‘Ortadoğu’daki çatışmalarda kadınlar ağır bedeller ödüyor’

Egemen güçlerin Ortadoğu’daki çatışmaları istismar ettiğini belirten Faslı aktivist kadınlar Hind Mumayez ve Malika Zakhnini, kadınların ağır bedeller ödediği Ortadoğu’da barışın sağlanması için Filistin meselesinin çözülmesi gerektiğini söyledi.

HANAN HARITE

Fas –Faslı aktivist kadınlar, Ortadoğu’daki süren çatışmalarda insanlığa karşı savaş suçlarının işlendiğine dikkat çekti. Geçici ateşkesin uygulandığı Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarını da “İnsanlığa karşı bir savaş” olarak tanımlayan kadınlar, İsrail’den derhal hesap sorulmasını istedi.

‘Ortadoğu ülkelerinde insanlara karşı savaş suçu işleniyor’

Kadın hakları savunucusu Hind Mumayez, "İsrail'in Filistin halkını yok etmek, kimliğini silmek amacıyla hayata geçirdiği insanlık dışı uygulamalar var. İnsan hak ve hukukun bu kadar ilerleme kat ettiği bir dönemde Suriye, Filistin, Irak ve Yemen olmak üzere Ortadoğu ülkelerine saldırılar gerçekleştiriliyor ve insanlara karşı savaş suçları işleniyor. Bu ülkeler, büyük güçlerin müdahalesinden etkilendi. Filistinliler 70 yılı aşkın bir süredir topraklarını geri almak için mücadele yürütüyor” dedi.

‘Egemen güçler kaynakları ele geçirmek için çatışmaları istismar ediyor’

IŞİD’in Irak’taki saldırılarında kadınların ağır bedeller ödediğini hatırlatan Hind Mumayez, şu değerlendirmelerde bulundu:

“IŞİD tarafından esaret altına alınan kadınlar, sömürü ve tecavüze maruz bırakıldı. Irak’ta mezhepler arası silahlı çatışmalar sonucu, yolsuzluk ve ekonomik rantlarla mücadele etmeyen, anayasal kurumları zayıf bir devlet ortaya çıktı. Savaşın en kötü sonuçları arasında Irak'ta Êzidî kadınlara uygulanan öldürme, tecavüz, insan kaçırma ve esir alma da vardı. Egemen güçler, o ülkelerin kaynaklarını ele geçirmek ve ekonomilerini kontrol altına almak için bölgedeki tüm çatışmaları istismar ediyor ve bu da toplumu olumsuz etkiliyor.”

‘Batı ülkeleri İsrail’in Filistin planlarını destekliyor’

Filistin halkının da 1940’lı yıllardan bu yana topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi nedeniyle zor koşullarda yaşadığını söyleyen Hind Mumayez, "Filistin halkı özgür bir yaşam için direnişi ortaya koydu. Batı ülkeleri, İsrail'in planlarını destekliyor. Çünkü tüm Filistin toprakları üzerinde tam kontrolü sağlamak istiyorlar. Sonuç olarak ortaya çıkan sahnede binlerce insan göç ediyor ve katlediliyor. Kadınlar ve çocukların hedef alınması savaş suçunun da çok ötesinde bir durum. Asıl amaç Filistin davasının tasfiyesidir” şeklinde konuştu. 

‘Savaş derhal durdurulmalı’

Hind Mumayez, bölgede siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için Gazze'deki savaşın derhal durdurularak uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin uygulanması gerektiğini söyleyerek, şunları ifade etti:

“Hedef alınmadan, tutuklanmadan, sivillerin korunması için koridorlar ve güvenli alanlar yaratılmalı. Demokrasiyi geliştirerek, bölgesel ve uluslararası kamuoyunu Filistin meselesine yönelik harekete geçirerek, hukukçular, gazeteciler, akademisyenler ve politikacılar gibi çeşitli pozisyon ve platformlardan Filistinlilere desteği sağlanmalı. Saldırılara karşı bir baskı gücü oluşturulmalı, kitlesel yürüyüşler yapılmalı, parlamentolar harekete geçirilmeli. Gazze'deki soykırım savaşı durdurulmalı, savunmasız sivillere, kadınlara, çocuklara ve Filistin davasına karşı İsrail kınanmalı. Tüm bunların sağlanmasında kadınların öncülüğü önemli.”

