Narges Mohammadi'den Evin Cezaevi’ndeki ‘beyaz işkence' raporu

İranlı insan hakları aktivisti Narges Mohammadi, İran cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan 58 kadının yüz yüze kaldığı uygulamaları kaleme aldı.

Haber Merkezi – İran’da kadın hakları ve insan hakları alanında çalışmalar yürüten, zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınlar, hükümetin de sık sık hedefi haline geliyor. İranlı kadın aktivistler tüm alanları eylem alanına dönüştürürken, en büyük direnişi ise cezaevlerinde, sorgu hücrelerinde ve işkencehanelerde sürdürüyor. İran’da kadın ve insan hakları alanında uzun yıllardır çalışma yürüten yurttaş gazeteci ve aktivist Narges Mohammadi de bu isimlerden yalnızca biri.

Rapor dijital medyada paylaşıldı

Sık sık tutuklama, gözaltı ve işkencelerle yüz yüze kalan Narges Mohammadi, son olarak Kasım 2021 tarihinde tutuklandığı Evin Hapishanesi’nden yaşananları hazırladığı bir rapor ile kamuoyuna duyurmuştu. Narges Mohammadi, İran Ulusal Barış Konseyi'nin kurucularından biri ve İnsan Hakları Savunucuları Merkezi ve Legam (Ölüm Cezasının Adım Adım Kaldırılması Kampanyası) gibi kuruluşlarda etkili bir isim. Narges Mohammadi, işkence ve idam cezaları ile sık sık kötü şöhreti ile gündeme gelen Evin Cezaevi ile ilgili hazırladığı raporu dijital medya hesabından paylaştı.

‘Cezaevi içerisinde cezaevi kuruldu’

Cezaevinde en az 58 mahkuma ‘beyaz işkence’ adı altında hücre içerisinde ağır cezaların verildiğine dikkat çeken Narges Mohammadi, çok sayıda ayrıntıyı da kaleme aldı. Evin Cezaevi’ne bağlı Kadınlar Koğuşu’nda 61 mahkumun bulunduğunu ve bunların 58’inin raporda yer aldığını belirten Narges Mohammadi, cezaevi içerisinde cezaevi kurulduğunu söyleyerek, hücrelerde insanların seslerinin boğulmaya çalışıldığına dikkat çekti.

Kadınlara fiziki ve psikolojik işkence

Kadınlar Koğuşu’nda kalan kadınlardan 57’sinin hücre işkencesini yaşadığını belirten Narges Mohammadi, “Kadın tutuklular bu korkunç insanlık dışı işkenceye, ağır insan hakları ihlallerine ve beyaz işkenceye maruz kaldılar. Aralarında bazıları uzun süre hücre hapsinde tutuldu ve tüm bu kadınlar hücre hapsinde tutulmalarından dolayı çok sayıda fiziksel rahatsızlıktan muzdarip hale geldi” ifadelerini kullandı. Tutuklanan tüm kadınların gözaltı sürecinin 9-10 gün, bazen daha fazla sürdüğünü aktaran Narges Mohammadi, bu sürenin psikolojik ve fiziki işkence ile geçtiğini belirtti. Narges Mohammadi bu durumu “inanılmaz koşullar” olarak tanımladı.

Aylarca farklı hücrelerde tutuluyorlar

Narges Mohammadi tarafından hazırlanan raporun devamında şu bilgiler yer aldı: “Maryam Hajhosseini 400 günden fazla tek başına hücrede tutuldu. Tutuklulardan Fariba Adelkhah, Devrim Muhafızları Güvenlik Koğuşu 2 Nolu hücrede 4 ay, Mahvash Shahriari ve Fariba Kamalabadi, İstihbarat Bakanlığı'nın Güvenlik Bölümü 209 hücrelerinde 8 ay, Niloufar Beyani, Devrim Muhafızları Güvenlik Koğuşu 2’nci hücrede 9 ay, Sepideh Kashani Devrim Muhafızları 2’nci Koğuşu'nda 8 ay hücre hapsinde tutuldu. 68 yaşındaki Nahid Taghavi de 220 günlük hapis cezasının 200'ünü Güvenlik 2’nci Koğuşu’nun hücrelerinde geçirdi.

