BAHARİN LEHİB

Kabil – Afganistan Devrimci Kadın Birliği (RAWA), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Kabil’de etkinlik düzenledi. 25 Kasım’da düzenlenen etkinlikte konuşan RAWA Temsilcisi Azadeh Omid, bu yıl 25 Kasım’a Taliban baskılarıyla girdiklerine işaret etti. Azadeh Omid, “Vatanımız iki yıldır kana susamış kadın düşmanlığının pençesinde, halkımız ateşin içinde. Afganistan halkı, katledilme, yoksulluk, güvensizlik, kadın düşmanlığı, ayrımcılık, işsizlik, hapis ve yolsuzluğun ortasında bir yaşam sürüyor” dedi.

‘Kadınlar iki yıldır en temel insan haklarından mahrum bırakıldı’

Taliban’ın kökten dinci rejiminin ilk kurbanlarının kadınlar ve kız çocukları olduğunu dile getiren Azadeh Omid, “Son 20 yıldır çok kötü bir durumda olan Afganistan kadınları, Taliban’ın gelişiyle birlikte şimdi daha da cehennem bir durumu yaşıyor. Uluslararası kuruluşlar bile Afganistan'ı kadınlar için en güvensiz yer olarak ilan etti. Orta çağ zihniyetini taşıyan Taliban tarafından Afgan kadınlar iki yıldır eğitimden, çalışma yaşamından ve en temel insan haklarından mahrum bırakıldı. Çünkü Taliban kadınların eğitimini ve çalışmasını küfürle eşdeğer görüyor. Taliban terörle Afganistan'ı cehalet çukuruna çevirmeye ve karanlığa sürüklemeye çalışıyor” şeklinde konuştu.

‘Acı deneyimler yeni bir durum değil’

Eğitim ve çalışma hayatından mahrum bırakılma, şiddet, tecavüz ve terör gibi acı deneyimlerin Afgan kadınları için yeni bir durum olmadığına dikkat çeken Azadeh Omid, şunları kaydetti:

“Taliban, kanlı ve kendi egemenliklerine ihanet yıllarında yıkıcı iç savaşlarla cihatçı kardeşlerinin karanlık yoluna devam ediyor. Afganistan'ın kadın ve çocukları ölümden beter bir hayat yaşadılar. Cihatçı köktendinciler toplumumuzda terör ve kadın düşmanlığı yarattı. Gençliğin kalemle değil, öldürerek, kan dökerek eğitildiği bir toprağın, yurtseverlik, insan sevgisi ve özgürlük kokmayacağını, bölgenin emperyalist ve gerici ülkelerinin yandaşlarını rahatlıkla kullanabileceğini biliyorlardı.”

‘Egemenliklerini kadınları esaret altına alarak sürdürüyorlar’

Taliban’ın kadın düşmanlığının uzun süredir devam ettiğini ancak kadınların orta çağ zihniyetine olmayacağını vurgulayan Azadeh Omid, “Farkındalık ve bilgiyle Taliban'ın çürümüş köklerini kurutacaklar. IŞİD ve Taliban gibi tüm kökten dinci güçler, kendi egemenliklerini kadınları esaret altına alarak sürdürüyorlar. Kadınlar bu kez sessizce oturup beklemediler. Sokaklarda kan döken Taliban'a karşı nefret ve öfkelerini dile getirdiler. Fouzia Kofi, Malali Shinwari, Habiba Sarabi, Nahid Farid, Shokrieh Barakzai, Sima Samar, Fatemeh Gilani, Shahrazad Akbar, Mari Akrami ve daha onlarca Afgan kadın, direnişleriyle tüm dünyaya Afgan kadınların gücünü gösterdiler” diye ifade etti.

‘Kadınlar Taliban’ın yüzündeki maskeyi çıkaracaktır’

Taliban’ın tüm dünyaya "değişmiş", "modern" ve "çağdaş" olarak tanıtılmasına tepki gösteren Azadeh Omid, böylece Afganistan’ın Taliban’a teslim edilmesinin kolaylaştırıldığını vurguladı. Azadeh Omid, “Son zamanlarda çeşitli isimlerle anılan bu kadın düşmanı grubun yabancı efendileri, açık ya da gizli, Taliban'ı yolsuzluktan ve halk karşıtlığından arınmış olarak belirtiyor. Taliban’ı halkın ilerlemesinin ve refahının destekçisi olarak gösteriyorlar. Dünyada Taliban'ı destekleyen tüm diktatörlük rejimleri, Taliban'dan akan kanı yıkamak için el ele verseler de onları medeni ve ilerici bir güç olarak gösterseler de acı çeken Afgan kadınları yine de Taliban'ın yüzündeki maskeyi çıkaracaktır” dedi.

‘Taliban rejiminin çürümüş temellerini sarsacağımıza inanıyoruz’

Taliban ve onun gerici kardeşlerinin işlediği suçların listesinin uzun ve listeye her gün yeni suçlar eklendiğine dikkat çeken Azadeh Omid, şunları ifade etti: “Biz kadınlar birlik ve beraberlikle, Amerikan emperyalizminin baş hizmetkarları olan vampir Taliban rejiminin çürümüş temellerini sarsacağımıza inanıyoruz. Kadınların farkındalığına, seferberliğine ve rolüne inanarak, kendi yeteneklerimizle baskı ve zulme karşı mücadele ederek toplumun inşası için ayağa kalkacağız. Adalete, demokrasiye, özgürlüğe dayalı mücadelemizi yürütürsek hiçbir güç bizi yıkamaz. Birleşik mücadele ile eşitliği, özgürlüğü, sosyal adaleti, refahı, huzuru, barışı getirebiliriz. Diğer özgür ve gururlu ulusların tarihi bize bunu öğretti!” 

Diğer ülkelerde kadınların mücadelesine işaret eden Azadeh Omid, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşkenceye, hapse atılmaya, tecavüze, idama ve birçok baskıya rağmen İran rejimine karşı ayaklanan İran'daki kız kardeşlerimizden, Mirabel Kardeşlerin diktatörlüğe karşı kanlarıyla savaşmasından, Kobanê’de kardeşleriyle omuz omuza savaşan kadın savaşçılardan, Filistinli acılı annelerden, diktatör Erdoğan rejiminin baskılarına karşı direnişi elden bırakmayan kadınlardan, Hindistan'ın orta ormanlarında silahlı mücadele başlatan Hintli kız kardeşlerimizden, Arjantin'deki Plaza de Mayo annelerden, Latin Amerika'daki kız kardeşlerimizden, Kuzey Amerika'daki ‘Black Lives Matter’ hareketinden ve en önemlisi en büyük öğretmenimiz ölen Mina'nın hayatından öğrenmeliyiz.”

Çok sayıda kadın savaşçı ve dünyadaki kadın kahramanlarının biyografilerinin okunmasıyla devam eden etkinlik, RAWA öğrencilerinin "Khorshid Azadi" isimli şarkıyı da seslendirdiği müzik dinletisiyle sona erdi.