FADİA JUMAA

Beyrut- Gazze, Lübnan, Suriye, Irak ve Sudan'da egemen güçlerin yürüttüğü savaş politikaları, bu ülkelerin geleceğini bir bilinmeze sürüklüyor. Lübnanlı gazeteci Nemat Badr Al-Din, savaş politikalarının milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden olduğunu belirtti. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) Lübnan’a yönelik saldırıların bir uzantısı olduğunu kaydeden Nemat Badr Al-Din, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da dikkat çekerek, “Gazze’de olup bitenler dünyanın gözü önünde gerçekleştiriliyor. Gazze’de savaş suçunu işleyenler yargılanması gerekirken, yaşanan uluslararası sessizlik nedeniyle hak ihlalleri gün geçtikçe artıyor” diye belirtti.

‘Krizler giderek derinleşiyor’

Suriye, Irak ve Lübnan'da yaşananları da aktaran Nemat Badr Al-Din, “Dünya ülkelerinin kararıyla kuşatılmış bir Suriye var. Suriye, Lübnan, Ürdün, Türkiye, Irak ve Mısır’da yerinden edilenlerin yaşadığı krizler giderek derinleşiyor. Lübnan’da benzeri görülmemiş bir ekonomik kriz var. Parlamento işlevsiz, veriler halka yükleniyor, mevduat sahiplerinin parası hâlâ bankaların elinde tutuluyor. Yani tarih bunu gösteriyor; en büyük hırsızlığa tanık oluyoruz. Lübnan’da yerinden edilmiş milyonlarca Suriyeli var. Ülkenin güneyinin bombalanması savunmasız sivillerin canına mal oluyor” şeklinde konuştu. 

‘Arap bölgesinin haritası değişiyor’

Yaşanan çeşitli tehlikeli gelişmelerin adeta Arap bölgesinin haritasını değiştirdiğine dikkat çeken Nemat Badr Al-Din, sözlerine şöyle devam etti: "Bu gelişmelerin sonuçlarını, bilinen ve ilan edilen iki eksen arasında yaşanan savaşların seyri belirliyor. Bu savaşın ana arenası şu anda Gazze'dir ve sonuçlarının bölgenin imajını belirleyeceğini söylemek abartı olmaz. Küresel güçler hala evrene hükmetme kararlılığındalar ve maliyetli hegemonyalarından geri çekilmek istemiyorlar.”

‘Barış görüşmelerinde kadınlara ihtiyaç var’

Nemat Badr Al-Din, devam eden savaşlar ve krizler ortasında kadın gerçekliğine ilişkin ise, "Çatışmalarda, savaşlarda ve krizlerde kadınlar fiziksel, psikolojik, sosyal ve kültürel birçok zorlukla karşı karşıya. Çatışmalar, kadına yönelik şiddetin daha da artmasına neden oluyor. Kadınlar cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere sağlık hizmetleri gibi temel hizmetlere erişemiyorlar. Tüm bu zorluklara rağmen Ortadoğu'da kadınlar siyasi, ekonomik, sosyal, güvenlik ve kültürel alanlarda temel roller oynayabilirler. Kadınlar yaşamın temelidir ve barışın getirilmesinde etkili rol oynayabilir. Barış görüşmelerinde ve karar alma süreçlerinde kadınların niteliksel katılımına ihtiyaç var” ifadelerinde bulundu.

Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin 1325 sayılı kararını hatırlatan Nemat Badr Al-Din, kararın uygulanması için baskı yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. Kadınların yaşamın her alanında etkili olması için uluslararası sözleşmelerin gerekliliklerinin yerine getirilmesini isteyen Nemat Badr Al-Din, kadın odaklı politikaların uygulanması gerektiğini kaydetti.