüzlerini görüyorum. Sanki hâlâ buradalarmış gibi bana seslenen seslerini duyuyorum. Bu yıkımın ortasında savaş hâlâ sürüyor ve yaşamlarını yitirenlerin sayısı her an artıyor” dedi.