NUCAN ARAS

Qamişlo– Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Temmuz 2012 Devrimi ile başlayan Rojava Devrimi; kadınlar ve halkların öncülüğünde birçok toplumsal değişim ve kazanımla ilerledi. Bu devrime öncülük eden halklar, kendi kimliklerini, kültürlerini, dillerini ve inançlarını koruyarak, Özerk Yönetim çatısı altında bir araya geldi. Toplumsal Sözleşme ile de bu kazanımlar güvence altına alındı.

8 Aralık 2024’te Baas rejiminin devrilmesinden sonra, geçici yönetimi ele geçiren cihatçı Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), halkların haklarını, kültürlerini ve inançlarını yok sayarak, baskıcı politikalarıyla Baas rejiminin zihniyetini sürdürmeye devam etti. Suriye’nin demokratikleşmesinin ancak halkların ortak birlik ve dayanışmasıyla sağlanabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle, Kürt halkının her zamankinden daha fazla ulusal birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.

Uzun süredir gündemde olan Kürt Ulusal Birlik Konferansı, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Qamişlo kentinde yer alan Azadî Bahçesi Salonu’nda, "Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı" adıyla gerçekleştirildi. Konferansa; Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK), Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) temsilcileri ve milletvekilleri kadın hareketleri ve örgütleri ile Suriye Kürtlerinin farklı bölgelerinden bağımsız aktivistler katıldı.

Konferansın, Kürt halkının ulusal birliğini ve dayanışmasını güçlendirerek, Suriye’nin geleceğinde daha demokratik ve kapsayıcı bir anlayışı inşa etme yönünde tarihi bir adım olduğu ifade ediliyor.

Konferansa katılan DEM Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz ve DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Konferans, Rojavalı Kürtlerin kazanımları için önemli bir adımdır’

DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz, DBP ve TJA heyeti olarak iki gündür Rojava’da olduklarını belirterek, konferansın Rojava Devrimi'nin kazanımlarına tanıklık etme ve bu kazanımları sahiplenme açısından önemli olduğunu vurguladı. Saliha Aydeniz, “Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyu ile paylaştığı, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısında da ifade edildiği gibi, barış ve demokrasinin gelişebilmesi için Kürt halkının ortak barış ve demokrasi taleplerini güçlendirmesi gerekiyor. Bu konferans, Rojava’da yaşayan Kürtlerin kazanımlarını güvence altına almak adına atılmış önemli bir adımdır” dedi.

Ayrıca, bu adımın yalnızca Rojava için değil, dört parça Kürdistan’ın tamamında Kürt ulusal birliğini sağlamak için umut verici olduğunu belirten Aydeniz, “Bu kararlılığı ve iradeyi dört parçada da görmek, bu yönde çaba göstermek zorundayız. Kürt halkının kazanımlarının kurumsallaşarak statü kazanmasını istemeyenler bu iradeye saygı göstermeli ve buna göre hareket etmelidir” ifadelerini kullandı.

‘Rojava Kadın Devrimi büyük heyecan yaratıyor’

Saliha Aydeniz, Türk devletine de çağrıda bulunarak, barışın esas alındığı bir dönemde Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da barış sürecinin geliştirilmesi gerektiğini, Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik saldırıların ise asla kabul edilemeyeceğini söyleyerek, “Rojava’daki kadın mücadelesi, örgütlenmeleri ve kadın devrimi, bizlere büyük bir örnek teşkil ediyor. Bu mücadeleyi yakından görmek bizler için ayrı bir heyecan kaynağı oldu. Kuzey’deki birçok kadın arkadaşımız da aynı heyecanı yaşıyor. Umuyoruz ki Kuzey ve Rojava arasındaki kapılar açılır, bu birlik daha da büyür” şeklinde konuştu.

‘Tarihi sürece tanıklık ediyoruz’

DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ise, Türkiye’den gelen 5 kişilik heyetle birlikte konferansa katıldıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Uzun bir aradan sonra kutsal ve direniş dolu Rojava topraklarına gelmekten büyük sevinç duyduk. Tarihi bir sürece tanıklık ediyoruz. Bu konferansın, Kürt halkının birlik ve dayanışmasına güçlü bir zemin sunacağına inanıyoruz. Bu toplantı, tarihe altın harflerle yazılacaktır. Buraya gelen tüm parti ve kurumlar, Kürt halkının hakları ve birliğini savunmak için ortak bir çalışma yürütüyor. Büyük umutlar ve inançlarla bu sürecin daha da güçleneceğini düşünüyoruz.”