Lübnan’da yerinden edilenler: Evlerimizde onurlu bir şekilde yaşıyorduk

Lübnan’ın güneyindeki evlerinden göçe zorlanan kadınlar “Evlerimizde onurlu bir şekilde yaşıyorduk” sözleriyle yaşadıklarına tepki gösterirken, gittikleri yerlerde zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiklerini anlatıyor.

FADİA JUMAA

Beyrut- İsrail’in Lübnan’a dönük saldırıları bir yılı aştı. 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana saldırıların hedefi olan Güney Lübnan’da halk 23 Eylül’de yoğunlaşan saldırılar sonrası ikinci defa yerinden edildi. Göç ederek bugün kendileri için ‘sığınak’ olan okullara yerleşen yurttaşlar, savaş sürecinde var olan birikimlerini tükettikleri için ev kiralayamıyor. Bir sınıfta birden fazla aile iç içe yaşam mücadelesi verirken, savaşın gidişatına dair belirsizlik ise endişeleri artırıyor. Lübnan’ın güneyindeki Sayda (Sidon) kentinde halkın sığındığı alanlarda yaşamı sürdürecek temel ihtiyaçlara ulaşım dahi neredeyse imkansız.

‘Nakba yeniden tekrarlanıyor’

Lübnan’ın güneyinde İsrail’e sınır olan küçük bir kasaba Houla’dan göç ederek, Sayda’daki yerleşim yerine gelen 85 yaşındaki Nahla Hasan Eyüp, savaş süresince iki kere yerinden edilenlerden. Nahla Hasan Eyüp, yaşadıklarını şöyle anlattı:

 “Savaşın başında Beyrut'a gittim ve dokuz ay orada kaldım, sonra Bint Jbeil Bölgesi’ndeki Şaqra kasabasına döndüm, çünkü Houla'da evimiz yıkıldı ve yaklaşık iki hafta önce bastonla yürüyen hasta kocamla birlikte buraya geldik. Oğullarım Lübnan’ın kuzeyindeki Akkar Bölgesi’ne gittiler. Biz onlara yetişemedik. Size ne diyebilirim ki, Houla’nın kendi tarihi var. 1948'de İsrail tarafından gerçekleştirilen katliam sırasında öldürülen babamı hiç görmedim. Nakba yeniden tekrarlanıyor. 1948'den bugüne kadar hayatımızı kasabadan kasabaya göç ederek geçirdik. Halkımız bu süreçte birbirine destek olmalı.”

‘Bugün tek aradığımız bizim için güvenli bir yer’

Bint Jbeil Bölgesi’ndeki Yarun Kasabası’ndan yerinden edilen Necma Al-Rida da Ruweyş Kasabası’na İsrail’in saldırısının ardından kasabayı terk ederek Hosh Sour’ gittiklerini anlattı. Necma Al-Rida “Burada 10 ay kaldık.  Lübnan'da kötüleşen ekonomik koşullar ve yerinden edilmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz? 88 yaşındaki kocam, oğlum ve torunum da dahil olmak üzere ailemde özel ihtiyaçları olan birçok hasta insan var ve kiraladığımız dairenin sahibine fahiş miktarlarda para ödüyorduk. Bugün tek aradığımız bizim için güvenli bir yer. Eşyalarımızı taşıyarak bombalanan evimizi terk ettik ve önce Sayda'ya, ardından da Cezzine'ye taşındık” diye belirtti.

‘Evlerimizde onurlu bir şekilde yaşıyorduk’

Al-Bisariya kasabasından Sayda şehrine göç ettirilen Aya Ahmed ise “Kasabamız bombalandıktan sonra Sayda’da sığınağa dönüştürülen bir okula gittik. Burada durum çok vahim, çünkü iki aileyle paylaştığımız, kadınlarla erkekler arasında bezden bir bölme olan bir odada kalıyoruz. Her gün yemek ve özel ihtiyaçlarımız karşılanıyor, ancak bu gerçekliğin kendisi çok zor. Evlerimizde onurlu bir şekilde yaşıyorduk ve bugün yaşadığımız şey bizim için aşağılayıcı. Üç çocuğum çok küçük, bu duruma katlanmak zorundayım ve onlar için yapabileceğim hiçbir şey yok. Canımızı kurtardık ve üzerimizdeki kıyafetlerle dışarı çıktık. Bir ev kiralayacak paramız yok. Çünkü fiyatlar astronomik ve boş evler tükendi. Okul bahçesindeki ortak banyoları kullanmak zorunda kalıyoruz ve mikropların yayılmasıyla hastalıklar artabilir” dedi.