Rojhilat ile Rojava arasında bir köprü: Kobanê

Kobanê direnişi, Rojhilat ve Rojava arasında derin bağlar kurarak, Rojhilat'taki devrimci hareketleri de derinden etkiledi. O dönem faaliyet yürüten Rojhilatlı bir kadın, “Kobanê direnişi ataerkil düşünceleri kırmak için en büyük kıvılcım oldu” dedi.

MEHTAB ŞERİFİ

Urmiye- Son yıllarda, Kobanê direnişi, Kürtler ve uluslararası toplum için en belirleyici olaylardan biri haline geldi. IŞİD, Türkiye ve Katar gibi devletlerin desteğiyle bölgede her yeri işgal etmeye başlamıştı ve büyük bir korku açığa çıkarmıştı. Birçok kente saldırarak, binlerce insanı katletti. IŞİD vahşetine karşı YPG ve YPJ öncülüğünde Kobanê’de başlayan direniş tüm dünyada yankısını buldu. Ezilen halklar, devrimci kadınlar, gençler yönünü Kobanê’ye çevirdi ve orada büyük bir mücadelenin sahibi oldu.

Kobanê savaşının kadın aktivistlere etkisi

Rojhilat Kürdistan'dan Rojava'ya ve ardından Kobanê direnişinin kalbine katılan öncü kadınlar arasında Werişe Muradi ve Pexşan Ezizî’de bulunmaktadır. Werişe, Türk devleti'nin IŞİD'e açık destek sağladığı sırada, Kürdistan'ın gerillalarıyla omuz omuza bu şehri savundu. Bu savaş sırasında yaralandı. İran İslam Cumhuriyeti, IŞİD ve Türk devleti ile benzer politikaları izleyerek Werişe’yi kaçırdı. Sonuçta, Werişe Muradi bir yıldır hapiste tutuluyor. Pexşan Ezizî de, Kobanê ve Rojava direnişi sırasında savaştan etkilenenlere sosyal hizmet sağlayan bir aktivist olarak, şimdi İran İslam Cumhuriyeti tarafından idam cezasıyla karşı karşıya. Werişe, Evin Hapishanesi'nden bir mektubunda bu durumu şöyle tarif ediyor: “IŞİD kafamızı kesiyor, İran İslam Cumhuriyeti ise asıyor.”

Kürt kadınlar ve gençlerin direniş alanındaki varlığı

Bu tarihi savaşta, tüm Kürdistan'dan kadınlar ve gençler, vatansever ve cesur bir motivasyonla Kobanê'ye ulaştı ve kendi varlıklarını tehdit eden bir savaşa katıldılar. Gerillalar, savaşçılar ve özgürlük arayan halkın liderliğinde dört ay süren bu direniş zaferle sonuçlandı. Bu zafer, sadece Rojava devrimini pekiştirmekle kalmadı, aynı zamanda Kürdistan'ın farklı kesimleri arasında, özellikle Rojava ve Rojhilat arasındaki bağı güçlendiren bir rol oynadı.

Rojava ve Rojhilat arasında bir köprü

Kobanê'nin tarihi zaferinin ardından, 2015 yılında Rojhilat Kürdistanı'nda sokaklarda kutlamalar yapıldı ve Rojava ile Rojhilat halkları arasında dayanışma sloganları atıldı. Bu olaydan önce, coğrafi sınırlar ve işgalci devletlerin varlığı nedeniyle Rojhilat ve Rojava arasında böyle bir derin bağlantı yoktu. Ancak Kobanê direnişi, Kürt halkını tekrar sokaklara dökerek, bu sefer Kobanê direnişine destek vermek amacıyla çok sayıda kişi Rojava’ya gitti. Ayrıca, üniversitelerde Kobanê'ye destek ve IŞİD'e karşı çeşitli etkinlikler düzenlendi; Rojhilat'taki birçok şehirde Rojava'yı destekleyen geniş çaplı protestolar yapıldı.

Kobanê'den Rojhilat'a: Jîn, Jiyan, Azadî

Kobanê direnişinde "Jîn, Jiyan, Azadî" felsefesi, tam anlamıyla IŞİD’e karşı duruyordu. Werişe Muradi’nin mektuplarında belirttiği gibi: “Onların tekbirleri, kadınların ve çocukların kesik başlarını anımsatıyordu; bizim çığlığımız ise Jîn, Jiyan, Azadî’yi temsil ediyordu.”

Gerici grupların kadınlara karşı duruşları, onların zayıf noktasıdır; kadınların özgürlüğü ve bilinci, tam da onların korkusu olmuştur. IŞİD kadınların ‘Jîn, Jiyan, Azadî’ sloganıyla verdiği mücadeleden korkuyordu. İran'da Jina Amini'nin ‘zorunlu örtünme kuralına’ uymadığı gerekçesiyle devlet tarafından katledilmesi, ‘Jîn, Jiyan, Azadî’ sloganıyla bir devrimsel uyanışı tetikledi ve bu felsefeyle yönlendirilen en büyük ayaklanmayı küresel bir boyuta taşıdı. Artık dünyanın dört bir yanında, sömürücü ve kadın karşıtı sistemlere karşı bu slogan yankılanıyor.