‘Ortadoğu çatışmaların yuvası haline geldi’

Fas'taki Sultan Moulay Suleiman Beni Mellal Üniversitesi Multidisipliner Fakültesi'nde uluslararası hukuk profesörü ve parlamento temsilcisi Malika Zakhnini, "Ortadoğu çatışmaların yuvası haline geldi” benzetmesinde bulundu. 1940'lı yıllardan bu yana İsrail devletinin kurulmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan İsrail-Filistin arasındaki gerilimin Arap-İsrail çatışmasını ortaya çıkardığı değerlendirmesinde bulunan Malika Zakhnini, şunları kaydetti:

“On yıllardır süren bir gerilim var. Sorunlar şimdiye kadar çözümsüz kaldı. Filistin meselesi, müdahil tarafların çokluğu nedeniyle en karmaşık sorunlardan biri haline geldi. Suriye ve Irak’ta da olduğu gibi şiddet, kaos ve dış müdahale alanları genişledi. Filistin meselesi başta olmak üzere uluslararası insancıl hukuk ve insan hayatının korunması göz önünde bulundurularak, yaşam hakkı en öne çıkan insan hakkı meselesidir.”

‘Kadınlara iki katı bedel ödetiliyor’

Filistin, Suriye, Yemen, Sudan ve Irak gibi çatışma bölgelerinde kadınların yaşadığı koşullara değinen Malika Zakhnini, “Çatışma bölgelerinde bulunanların birçok hak ve özgürlüğünün askıya alındığı biliniyor. Aynı zamanda güvenlik tehditleri de artıyor. Tehditlerin etkisinin tüm bölge sakinlerini kapsadığı kesin, ancak kadınları, çocukları ve yaşlıları daha çok etkiliyor. Bu da iki katı bedel ödetiyor. Güvenliğin azalması nedeniyle tutuklama, insan kaçırma, cinsel saldırı, eğitim ve sağlık hakkından yararlanamama gibi birçok hak ihlalleri yaşanıyor. Bu nedenle Ortadoğu'daki çatışma durumlarından en çok etkilenen kesimin kadınlar olduğu tespit ediliyor” diye konuştu.

‘Kadınlar ve çocuklar korunmalı’

Malika Zakhnini, çatışma bölgelerinde yaşayan kadınlara nasıl destek sağlanması gerektiğine ilişkin şunları dile getirdi:

"Çatışma bölgelerindeki kadınlar farklı şiddet türlerine maruz kalıyor. Silahlı çatışmalarda sivilleri koruyan uluslararası bir yasa taslağı hazırlanmalı. Kadınlar ve çocuklar çatışmalardan korunmalı. Filistinli kadınlar her türlü fiziksel, sosyal, ekonomik, politik şiddete maruz kalıyorlar. Yardımların ulaştırılamaması nedeniyle acıları ikiye katlanıyor. Yemen'de, Irak'ta, Suriye'de de kadınlar aynı durumlara maruz kalıyor. BM’nin kararları da kadınların koşullarının iyileştirilmesine yanıt olmuyor. Yaşananlar Ortadoğu’nun hala siyasi ve ekonomik istikrardan uzak olduğunu gösteriyor. Ortadoğu’da bir barış sağlanmak isteniyorsa, Filistin meselesi çözülmeli, sürdürülebilir bir barış garanti altına alınmalı, ekonomik istikrar sağlanmalı, uluslararası ve bölgesel müdahaleler etkisiz hale getirilmeli.”