Zahra Safai, 9 ay hapis cezasını çeşitli hücrelerde, tecritte ve zor koşullarda geçirdi. Maryam Mohammadi, 23 ayın tamamını çeşitli dönemlerde tecrit hapsinde, gözaltında ve insanlık dışı koşullarda geçirdi. Şimdiye kadar 10 kadın Devrim Muhafızları ve İstihbarat Bakanlığı'nın hücresinde tutulurken, 102'si de farklı hücrelerde insanlık dışı koşularda tutuluyor.

Ceza alan kadınların çoğu 60 yaş ve üstü

Mahvash Shahriari, Fariba Kamalabadi, Maryam Hajhosseini, Niloofar Bayani, Nahid Taghavi, Zahra Zehtabchi ve Narges Mohammadi de dahil olmak üzere bazı mahkumlar son dava duruşmalarında yaklaşık 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Fatemeh Moshani isimli kadın tutukluya da 15 yıl hapis cezası verildi. Evin Cezaevi Kadınlar Koğuşu’ndaki 58 kadından 10'u ağır hapis cezalarına çarptırılırken, bunların çoğu 60 yaş ve üstü sırada yer alıyor. Bunlardan üçü 10 yıl, yedisi 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Tutuklu Anneler

Hapsedilen 58 kadından 33'ü, Samin Ehsani, Zohreh Davari, Zohreh Zivari, Fariba Assodi ve Narges Mansouri'nin de aralarında bulunduğu küçük çocukları olan annelerden oluşuyor.

Farangis Mazlom raporlara rağmen bırakılmıyor

58 kadın mahkum arasında bazılarının hapse atılmamalarını gerektiren ciddi ve tehlikeli hastalıkları var. Aldıkları hapis cezaları ve mahpushane koşulları sağlıklarını ciddi etkilerken, tüm hastalıklarının da akut hale gelmesine neden olunuyor. Kalp ve karaciğer hastası Farangis Mazlom, doktorlardan gelen sayısız rapora rağmen aylardır hapiste.

Koşullar hastalıkları ilerletiyor

Zahra Safaei, son üç yılda dört kez anjiyografi yaptırdı ve kalp damarlarında stent ve hipertansiyonu var. Dört mahkumda da şiddetli astım ve akciğer hastalığı var; bunlardan biri fibrozis hastası ve 70 yaşında. Bu kadınlar Güvenlik Koğuşu 209 nolu hücrede 5 aydır tutuluyor. Hücre koşulları nedeniyle astım ve bronşiti olan kadınlar hastalıklarının ilerlemesi nedeniyle zor günler geçiriyor.

‘7 tutuklu acilen ameliyat edilmeli’

Yedi mahkumun acil ameliyata ihtiyacı var. Örneğin, Maryam Mohammadi, gerekli ameliyat için adli bir belge ve rapora sahip olmasına rağmen, hapishaneye getirildi ve kendisine ameliyat için cezaevi tarafından izin verilmedi. Hapishane doktorları ayrıca Narges Mansouri'nin ameliyata ihtiyacı olduğunu, ancak izin verilmediğini, bazı kadınların tedavi hakkı izninden yararlanmadıkları için tedaviden mahrum bırakıldıklarını, çünkü mahkumları hastanelerde ve hastanelerde tutmanın sert güvenlik koşullarını beraberinde getirdiğini ve güvenlik güçleri tarafından hastanelerde kadınlara kötü muamelenin eşlik ettiğini hatırlatmak gerekiyor. Bu kötü muamele de elbette tedavi sürecinin yarım kalmasına, eksik yapılmasına neden oluyor.

Hasta tutuklulara ‘hastalık izni’ verilmiyor

Ameliyat olması gereken 7 kadın tutukluyu tedavi eden doktorlar, mahpusların durumlarının akut olduğunu bunun için de mümkün olan en kısa sürede ameliyat olmaları konusunda ısrar ediyorlar, ancak Tahran'ın güvenlik kurumları ve savcıları hastalık izni bile vermeyi reddediyor.”

Duyarlılık çağrısı

Aktivist Narges Mohammadi Evin Cezaevi’nde bulunan Kadınlar Koğuşu’ndaki tabloyu önümüze sermeye çalışırken, sorunun yalnızca bu cezaevi ile sınırlı olmadığının bilinmesini, on binlerce tutsağın şu anda bu koşullarla yüz yüze yaşadığının da altını çiziyor ve duyarlılık çağrısı yapıyor.