Haber Merkezi - Nûn Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi'nden bir heyet, İmralı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ihlallere dikkat çekmek için Avrupa Konseyi'ni (AK) ziyaret etti. Nûn İnisiyatifi'nin Sözcüsü Sewsen Şoman, hukuk profesörü ve Kolombiya'daki kadın mahkumlar için insan hakları aktivisti, Adalet, Eğitim ve Sosyal ve Kişisel İlişkilerden Sorumlu Suçla Mücadele Grubu üyesi Diyana Restrepo ve Fransız-Kürt Derneği Başkan Sylvie Jean, Fransa'nın Strasburg kentindeki Avrupa Konseyi'nde bir toplantı yaptı. Heyet ayrıca Gözlemciler Komitesi Genel Sekreteri ve parlamentonun sol bloğu, parlamentonun sağ bloğu ve Kıbrıs Hukukçular Komitesi ile de görüştü. Bu ziyareti Avrupa'daki Kürt Kadın Hareketi organize etti.

‘İmralı Cezaevi’ndeki zulüm durmalı’

Nûn İnisiyatifi Sözcüsü Sewsen Şoman, ziyaretin amacı ve heyetin gerçekleştirdiği görüşmelerin içeriğine ilişkin konuştu. Hawar Haber Ajansı’nda  (ANHA) yer alan haberde Sewsen Şoman, “Başta parlamenterler ve insan haklarıyla ilgili olanlar olmak üzere Avrupa Konseyi Önder Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için taraflara baskı yapmak ve İmralı cezaevinde yaşanan zulümleri durdurmak zorundadır" diye belirtti. Toplantının önemine değinen Sewsen Şoman, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün gerçekleşmesi, PKK'nin "terör listesinden" çıkarılması, CPT raporu ve Türkiye Adalet Bakanlığı ile CPT arasındaki somut görüşmelerin toplantının gündemini oluşturduğunu kaydetti.

Görüşmelerde birçok konu ele alındı

Heyetin sol görüşlü milletvekilleriyle de görüştüğünü kaydeden Sewsen Şoman, Abdullah Öcalan'a yönelik suçların, uygulanan tecridin, Türkiye tarafından umut hakkının ihlalinin ve Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi zayıflattığının ele alındığını sözlerine ekledi. Sağ blok parlamenterleri, Avrupa Konseyi'nde Kıbrıs Adalet Komitesi, Avrupa Mahkemeleri Kararlarını Uygulama Komitesi ve Güvenlik Konseyi ile görüştüklerini de ifade eden Sewsen Şoman, bu toplantılarda Abdullah Öcalan'ın tecrit ve dış dünya ile iletişim hakkının ihlali konusunun tartışıldığının bilgisini verdi.

‘Konunun siyasi olduğunu onayladılar’

Ziyaretin memnuniyetle karşılandığını dile getiren Sewsen Şoman, "Ziyaret, özellikle Kıbrıs Hukukçular Komitesi, İnsan Haklarının Tutukluların Haklarının Gerekçelendirilmesi Özel Komitesi tarafından memnuniyetle karşılandı. Haklı olduğumuz ve yasal olduğumuz sonucuna vardık. Başarılı olduk. Bahsedilen taraflar, konunun sadece siyasi olduğunu onayladılar. Türkiye’nin yaptığı ihlaller Avrupa’daki kurumlar tarafından da kabul edildi. Görüştüğümüz taraflar, Türk devletinin ihlaller yaptığını, bunun apaçık bir şey olduğunu ve Avrupa’daki kurumların kararlarını uygulamayan devletlere siyasi baskı uygulanması gerektiğini söylediler. Türk devleti bu ihlallerin cezasını çekmeli, gereği yapılmalı. Birçok devletin Türk devleti ile kendi çıkarları doğrultusunda çalıştığını da ifade ettiler.”

‘Öcalan davasına büyük bir destek var’

Meclis’te Kürt sorununa ve Abdullah Öcalan davasına büyük bir destek olduğuna dikkat çeken Sewsen Şoman "Görüşmelerde, umut ve özgürlük hakkı başta olmak üzere insan haklarına yönelik ciddi ihlaller var. Siyasi bir karara ihtiyaç olduğu konusunda herkes hemfikirdir” dedi. Sewsen Şoman, görüştükleri tarafların  Abdullah Öcalan davasına raporlarında yer vereceklerinin sözünü verdiğini kaydetti.

‘CPT görüşme için tarih belirlemedi’

Avrupa Konseyi İzleme Komitesi'nin bazı soruları kayda aldığını dile getiren Sewsen Şoman, son olarak şu ifadelerde bulundu: “CPT'nin konuşmaları ile Türkiye Adalet Bakanlığı'nın Önder Öcalan'la görüşmesine ilişkin konuşmaları arasında çelişkiler vardı. İzleme Komitesi ayrıca Türk devleti tarafından imzalanan anlaşmaların uygulanmasını izleyecek. Israrımıza rağmen CPT görüşme için bir tarih belirlemedi ve taleplerimize cevap vermedi. Önder Abdullah Öcalan'ın sağlık durumu hakkında bilgi verilmesi gerektiğini söyledik. Avukatların taleplerinin reddedilmesi nedeniyle toplantı artık insani acil durumun da ötesindedir. Abdullah Öcalan davasına uluslararası alanda büyük destek var. Çünkü bu dava bir insanlık davasıdır. Etnik bir aydının davası değil, ulusal bir aydının davasıdır. Bu, hakkımız olan ve sahip olduğumuz gücü bize ilham veriyor, bu nedenle bu çizgiyi sürdüreceğiz."