Lübnan’dan Suriye’ye dönen kadınlar kamplarda zorluklarla mücadele ediyor
İsrail’in saldırıları nedeniyle Lübnan’dan Türk devletinin işgali altındaki İdlib şehrine dönen Suriyeli kadınlar, kamplarda en temel ihtiyaçlardan yoksun. Kadınlar hem kendi hem de çocuklarının geleceklerinden endişe duyuyor.
Salam Al-Omar
İdlib- Lübnan’a yönelik İsrail saldırıları nedeniyle birçok Suriyeli aile, kendi ülkelerine dönerek güvenli bölge arayışına girdi. Ancak aileler Suriye’de de benzer sorunlarla karşılaşıyorlar.
Yerel istatistiklere göre, çoğunluğu kadınlar ve çocuklardan oluşan yaklaşık 4 bin aile, zor bir göç yolculuğunun ardından Suriye'nin kuzeyine, İdlib’e ulaştı. Türk devletinin ve HTŞ çetelerinin işgali altında olan İdlib’de aileler, düzensiz ve kalabalık kamplara yerleştirilirken, burada birçok zorluk yaşıyorlar.
Zehra El-Kesir (28), Lübnan’ın Burc el-Barajneh bölgesinde yaşadıkları güvenlik sorunları nedeniyle, hayatını ve çocuklarını korumak amacıyla İdlib’e dönmek zorunda kaldığını söylüyor. Ancak Suriye’deki koşullar nedeniyle Zehra El-Kesir, kaygılarını şu şekilde dile getirdi: “Çocuklarımı burada nasıl büyüteceğim? Okul yok, güvenlik yok, gelecek yok, sanki sonsuz bir acı çemberine sıkışmış gibiyiz.”
Suriye’ye gelmek zorunda kalan Zehra El-Kesir, Lübnan'da hiçbir akrabası olmadığı için başka seçeneklerinin olmadığını ifade ediyor.
Çocukları için kaygılı kadınlar
Yaşam koşullarının oldukça zor olduğunu ve şu anda, çocuklarının yeni hayatlarına nasıl uyum sağlayacakları konusunda büyük bir zorluk yaşadıklarını belirten Zehra El-Kesir, "Sanki bir acıdan başka bir acıya geçmişiz" diyor.
Ayrıca Zehra El-Kesir, kamplarda sağlık hizmetlerinin neredeyse hiç olmadığını, bunun da kadınlar ve çocuklar için büyük bir yük oluşturduğunu, özellikle kış mevsimiyle birlikte artan solunum yolu hastalıklarıyla birlikte bu sorunun daha da derinleştiğini belirtiyor.
‘Kamp bölgesinde hiçbir sağlık merkezi yok’
Lübnan’a yönelik İsrail saldırıları nedeniyle İdlip'e göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Nesrin Süleyman, annesinin sağlık sorunları yaşadığını belirtiyor.
Nesrin Süleyman, “Yaşadığımız çadır, yağmurda su sızdırıyor ve bizlere gıda yardımı ancak bir günlük ihtiyacı karşılayabiliyor. Ayrıca, annemin düzenli tedaviye ihtiyacı var ancak kamp bölgesinde hiçbir sağlık merkezi yok” diye ekliyor.
İyi bir yaşam umudu
Huda El-Esved (35) da, "Lübnan’a gitmemin nedeni, Suriye'deki güvenlik sorunlarıydı. Ancak son dönemde Lübnan'daki askeri ve siyasi gelişmeler sonucu geri dönmeyi en uygun seçenek olarak gördüm" diyor.
Huda El-Esved, İdlib’e giderken, çeşitli kontrol noktalarından geçmek zorunda kaldıklarını, yolculuk sırasında para ödeyerek geçiş sağladıklarını ve bunun oldukça tehlikeli olduğunu belirtiyor. Huda El-Esved, "Yeni hayatıma alışmak zorundayım, yardım kuruluşlarından bir destek talep etmeden kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum" diye ekliyor. Lübnan’da dikiş eğitimi alan Huda El-Esved iyi bir yaşam için umudunu hala koruyor. Çadırında kendi dikiş işini yapmaya başladığını ve birçok kadının ürettiği kıyafetlere ilgi gösterdiğini belirtiyor.
En temel gereksinimlerden yoksunlar
Kadın hakları aktivistlerine göre, Suriye’ye dönen kadınlar, temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak en basit olanaklardan bile yoksun olan düzensiz kamplarda yaşıyor. Bu kamplar, temiz su, elektrik, sağlık hizmetleri gibi en temel gereksinimlerden yoksun. Birçok kadın, eskimiş çadırlarda veya geçici barınaklarda yaşamak zorunda kalıyor. Ayrıca aileler, işsizlik nedeniyle ekonomik olarak zorlanıyorlar.
Aktivistler, bu kamplarda ekonomik fırsatların çok sınırlı olduğunu, çoğu ailenin, uluslararası ve yerel yardım kuruluşlarının sağladığı insani yardımlara bağımlı olduğunu, ancak bu yardımların gıda, ilaç ve eğitim gibi temel ihtiyaçları karşılamaya yetmediğini belirtiyorlar.