Medeniyetin beşiği Cinderês 5 yıldır işgal altında

Birçok medeniyeti barındıran ve verimli topraklarıyla da tarımsal üretimin kaynağı olan Efrin Kantonu’na bağlı Cinderês ilçesi 5 yıldır Türk devletinin ve çetelerinin işgali altında.

HESNA MIHEMED

Şehba – Batı Kürdistan'ın tarih ve medeniyet beşiği olan Efrin Kantonuna bağlı Cinderês ilçesi, yemyeşil geniş ovasıyla doğal güzelliğe sahip. İnsanlık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Cinderês ilçesinde çok sayıda Kürt köyü bulunuyor.

Çevresinde 15 arkeolojik höyük olan Cinderês, milattan sonra 6’ncı yüzyıla kadar Antakya ovası ile Fırat Nehri üzerindeki Harran bölgesini birbirine bağlayan stratejik bir koridordu. Tarımsal ve ekonomi açısından da önemli bir kaynağa sahip Cinderês’te, en önemli tarımsal ürün olan zeytinin yanı sıra tahıl, sebze, meyve ve tütün de yetiştiriliyor. Zeytin ticaretinde önemli bir ekonomik faaliyete sahip olan Cinderês’te, her köyün arazi ve toprağının yapısına göre farklı sebze ve meyveler yetiştiriliyor. Cinderês, Efrin bölgesinin ana ekonomik kaynağı olarak da biliniyor.

‘Her yerinde zeytincilik yapılıyor’

Cinderês ilçesinde yaşayan Esmehan Rasûl (53), Cinderês bölgesinin doğası ve yeşillikleri ile oldukça zengin olduğunu anlattı. Efrin'in her yerinde zeytincilik yapıldığını söyleyen Esmehan Rasûl, şunları aktardı:

“Biz ilçenin güneyine bostanlar dikerdik. Çevredeki su kaynakları nedeniyle de tarımsal olarak gelişkin bir ilçe. Celemê köyü de tütün yetiştirmede ünlü bir köydür. Tütünün yanı sıra tahıl ekimi konusunda da önemli bir yer. Geçmişte köylüler birbirleri ile birlikte hareket eder tarlalarda çalışırdı. Cinderês ilçesinde yardımlaşma kültürü çok yaygın ve özellikle kadınlar yardımlaşarak işlerini kolaylıkla yapardı. Cinderês’in kuzeyine giden köyler çiftçilerle doluydu ve meyveleri ile meşhurdu. Cinderês’te her türlü türlü sebze ve meyve yetişirdi.”

‘Cinderês’i kan gölüne çevirdiler’

Eskiden yapılan düğünlere kadınlar ve erkeklerin yöresel kıyafetleriyle katıldığını, bir ölüm olduğunda hep beraber yas tutarak taziyeyi birlikte kurduklarını anlatan Esmehan Rasûl, “Eskiden insanlar birbirinin acısını, sevincini hissederdi. Milletler birbirine sahip çıkarlardı. Türk devleti şimdi Cinderês’i kan gölüne çevirdi” dedi.

‘İşgale boyun eğmeden direniş gösterildi’

Rojava Devrim sürecini hatırlatan Esmehan Rasûl, şunları ifade etti: “Devrim yıllarında Cinderês büyük başarılar elde etti. 2013 yılında Kadın Savunma Birimleri Ş. Rûken adıyla ilk taburunu kurdu. Ayrıca Cinderês halkı özellikle de kadınlar, devrim yılları boyunca işgalci Türk devletinin saldırılarına maruz kaldı. Halk, Türk devletinin Efrîn topraklarını geçme girişimlerine karşı direnerek sınır hatlarında canlı kalkan oldu. Bilindiği gibi Cinderês ilçesi ve köyleri Türk devletinin sınırına yakın konumdadır. Devrimde Cinderês tarihe damgasını vurmuş ve tarihi efsaneler yazmıştır. Çağ Direnişi'nde de tarihte her zaman olduğu gibi direnişini göstermiş ve Çağ Direnişi'nin ilk aşamasından itibaren işgale yılmadan ve boyun eğmeden son gününe kadar devam etmiştir.”

‘Kadınlar cinayet, tecavüz ve işkence ile karşı karşıya’

Efrin şehri ve ilçelerinde 58 gün süren direnişin ardında 18 Mart 2018'de Efrîn bölgesi Türk devleti ve ona bağlı çeteler tarafından işgal edildiğini aktaran Esmehan Rasûl, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cinderês doğası, tarihi, yeri ve insanıyla işgal eylemleriyle karşı karşıya kalalı beş yıl oldu. Kadınlar kaçırma, cinayet, tecavüz ve işkence olayları ile karşı karşıya. Yaşanan depremde Cinderês ilçesinde de yıkım yaşandı. Türk devleti ve çeteleri, arama ve kurtarma ile insani yardımların ilçeye girişine izin vermedi. İnsanlar saatlerce yıkılan evlerin altında kaldı. Uzun bir aradan sonra ilçeye ulaşan insani yardım malzemesi her zamanki gibi çeteler tarafından çalındı. Bu da Kürtleri öldürme politikalarından birini gösteriyor. Aynı zamanda Türk devleti, depremden sağ kurtulan insanlara yardım adı altında orada bir demografik değişim yapmak istiyor.”