ŞİNYAR BAYİZ

Silêmanî – Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından İran ve Rojhilat Kürdistan’da kadınlar öncülüğünde başlatılan halk ayaklanması devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Jin, jiyan, azadî” felsefesinden etkilenen İran ve Rojhilatlı kadınların mücadelesi bugün tüm dünyada büyük yankı uyandırırken, Almanya’da yaşayan ancak Rojhilat doğumlu olan aktivist Zeynep Beyazîd, İran’daki durumun yeni bir şey olmadığını söyledi.

‘Kadınların özgürlükleri kısıtlandı’

İran ve Rojhilatlı kadınların özgürlükleri için bir halk devrimi başlattığını dile getiren Zeynep Beyazîd, "İran İslam Cumhuriyeti’nin iktidarından bu yana Kürt halkı ve özellikle de kadınlar ağır işkencelere maruz kalmıştır. Kadınların giyim ve kuşamlarına müdahalede bulunuldu, kadınların özgürlükleri kısıtlandı, kadınlara haklar tanınmadı, buna karşı çıkan kadınlar ise tutuklanarak ağır işkencelere maruz kaldılar. Bu baskılar nedeniyle Kürt halkı ve özellikle de kadınlar hiçbir zaman bu iktidarın yanında yer almadılar” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar baskılara karşı direndi’

Erkek zihniyeti ve din adı altında kadınların hedef alındığını ve sömürülmek istendiğini kaydeden Zeynep Beyazîd, “Ancak kadınlara yönelik işkence ve baskılar olsa da kadınlar daha çok çalışıp direndi. Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla bir halk ayaklanması başlatıldı. Bu devrimin diğer devrimlerden farkı ise kadınlar öncülüğünde başlatılmasıdır. Ve bu devrim Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesiyle başlatıldı. Ayrıca Kürt kadınlar 40 yılı aşkın bir süredir bu devrimi farklı şekillerde devam ettirmektedir” diye belirtti.

Dünya kadınlarına çağrı

Birçok kadının ülkelerindeki baskılar nedeniyle farklı ülkelere göç etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Zeynep Beyazîd, bu durumun birçok ülkede yaşandığını kaydetti. Zeynep Beyazîd, “Kadınlar sadece devletler tarafından değil, toplum ve aile içinde de baskılara maruz kalıyorlar. Kadınlar devrim başlatırken bir bütünen erkek egemen zihniyete karşı başlatıyor. Bu anlamıyla tüm dünya kadınları birleşip mücadelelerini ortaklaştırabilirler” çağrısında bulundu.