Lübnan’da cezasızlık politikaları kadın katliamlarını artırıyor

Lübnan’da caydırıcı cezalar olmadığı için kadın katliamlarının artığına dikkat çeken kadın aktivistler, hükümete çağrıda bulunarak, sorumluluğunu yerine getirmesini istedi.

SUZAN EBU SAİD

Beyrut – Lübnan’da kadın katliamları artarken, çözüme dair yetkililer üzerine düşen sorumlukları yerine getirmiyor. Son olarak 25 Mayıs tarihinde 49 yaşındaki Ragia Al-Akoum isimli kadın, boşandığı İç Güvenlik Kuvvetleri üyesi ve Sidon şehrinde eski bir karakol şefi Ali Al-Akoum tarafından katledildi. Lübnan’da farklı kurum ve kuruluşlarda yer alan kadınlar, son dönemlerde ülkede artan kadına yönelik şiddeti ve yaşanan katliamları değerlendirdi.

Sharika Walaken haber ajansı yayın koordinatörü gazeteci Meryem Yaghi, “Bugün kasıtlı olarak işlenen Ragia Al-Akoum katliamıyla karşı karşıyayız ve ayrıca Ensar kasabasında üç kız ve annelerinin katledildiği olaya da tanık olduk. Toplumda katledilen kadınların itibarsızlaştırılması, katliamların gerekçelere dayandırılması durumuyla karşı karşıya kaldık. Kadın katliamları yasal, siyasi, dini bir iş birliği ile meşrulaştırılıyor. Kanunlarda yapılan değişikliğin ardından failler ‘namus’, ‘cinnet geçirme’ gibi gerekçelerle katliamı meşrulaştırıyor. Failler yapılan yasal değişikliklerle birlikte hafif cezalar alıyor. Suçluları savunan hukukçularda ‘psikolojik sorunları var’ diyerek failin az ceza almasını sağlamaya çalışıyor. Genel olarak faillerin kullandığı bir yöntemdir” diyerek, yaşananları aktardı.

Aile içi şiddete dair bir yardım hattı açıldı

İlerici Kadınlar Sendika Derneği Başkanı Manal Saed, kadınların korunmasına dair mekanizmaların yaşama geçirilmesini isteyerek, faillere caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini kaydetti. Manal Saed, “Lübnan'da kadınları korumak, aile içi şiddet ve bununla mücadele yolları konusunda farkındalık yaratmak için hükümetin müdahale etmesi ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Derneğe çok sayıda kadının başvurması nedeniyle aile içi şiddete karşı bir telefon yardım hattı açmak zorunda kaldık. Başvuran kadınların sorunlarını dinleyen dernek, kadınların yaşadığı sorunlara göre hukuki ve psikolojik destek sunuyor. Bazı kadınlar farklı konularda yardım istiyorlar. Bizlerde konuya göre diğer derneklerle iletişime geçiyoruz” ifadelerinde bulundu.

‘Faillere en ağır cezalar verilmeli’

Aile İçi Şiddet Yasası’nda değişiklik yapılmasını isteyen Avukat Rania Ghaith, ilgili makamların daha ciddi önlemler alması gerektiğine dikkat çekti. Erkek şiddetinin kadın ve toplum üzerindeki etkilerine işaret eden Rania Ghaith, sosyal adaletin sağlanması için kadın katillerine en ağır cezaların verilmesi gerektiğini ifade etti. Rania Ghaith, “Toplum bu konuda temel bir rol oynamaktadır. Özellikle kadın katliamını gerekçelendirme, katledilen kadının ailesine baskı ve failin affedilmesine dönük baskılar uygulayabiliyor. Yaşanan bu duruma karşı katledilen kadının ailesi desteklenmeli ve yaşanan adaletsizliğe karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Toplum, medya ve kamuoyu kadın katliamlarında failin hak ettiği cezayı alması için daha duyarlı davranmalı” şeklinde konuştu.

‘Cezasızlık politikasını teşvik eden ataerkil toplumda yaşıyoruz’

“Şiddet ve Sömürüye Yeter" örgütünün avukatı ve üyesi Fatima Al-Haj, örgüt olarak kadına yönelik şiddet olaylarını takip ettiklerini söyledi. 2023 yılında 9 kadının eşleri tarafından katledildiğini veya intihara sürüklendiğini söyleyen Fatima Al-Haj, birçok vakanın da gizlendiğini belirtti. Fatima Al-Haj, "Derneğin takip ettiği son suçla ilgili olarak dernekten bir ekip olayın takibi ve hatta katilin yakalanması için ilgili makamlarla iletişime geçti ancak katilin suçsuz olduğu ileri sürülüyor. Her cinayet vakasında fail tutuklanmadan çeşitli bahaneler öne sürülüyor. Cezasızlık politikasını teşvik eden ataerkil bir toplumda yaşadığımızı görüyoruz" diye kaydetti.

‘Katil cinayeti işlemek için üç ay önceden plan yapmış’

Erk zihniyet nedeniyle yasaların hızlı bir şekilde devreye girmediğini söyleyen Fatima Al-Haj, “Son suçta fail yakın zamanda yakalandı ve biz hala soruşturma aşamasındayız. Bir anne ve kızının katledildiği davada hukukçular olarak görüş veremiyoruz. Ragia Al-Akoum katliamında katil için bahaneler aranmaya başlandı, psikolojik durumunun araştırılması için bir komite atandı. Katil bir İç Güvenlik Kuvvetleri üyesi ve Sidon şehrinde eski bir karakol şefiydi. Yani bir hukuk adamıydı ve kadın cinayeti davaları da dahil olmak üzere benzer davaları araştırıyordu. Katil cinayeti işlemek için üç ay önceden plan yapmış. Ragia Al-Akoum, tehdit edildiğini güvenlik güçlerine bildirmesine rağmen tutanak tutulmadığı, koruma talebinde bulunması için yönlendirilmediği öğrenildi” bilgilerini paylaştı.  

Fatima Al-Haj, kadına yönelik şiddete karşı toplumun sesini yükseltmesi için farkındalık çalışmalarının yürütülmesinin önemine dikkat çekti. Kadına yönelik şiddete karşı yasal düzenlemelerin yapılmasını isteyen Fatima Al-Haj, 2022 yılında bir grup milletvekilinin uluslararası anlaşmaların referans alındığı bir Birleşik Kişilik Yasası sunduğunu söyledi. Fatima Al-Haj konuşmasının sonunda suçun faili hakkında Ceza Kanunu'nun bir parçası olan Kadının ve Diğer Aile Bireylerinin Korunmasına Dair Kanun'a göre azami cezaların verilmesini talep etti.