Mısırlı hukukçular cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele ediyor

Çalışma yaşamında cinsiyete dayalı ayrımcılıkla karşı karşıya kalan Mısırlı hukukçular, ayrımcılıktan kaynaklı kadın meslektaşlarının mesleği bıraktığına vurgu yaparak, yasaların yetersizliğinin altını çizdi.

ASMAA FATHI

Kahire- Çalışma yaşamında kadına yönelik ayrımcılık erkek egemen zihniyetten kaynağını alan küresel çapta bir sorun. İş dünyasında emeği görünmeyen, ucuz iş gücü olarak yer alan kadın, günümüzde cins bilincinin gelişmesi, kadın mücadelesinin kazanımlarıyla her aşamada var olmaya başladı. Çalışma yaşamında baskın olan erkek egemen zihniyet kadını her türlü ayrımcılığa maruz bırakarak, emeğini sömürmeye çabalıyor.

Ayrımcılığın yoğun olduğu çalışma alanlarından biri de hukuk alanı. Mısırlı hukukçular, ayrımcılığa dönük yaşadıkları deneyimleri paylaşarak, yasaların yetersizliğine işaret etti.

‘Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu kurulmalı’

Her kadının sadece kadın olduğu için hayatında bir kere de olsa ayrımcılığa maruz kaldığını söyleyen Salem Kadın Girişimi Hukuki Destek Birimi Başkanı Avukat Hiam Al-Janaini, bu anlayışın kaynağının kadını küçük gören zihniyet olduğunu kaydetti. Kendi deneyimini paylaşan Hiam Al-Janaini, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hukuk okumadan önce, basın yayın okumuştum. Gazeteci olarak çalışma hayatına girdiğimde kendimi reklam departmanında buldum. Çünkü kadını kimse gazeteci olarak görmüyordu. Sadece kadını kurumlara ücretli reklam sağlamak için kullanmayı düşünüyorlardı. Departmanımı değiştirmek isteyince, ayrımcılığa uğradım. Sonra işte ayrılıp, hukuk okudum. Kadınlar her alanda ayrımcılığa maruz kalıyor. Şimdi kadınlar için gönüllü bu tarz davalara bakıyorum. Kadınların yaşadıklarını ve taşıdıkları yükü hissediyorum. Bu zihniyetle daha güçlü yasalarla başa çıkılabilir. Bu konuda kadınlarında farkındalığının artması gerekir. Ayrımcılığa dönük Anayasa’da da olan Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu kurulmalı.”

‘Barolardaki varlığımız bile engellenmek isteniyor’

Temyiz Avukatı Abeer Ahmed Sayed Al-Jamil de hukuk alanında ayrımcılığın daha görünür olduğunu vurgulayarak, “Müvekkillerimiz, mesleki yeterliliğe bakmadan erkek avukatı tercih edebiliyor. Kadınlar siyasete girdi, kamusal alanda önemli başarılar elde etti ama erkek zihniyeti tarafından dışlanmaya devam ediyoruz. Barolardaki varlığımız bile engellenmek isteniyor. Bu ayrımcı uygulamalar, mesleğe yeni başlayan birçok kadının mesleği bırakmasına neden oldu” diye belirterek, kendi deneyimini de şu sözlerle anlattı: “Benim aldığım davalardan birinde sanığın ailesi mahkemeye geldiğinde, anneyi bir kadın avukat savunduğu için suçladılar. Bana dönük sarf ettikleri sözleri hep aklımdaydı. O davada sanığı beraat ettirdim.”