Mısır’da kadın katliamları artıyor: Failler devlet politikalarından cesaret alıyor
Mısır’da kadın katliamlarında yaşanan artışa dikkat çeken aktivistler, devlet politikaları, toplumun gelenek adı altında geri uygulamaları ve cezaların yetersizliğinin erkek şiddetine zemin olduğunu vurguluyor.
![](https://test.jinhaagency.com/uploads/tr/articles/2025/02/20250204-almadt-jpg76689e-image.jpg)
ASMAA FATHI
Kahire – Mısır’da kadına yönelik şiddet ve katledilme oranlarında önemli bir artış yaşanıyor. Kadın hakları savunucuları bu artışın temel sebebinin iktidarın politikaları ve yargının fail erkeği koruyan tutumunun olduğunu vurguluyor. Şüpheli ölümlerin, taciz ve tecavüzünde artış gösterdiği ülkede, kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor.
Mısırlı kadın hakları savunucuları, konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Erkek şiddetinin detaylı araştırılması önerisi
Barah Amin Vakfı Üyesi Şaima Tantawi, 2019-2022 yılları arasında en az 350 kadının katledildiğini belirterek, bununla ilgili, "Toplumsal Metinden Ayrılmak" başlıklı bir rapor yayınladıklarını belirtti. İntihar adı altında kız çocukları ve kadınlar arasında artan şüpheli ölümlere değinen Şaima Tantawi, “Son iki yılda kadın katliamların nedenlerini öğrenmek için kapsamlı bir inceleme yapılması gerektiğini belirttik. Kadınlar tarafından hazırlanan raporların ciddiye alınması yönünde çağrılarda bulunduk ve kadınların yaşamlarının tehlike altında olduğunu söyledik. Ekonomik krizle birlikte kadın katliamlarında bir artış olduğunu fark ettik ve öte yandan ülkede madde bağımlılığı giderek yaygınlaşıyor. Faillere caydırıcı cezaların verilmemesi de katliamların artmasına sebep oluyor” diye belirtti.
‘Tacizi ifşa ettiklerinde toplumsal damgalanma korkusu yaşıyor’
Cinsel tacizle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şaima Tantawi, "Bu konuda kadınların ve kız çocukların güven verici mesajlara ihtiyacı var. Kadınlar ve kız çocukları maruz kaldıkları tacizi ifşa ettiklerinde toplumsal damgalanma korkusu yaşıyor. Bunun üzerine bir çalışmanın yapılması gerekiyor. Kadınlar tacizi ifşa ederken verilerinin gizliliğini koruyan politikaların uygulanmasını, sokakların aydınlatılmasını, kameralar dahil olmak üzere radikal bir değişime ve ayrıca her düzeyde çalışmaya ve birleşik bir yasaya ihtiyaç duyduklarını açıklıyorlar” ifadelerinde bulundu.
‘Kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor’
Ekonomik ve sosyal haklar alanında araştırmacı olan Omaima Imad da kadınları aile içi şiddetten özel olarak koruyan bir yasanın bulunmadığını belirterek, katliam suçlarının genellikle boşandığı erkek veya diğer aile üyeleri tarafından işlendiğini söyleyerek, “Üniversite kapısı önünde meslektaşı tarafından katledilen Naira Ashraf, örneğin katledilmeden önce takip edildiğine dair birçok kez polise ihbarda bulunmuş. Naira Ashraf’ın şikayetleri ciddiye alınmadığı için katledildi. Kamu kurumlarında kadınlar aşağılanıyor ve hak ettikleri değeri alamıyorlar. Pek çok kadın artık kamusal alanlarda kendilerini güvende hissedemiyorlar. En önemli çözümler arasında toplumsal farkındalık, caydırıcı yasaların uygulanması ve dava prosedürlerinin kolaylaştırılmasıdır” sözlerine yer verdi.
‘Kadın katliamlarındaki artışın en önemli sebebi devlet politikaları’
Medium Girişimi’nin kurucusu Irene Akram ise kadınların maruz kaldığı suç ve ihlal oranının yüksek olmasının en önemli sebebinin devlet politikaları olduğuna dikkat çekti. Irene Akram, “Davalar uzun sürüyor, çözümler caydırıcı değil ve failler bu durumlardan cesaret alıyor. Failler hem toplum tarafından hem de yasalar tarafından destekleniyor. Kadın katliam davaları kamuoyunun geniş bir kesiminde yer almıyorsa bu durum tam bir adaletin bulunmadığını göstermektedir. Kadınlar artık çevrelerindeki görüşlerden etkilendikleri için kendilerini rahat hissedemiyorlar, sokağa çıkamıyorlar, güvenli bir şekilde çalışamıyorlar. Korkular kadınların her düzeydeki adımlarını, varlığını ve faaliyetlerini engelleyebilir” diye belirtti.
‘Ailelere rehberlik verilmeli’
Sanad Girişimi'nin hukuk birimi üyesi Şaima Hassan ise, gelenek adına geri toplumsal uygulamaların erkek şiddetini desteklediğini kaydederek, Televizyon dizilerinin de şiddeti meşrulaştırdığına dikkat çekti. Şaima Hassan, “Öte yandan ekonomik baskılar ve madde kullanımının yaygınlaşmasıyla şiddet oranlarında bir artış yaşandığı gözlemleniyor. Kadınlara destek ve 24 saat çalışan bir acil durum birimi var. Taciz ve şiddete dair birçok bildirim oluyor. Caydırıcı cezaların yanı sıra genel olarak toplumsal farkındalığın oluşmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aile rehberliğine dönüş bu dönemde bir zorunluluk haline geldi” dedi.