Mereş'te 3'üncü gün gelen AFAD'a tepki: Her şey için çok geç artık
Hasar almayan tek binanın kalmadığı Mereş merkezde insanlar, yakınlarından güzel bir haberi almak için beş gündür yıkılan binaların önlerinde nöbet tutuyor. Yurttaşlar üçüncü gün başlayan çalışmalar için, "Her şey için çok geç artık" diyor.
![](https://test.jinhaagency.com/uploads/tr/articles/2023/02/20230210-my-project-jpg408919-image.jpg)
MEDİNE MAMEDOĞLU
Mereş- Dilok (Antep) ve Bazarcix’in(Pazarcık) ardından bugünkü durağımız yaşanan depremin çok büyük tahribata yol açtığı Mereş (Maraş). 6 Ocak günü yaşanan 7.7 ile 7.6’lık depremin ardından merkezde birçok mahallesi yok olan kentte sağlam tek bir binanın kalmadığı görülüyor. Halkın geceyi dışarıda ve enkaz başlarında geçirdiği Mereş’te, göçüklerin olduğu alanlardan ağıtlar yükseliyor. Arama-kurtarma çalışmalarının depremin üçüncü günü başladığı kentte, halkın yetkililere tepki.
Halk medya ve yetkililere tepkili!
Şehirde neredeyse hasarsız tek bina kalmamış. Yıkımın en yoğun yaşandığı stadyum çevresine vardığımızda, halkın, oluşabilecek tehlikelere aldırmadan enkaza yakın bir yerden çalışmaları gözyaşlarıyla izlediğini görüyoruz. Kimi yıkık binalarda 5 kiminde ise 10 kişinin çalışmada yer aldığı görülürken ana akım medyada yayınlanan haberlere tepki göstererek yanımıza yaklaşan yurttaşlar, “Bakın bu sözleri kesmeyin biz konuşacağız siz yayınlayın. Burada kimse yok burada yetkililer yok” sözlerini kullanıyor.
'Cenazelerin olduğu enkazlara ‘kepçe vurun’ diyorlar'
İstanbul’dan gelerek arama kurtarma çalışmalarına katılan gönüllü bir genç, çekim yaptığımız alana gelip, “Sizin basınınız özgür mü?” sorusunu sorarak dört gündür yaşadıklarını anlattı. Arama kurtarma çalışmalarında gece gündüz durmadan çalıştıklarını ancak, AFAD’ın kendilerine malzeme ve insan gücü anlamında destek sunmadığını belirten genç şunları söyledi: “Burada AFAD kimseye destek vermiyor çalışmıyor. Biz gönüllüler onlardan malzeme desteği istediğimizde vermiyorlar. Şuan bizim çalıştığımız enkaz da tek bir AFAD ekibi yok. Geliyorlar ses var mı diyorlar ses yoksa gidip başka binalarda çalışıyorlar. Ses yoksa hiç çalışma dahi yürütmüyorlar. İki apartman 20 daire var ama burada 6-7 kişi çalışıyor. Buraya ilk gün AFAD’ın ekibi geldiğinde bizlere ses yoksa kepçe vurun diyorlar. Buradan sonuç olmadığında gidiyorlar. Ceset de olsa cesedin sağ salim çıkarılması gerekiyor. Yetkililerin ‘78 saat geçtiyse kepçeyi istediği gibi vurulabilir’ denildiğine dair söylemler öğreniyoruz. İnsanlar burada ölümü kabullendi ama en azından cenazeleri sağlam teslim almak istiyorlar. Ne bir çalışma oluyor ne de bir şey. Bunları yazın bunları saklamayın.”
'Canlı olan insanları bile çıkaramıyorlar'
Yıkılan 8 katlı bir binanın enkazında kalan çocuğundan bir haber almak için dört gündür nöbet tutan Süleyha Putkayar ilk gün kimsenin gelmediği çalışmalar için, “Her şey artık çok geç” sözlerini kullandı. Ölümü kabul ettiklerini ve çocuklarının cenazeleri için beklediklerini ifade eden Süleyha Putkayar, “Dört gündür burada cenazemizin çıkmasını bekliyoruz. Yani zor depremde böyle düdük çaldığında kaçarsın deniliyor ya hepsi hikâyeymiş. Yerinden bile kalkamıyorsun orada ölüyorsun. Hiç şansın yok. Apartmanlar birbirine girdi bu depremde. Cenaze burada bu odada diyorsun bir bakıyorsun başta apartmanın enkazından çıkıyor. Artık ümidini kaybediyorsun da cenazelerimizi alsak da yeter diyorsun. Bazen de düşünüyorum acaba gerçek mi yalan mı bu diye ama yapacak bir şey yok. Aramalar devam ediyor ama artçı depremlerde çok ciddi yaşanıyor. Cenazelerimizi alıp gömsek başka da bir şey istemiyoruz. Elimizde çocuklarımızın kefenleri ile geziyoruz burada. Birinci gün kimse yoktu sadece bizler vardık. Ailecek bir şey yapmaya çalıştık. Dün ve bugün aramalar geldi ama artık ne olacak ne değişecek. Canlı olan insanları bile çıkaramıyorlar ki. Binalar, duvarlar birbirine girmiş çıkartılacak gibi değil” şeklinde konuştu.
'Bundan sonra ne olacak hiç bilmiyoruz'
Son olarak konuşan depremzede Aliye Temel de, “Ne olduğunu bile anlamadık. Ben ve eşim evde oturuyorduk bir anda deprem oldu. Sonra evimizden çıktık bir daha da eve giremedik. Günlerdir bu soğuk havada arabada yatıp kalkıyoruz. Şimdi ne olacağını bile bilmiyoruz. Evimizin etrafındaki bütün evler yıkıldı. Bizim evde yıkılmak üzere. Çok kötüyüz çok zor durumdayız. Ne olacak hiç bilmiyoruz” dedi.