Sağlık merkezleri ve kamplar Türk devletinin saldırılarıyla karşı karşıya

Türk devleti, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında sağlık merkezleri ve kampları hedef alıyor. Sağlık çalışanları, saldırılar altında hayat kurtarmak için zamanla yarışıyor, sağlık hizmetinin kesintiye uğramaması için alternatif yollar aranıyor.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo – Türk devleti, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında Qamişlo kentindeki Diyaliz Merkezi, Oksijen Merkezi ve Kobanê'deki Miştenûr Hastanesi’ni de hedef aldı. 23 Aralık 2023 tarihinden bu yana artan bombardımanlarda sağlık merkezleri büyük hasar görürken saldırılar ise devam ediyor.

Kamplar da saldırılarla karşı karşıya

Bölgede bulunan 15 mülteci ve göçmen kampı da Türk devletinin saldırılarıyla karşı karşıya. Sadece Cizîr Kantonu'nda 6 kamp bulunurken, bu kamplarda yine Türk devletinin saldırıları nedeniyle Efrin, Serêkanîyê, Girê Spî şehirlerinden yerlerinden edilen binlerce göçmen kalıyor. Kamplarda, Dêrazor ve İdlib başta olmak üzere Suriye'nin farklı bölgelerinden gelen göçmenler de kalıyor.

60'a yakın ülkeden IŞİD'li kadın ve çocukların barındığı 2 kamp da var. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Demokratik Yönetimi Mülteci ve Göçmen İşleri İdaresi'nin resmi istatistiklerine göre, Cizîr Kantonu'ndaki 6 kampta, aralarında IŞİD çetelerinin ailelerinin de bulunduğu 93 bin 140 kişi yaşıyor, bu kişilerin büyük bir kısmı mülteci durumunda. Kamplarda kalan bazı göçmenlerin ciddi hastalıkları var.

Bölgenin, Türkiye ve Irak bölgeleri arasında bulunan Sêmalka/Fiş Xabûr-El- Welîd-El-Yerûbiye/Tel Koçer ve El-Faw sınır kapılarından geçişler de siyasi şartlara bağlı oluyor. Sınır kapıların kapatılması da bölgedeki insani durumu daha da kötüleşiyor. Saldırılar altında zor koşullarda görevlerini yapmaya çalışan sağlık çalışanları ve yöneticiler ile Göç Hizmetleri İdaresi, saldırılara ilişkin ajansımıza konuştu.

‘Alternatif yollar yaratmaya çalışıyoruz’

Cizîr Kantonu Sağlık Kurulu Başkan Yardımcısı Hediya Ebdullah, Türk devletinin sağlık merkezlerine yönelik saldırıları nedeniyle sağlık hizmetinde sorunlar yaşandığını anlattı. Hediya Ebdullah, “Alternatif yollar yaratmaya çalışıyoruz. Birkaç yıldır Türk devleti saldırıları nedeniyle elektrik ve suyun kesilmesi de sağlık alanında sorunlara neden oluyor. Türk devletinin saldırıları altında yaşam zorlaşıyor. İlaç ve tıbbi malzeme temininde zorlanıyoruz. Tıbbi malzeme ve ilaç fiyatları da gün be gün artıyor. Her ne kadar Özerk Yönetim bölgedeki kuşatmanın yükünü hafifletmeye yönelik plan ve projeleri olsa da yeterli değil. Kuzey ve Doğu Suriye'nin sınır kapılarının açılması gerekiyor.”

‘Yaralananların çoğu sivil’

Miştenûr Hastanesi’nde 2 yıldır yoğun bakım ünitesinde Anestezi Uzmanı olarak çalışan Nejbîr Mehmûd, Türk devletinin saldırılarında yaralananların çoğunun sivil olduğunu anlattı. Yaralıların çoğunun sağlık durumunun kötü olduğunu belirten Nejbîr Mehmûd, bir çoğunun hayatını kaybettiğini söyledi.

‘Zamanla yarışıyoruz’

Türk devletinin sağlık merkezlerini hedef almasına tepki gösteren Radyoloji Teknisyeni Selma Murad da, “Sağlık merkezlerinin savaş ve saldırı ortamlarında önemli bir rolü vardır. İnsanların hayatlarını kurtarmak için zamanla yarışıyoruz. Bu önemli ve zor bir görev. Psikolojik bir baskı altında yaşasak ta bu bizi insanlara yardım etmekten alıkoymuyor" diye konuştu.

‘Türk devleti herkesi hedef alıyor’

Hemşire Rewşen Şahin de, Türk devletinin herkesi hedef aldığına dikkat çekerek, “Türk devleti sivil-asker ayrımı yapmadan herkesi hedef alıp insanların hayatını tehlikeye atıyor. Suriye'nin tamamında savaşın durmasını istiyoruz. Savaş yalnızca kötülük getirir ve kimseye faydası yoktur"dedi..

‘Kamplardaki göçmenler acı çekiyor’

Cizîr Kantonu Mülteci ve Göçmen Hizmetleri İdaresi Eşbaşkanı Gülistan Oso da kamplara ilişkin bilgi verdi. Uluslararası insani yardım kuruluşlarının Kuzey ve Doğu Suriye’deki kampların çoğunun meşruiyetini tanımaması nedeniyle kamplarda insani ve sağlık hizmetlerinin kötü durumda olduğunu vurgulayan Gülistan Oso,  “Kamplardaki durum iyi değil, orada yaşayan insanların hepsi göçmen ve çadırların altında acı çekiyorlar. Saldırılar özellikle sağlık açısından durumlarını kötüleştiriyor” dedi.

‘Yardım kuruluşları çalışmalarını durdurdu’

Kamplardaki insani yardım kuruluşlarının da kamplardaki çalışmalarını durdurduğunu belirten Gülistan Oso, “Özellikle son dönemde insan hakları örgüt ve kurumlarından gelen finansmanın zayıflaması, saldırıların durdurulamadığı bir dönemde Özerk Yönetim üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Bu kamplara insani açıdan bakılmalı ve uluslararası taraflar bu saldırılara karşı tepkisini göstermelidir” diye konuştu.