‘Tüm konuşmalarımız Kobanê direnişi etrafında dönüyordu’

Kobanê’deki direnişe destek veren öğrenciler ve aktivistler ile o günleri ve direnişi konuştuk. Bu aktivistler, Kobanê'ye destek verirken yaşadıkları devlet baskısını ve tehditleri dile getirdiler.

Leyla (takma ad), eski bir Payam Nur üniversitesi öğrencisi, Kobanê direnişi dönemini şöyle hatırlattı: “O dönem, diğer öğrenci aktivistlerle birlikte çeşitli yollarla Kobanê direnişine dahil olduk. Tüm tartışmalar, üniversitedeki grup toplantılarından samimi sohbetlere kadar her konuşma Kobanê olayları etrafında dönüyordu. Üniversite ve toplum, bu durumdan yoğun bir şekilde etkilenmişti. Biz öğrenciler, Rojava ve Kobanê direnişi için birçok destek mitingine katıldık, ancak yoğun güvenlik baskıları nedeniyle çoğumuz Maku ve Bokan istihbarat birimlerine çağrıldık. O zamanlar üniversitenin rektörü, hükümete bağlı olan biriydi; bu yüzden öğrencilere karşı dosya hazırlayıp şikayette bulunmakta aktif rol oynadı. Birçok öğrenci, benim de aralarında bulunduğum, mecburen üniversiteyi bıraktık ve eğitimimizi uzaktan devam ettirmek zorunda kaldık; çünkü mevcut baskılar üniversitedeki varlığımızı neredeyse imkansız hale getirmişti.”

‘Önder Apo’nun kitapları elden ele dolaşıyordu’

Urmiye Üniversitesi eski öğrencilerinden Rojin (Takma ad), Kobanê direnişini desteklemek için yaptıkları cesur ve riskli eylemleri şu şekilde anlattı: “O dönemde, tüm dikkatimizi Kobanê direnişine ve onun tarihi sürecine verdik. Üniversitede birçok miting düzenliyorduk; ‘Kobanê direnişi yaşasın’ ve ‘Şehitler ölmez’ gibi sloganlar atarak bir araya geliyorduk. Tekrar tekrar dile getirilen en önemli slogan ‘Jîn, Jiyan, Azadî’ydi. Kadınların Kobanê'deki direnişi, aynı zamanda Önder Apo'nun felsefesi ve Kürdistan özgürlük mücadelesinde kadının rolü üzerine de sürekli tartışıyorduk. Önder Apo'nun düşüncelerine dair kitaplar ve broşürler, öğrenciler arasında elden ele dolaşıyordu. Bu deneyim birçok öğrencinin düşüncesinde büyük bir kıvılcım yarattı. Direniş ve özgürlük arayışı hakkında daha derin bir anlayışa ulaşmamızı sağladı.”

‘Kobanê, bizim için birlik ve dayanışmanın simgesiydi’

Esrin (takma ad), Rojava ve Kobanê'yi destekleyen halk etkinliklerinde etkili bir rol üstlenen bir aktivist olarak anılarını şöyle paylaştı: “Bir grup sivil aktivist ile birlikte, dijital medya aracılığıyla geniş çaplı yürüyüşler düzenlemek için birçok şehirde organize olmaya çalışıyorduk. Bazı şehirlerde etkinlikler düzenlemeyi başardık; ancak bazı arkadaşlarımız, çağrılar, gözaltılar ve sıkı sorgulamalarla karşılaştı. İran İslam Cumhuriyeti, aleyhlerinde dosyalar açtı. Bu dönemde, birçok aktivist, özellikle kadınlar ve gençler, Kobanê ve Rojava direnişine katılmak için Qandil’e gitti. Kobanê, bizim için birlik ve dayanışmanın simgesiydi.”

“Geleneksel ve ataerkil bir toplumda, Kobanê direnişi, ataerkil düşünceleri kırmak için en büyük kıvılcım oldu” diyen Esrin özgürlük savaşçılarının IŞİD’in karanlığına karşı savaştığında geleneksel inançların tüm Kürdistan’da yıkıldığına şahit olduklarını anlatarak “Bu dönemin etkisi o kadar derindi ki, 2022’deki ‘Jîn, Jiyan, Azadî’ devriminin temellerini atan olaylardan biri olduğu söylenebilir. Bu ayaklanma başladığında, Kobanê, Rojava ve Şengal’i destekleyen eski arkadaşlarımızı yanımızda bulduk ve anılarımız yeniden canlandı” şeklinde konuştu.

Esrin, yaptıkları eylemleri ve farklı etkinlikleri şu şekilde anlattı: “Ağaç dikmek gibi sembolik etkinlikler de gerçekleştirdik. Örneğin, genç çiftler düğünlerinde altın ve hediyelerini direnişe destek olarak bağışlıyorlardı. Ayrıca, bir grup gencin gerillaya katılmasına da tanık olduk. Bu hareketler, o dönemde halkın Kobanê ve özgürlük mücadelelerine olan derin destek ve dayanışmasının sembolüydü.”