Mısır’da 2023 yılının ilk 5 ayında 51 kadın ve kız çocuğu katledildi

Mısır’da kadın ve kız çocuklarına yönelik katliam ve şüpheli ölümler artıyor. Tadween Cinsiyet Araştırmaları Merkezi’nin raporu ülkedeki son durumu somut bir şekilde gösteriyor.

ASMAA FATHI

Kahire- Mısır’da özellikle son yıllarda kadına yönelik şiddet arttı. Tadween Cinsiyet Araştırmaları Merkezi’nin son çalışması ülkedeki bu gerçeği gözler önüne serdi. Mısır’da 2023 yılının ilk 5 ayında 51 kadın ve kız çocuğu erkekler tarafından katledildi. Özellikle ülkede son zamanlarda intihar adı altında şüpheli kadın ölümlerinde artış saptanıyor. 

Raporda kadın katliamlarının altındaki nedenlere dikkat çekilirken “Bu yılın ilk 5 ayında yaklaşık olarak 51 kadın ve kız çocuğu ya katledildi ya da intihara sürüklendi. Kadın katliam vakalarının yaklaşık olarak yüzde 80,4'ü en yakınları tarafından işlenirken, bunun yüzde 58,5'i eş, yüzde 11,8'i ise bir aile üyesi tarafından işlendi. Katliam ve intihar vakalarının yaklaşık yüzde 21,6'sı 21-30 yaş aralığında, yüzde 11,8'i ise 11-20 yaş aralığında” denildi.

Şiddet sistematik hale geldi

Ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizlerin kadınları ve kız çocuklarını önemli oranda etkilediğine işaret edilen raporda erkek egemen otoritenin kadınlara dayattığı politikaların sistematik hale geldiği, insanlık ve yaşam hakları ile bağdaşmayan gerekçelerle kadınlar katledildiği vurgulandı. Raporda kadınların yüzde 70,6 oranıyla öldürülmesine yol açan sebeplerin başında ailevi anlaşmazlıkların geldiği belirtildi. Ayrıca kadınların yüzde 11,8’i ise mallarına sahip çıkma mücadelesi sırasında katledildi.  ‘Namus’ adı altında kadınların katledilmesi de raporda üçüncü sırada yer aldı.

‘Bu sorun tüm dünyanın meselesidir’

Coğrafik dağılıma göre de katliam ve intihar vakalarının yüzde 31,3'ü Giza vilayetinde yaşandı. Giza’yı daha sonra Kahire ve Sohag izledi. Raporun son kısmında “Kadın ve kız çocuklarına yönelik katliam ve intihar vakalarının oranının bu kadar yüksek olması bir felaketin de habercisidir. Katliam ve intihar vakaları tüm dünyada artış gösteren bir gerçeklik. Bu nedenle bir ülkeyle sınırlı tutamayız ve bu sorun tüm dünyanın meselesidir” ifadeleri yer aldı.