Mizgîn Xelîl: Yeni dünya dizaynında Kürtler olarak statü sahibi olacağız

Fırat Kantonu Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgîn Xelîl, dünyada ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değinerek, "Bütün iktidarlar 2025'in hazırlıklarını yapıyor, biz de Kürtler olarak kazanımlarımız ve projemizle statümüzü koruyacağız” dedi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Ortadoğu’da her gün taşların yerinden oynadığı bir süreç yaşanıyor. 3’üncü dünya savaşının çatışmalı ve kaos ortamı değişimler yaratırken, ortaya çıkan tablodan en fazla halklar, kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Kuzey ve Doğu Suriye Fırat Kantonu Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Mizgîn Xelîl yaşanan süreci ajansımıza değerlendirdi.

‘Bütün güçler 2025'e hazırlanıyor’

Mizgîn Xelîl, devam eden savaşın iki güce bağlı olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bizler üçüncü dünya savaşına tanıklık ediyoruz ki bundan önceki savaşlarda olduğu gibi tüm güçler iktidar için birbirleriyle savaşıyor. Bahsettiğimiz bu savaş, dünyanın dizaynında rol oynayan iki ana güç olan ABD ve Rusya arasında yaşanıyor. Bu savaş ve çatışmalar sonucunda siyasi, ekonomik, askeri ve toplumsal gerilim ve çatışmalar ortaya çıkmakta ve bu çatışmaların merkezi Ortadoğu haline gelmiştir. Bu güçler çıkarlarını gerçekleştirmek için savaşı Ortadoğu ülkelerine kaydırarak kendilerine daha fazla yerel güç kazandırdılar. Özellikle Ortadoğu'nun haritasını bu egemen güçlerin çıkarlarına göre değiştirmesi için bir plan hazırlandığı biliniyor. Bu durum büyük ölçüde Ortadoğu'da parçalanma yarattı. Unutmayalım ki Lozan anlaşmasının bitmesi üzerinden 2 yıl geçti, sanki bir sessizlik var ama gerçekte büyük hazırlıklar yapılıyor. Özellikle birçok ülkede seçim yapılıyor ve 2025 için ciddi hazırlıklar yapılıyor buna dikkat etmek gerekiyor.”

 ‘100 yıldır soykırım ve imha kesintisiz yaşanmıştır’

Değerlendirmesini sürdüren Mizgîn Xelil, Kürt halkına yönelik yürütülen politikalara değinerek şunları söyledi: "Lozan anlaşmasına dikkat çektik ama bu anlaşma temelde Kürtleri katliamdan geçirmek için yapıldı. Kürtler yüz yılını soykırım ve imha politikalarıyla geçirdiler, biz de yeni bir yüzyılda bir statüye sahip olma hazırlığını yapıyoruz. Bu nedenle Kürt halkına ve hareketine yönelik kitlesel bir saldırı var. Bu saldırıların merkezinde Türk devletinin olduğu doğrudur ancak planlamayı hegemon güçler yapmaktadır. Bu temelde Kürdistan'ın dört parçasında da benzer politikaların uygulandığını, Kuzey Kürdistan'da demokratik güçler ile iktidar güçleri arasında bir çatışma var, Doğu Kurdistan'da ise durum ortadadır.  Güney Kürdistan’da Türk devleti tarafından işgal edilmiş ve oraya rahatça yerleşmiştir. Rojava Kürdistan'ında son yıllarda durum tamamen değişti ama soykırım saldırıları aralıksız devam ediyor."

 ‘Suriye ile Türkiye arasındaki anlaşmanın gündemi Kürtlerin katledilmesidir’

Mizgîn Xelîl, Türkiye ile Suriye'nin yaklaşımlarını şöyle anlattı: "Suriye'de çatışma başladığında Türk devleti muhalif güçlere destek verdi, onları eğitti, örgütledi, hatta Şam hükümetini ‘katil ve terörist’ olarak nitelendirdi. Bu şekilde Türk devleti Suriye'deki çatışmalara müdahale edebildi ve içine girebildi. Bu nedenle Türk devleti tüm muhalif çeteleri kullanarak, Ortadoğu'nun birçok ülkesine gönderdi. Kuzey ve Doğu Suriye'de çeteler yenilgiye uğratılarak Türk devletinin amaçları yerine getirilmedi. Bu nedenle Türk devleti bizzat harekete geçerek, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik birçok işgal saldırısı gerçekleştirdi ve bunun sonucunda Efrin, Serekaniye ve Girê Spî işgal edildi. Şimdi bile Erdoğan, Suriye hükümetine yönelik bunca söz ve tehdidin ardından, Özerk Yönetim sistemine ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki devrime darbe vurmak için toplantı ve anlaşma çağrısında bulunuyor. Suriye ve Türkiye tüm çelişkilerini ve çatışmalarını unutmuş, Kürt halkına karşı anlaşıyorlar.”

‘2025'e başarılarımız ve projelerimizle gireceğiz’

Mizgîn Xelîl, son olarak dünyanın yeni dizaynında varlıklarını güvence altına alacaklarını belirterek şöyle konuştu: "Ortadoğu'da ve dünyada yaşanan karışıklıklar ve krizler ortasında, kendi çizgisini seçen ve halkının iradesine güvenenler, Kürtlerdir. Bu bir anlamda Özerk Yönetim sisteminin uygulanmasıyla sağlanır. Suriye'deki çatışmaların ortasında çizgimizi belirledik, kendi hazırladığımız projeyle iki karşıt güçten farklı olarak devrimi başlattık. Bu devrim, Kürt halkının ve tüm ezilenlerin statülerini güvence altına alma umudu ve fırsatı oldu. Bu bakımdan Kürtlerin durumu 1923'ten bu yana değişti ve bugün önemli ve güçlü başarılara imza attık. Bu başarılarla ve elimizdeki projeyle 2025 yılında dünyanın yeni haritasında ve dizaynında varlığımızı kalıcı kılacağız. Bu şekilde demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği ve bu değerlerin kazanılmasını sağlayan şehitlerimizin değerlerini koruyabileceğiz.”