Mahabadlı kadınlar: İran devleti Esad’ın sonunu yaşar
İran rejiminin sistematik tutuklama operasyonlarına tepki gösteren Rojhilatlı kadınlar, “Jin, Jiyan, Azadî” direnişinin süreceğinin mesajını vererek, İran devletine, “Ya suçlarına son verirsin ya da Esad'ın kaderini yaşarsın” uyarısında bulundu.
VİYAN MEHRPARVAR
Mahabad - 2024 yılının Aralık ayından bu yana 70'ten fazla hak savunucusu, İran İslam Cumhuriyeti'nin baskıcı hükümeti tarafından tutuklandı. İran devleti, “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesiyle kadınlar öncülüğünde başlatılan devrim ayaklanmasından sonra sistematik tutuklama dalgası başlatarak, halk üzerinde bir korku yaratmaya çalışıyor.
Nereye götürüldükleri bilinmiyor
Mahabad, Piranşehir, Serdeşt ve Ashnoye gibi şehirlerde 70'den fazla kişi istihbarat departmanlarına çağrılarak çeşitli şekillerde tutuklandı. Kimi kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre, tutuklananlara işkence yapıldığı, tıbbi bakım ve ilaç verilmediği, iletişim haklarından mahrum bırakıldıkları aktarıldı. Aileleriyle iletişim kuran kimi tutuklar da haklarındaki tutuklama kararlarının bir dakikadan daha kısa bir sürede verildiğine dikkat çekti. Tutuklanan kişilerin ise nereye götürüldüğü hakkında bilgi alınamıyor. Mahabadlı sivil aktivist Nazanin İlyasi de, iki haftadan uzun süredir kendisinden haber alınamayan bu mahkumlardan biri. Nazanin İlyasi’nin Urmiye İstihbarat Dairesi'nin gözaltı merkezine nakledildiği söyleniyor.
Tutuklananlar hakkında henüz herhangi bir dava açılmazken, gayri resmi olarak alınan bilgilere göre, tutuklananların “muhalefet partilerine üye olmak”, “İşbirliği yapmak”, “Siber ortamda hükümet karşıtı içerik yayınlamak”, “Törenlere ve kanunlara aykırı siyasi eylemlere katılmak” iddialarıyla suçlandıkları belirtildi.
Direnişçi kadınlar güç veriyor
Ancak ülkede baskılara rağmen halk “Jin, Jiyan, Azadî” devrimci ayaklanmadan bu yana direnişi büyütmüş durumda. Cezaevinde Pexşan Ezîzî, Werişe Muradi, Zeynep Celaliyan, Şerife Mohammadi gibi kadınlar, toplumun kalbine direniş tohumları ekiyor. Tutuklananların sayısının artmasıyla birlikte dijital ortamda tutukluların serbest bırakılmaları için kampanyalar başlatıldı.
Kürtler İran hükümetini korkutuyor
İran’da bunlar yaşanırken Suriye'de Esad rejiminin yıkılması, Kuzey-Doğu Suriye’deki direniş ve direnişe verilen uluslararası destek, İran İslam Cumhuriyeti’ni de korkutuyor. İran'da kısa sürede yaygınlaşan tutuklamalar, hükümetin ayaklanmalardan, Kürt halkıyla ilgili gelişmelerden korktuğunu gösteriyor.
‘Özgürlük taleplerinin sesi kısılmak isteniyor’
Mahabadlı sivil aktivist Kajal D., son tutuklamaları halkın özgürlük taleplerini susturmaya yönelik organize bir girişim olduğunu belirterek, "Bugün yaşananlar yalnızca Rojhilat’ı bastırmaya yönelik sistematik bir girişim değil, aynı zamanda önleyici bir tedbirdir. İran rejimi, gelecekteki gelişmeleri kontrol etmek için baskılarını arttırdı. İran’da özgürlüğün yolu Kürdistan'dan geçmektedir ve İran İslam Cumhuriyeti de bunun bilincindedir. Rejim, yaygın tutuklamalar ve sürekli baskılarla korku yaymaya çalışıyor, ancak halk arasında hiçbir meşruiyeti yok” dedi.
Kadınlardan İran’a uyarı
Bukan’da yaşayan Delanya da, "İslam Cumhuriyeti'nin baskıları, uzun bir geçmişi olan siyasi rehine almanın açık bir örneğidir. Hükümet bu girişimle bizi durduracağını sanıyor. Ancak yalnızca Pexşan’dan Werişe’ye kadınların içerideki duruşuna bakarak bu direnişin durdurulamayan bir ruh olduğunu göreceklerdir. İslam Cumhuriyeti ya suçlarına son verir, ya da Esad'ın kaderini yaşar" uyarısında bulundu.
‘Serbest bırakılmalılar’
Son dönemde tutuklu kalanların yakınlarından Meryem de şunları söyledi: "Kendileriyle yaptığımız görüşmeden birkaç saniye sonra güçlü iradelerini anladık ve onların serbest bırakılması konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz. Siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekiyor. Uluslararası toplum bu duruma sessiz kalmamalı."