Lozan’dan çıkış: Demokratik Ulus

NRLS üyesi Rozerîn Bekir, 100’üncü yılı geride kalacak Lozan Antlaşması’nı halklar üzerinde uygulanmış en kirli politika olarak değerlendirerek, çözümün Demokratik Ulus sistemi olduğunu vurguladı

RONÎDA HACÎ

Hesekê – Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) öncülüğünde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê Kantonu’nda dün başlayan “Lozan Bölgenin huzur ve güvenliği ile ilgili sorunların çözümü” çalıştayı bugün sona erecek. 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan kentindeki Palais de Rumine'de imzalanan Lozan Antlaşması’nın yüzüncü yılı nedeniyle yapılan çalıştaya, hukukçu, siyasetçi, sanatçı, yazar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yer aldığı 150 kişi katıldı.

Çalıştayda Kürtlerin mevcut durumu, saldırılar ve çözüm konuları ele alındı. Çalıştayın amacını ve Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılını değerlendiren NRLS üyesi Rozerîn Bekir, sorunların çözümünün Demokratik Ulus sistemi olduğunu kaydetti.

‘Lozan Antlaşması kirli bir komplodur’

Lozan'ın bölgedeki halklar açısından en tehlikeli antlaşmalardan biri olduğunu vurgulayan Rozerîn Bekir, "Birkaç gün sonra Lozan Anlaşması’nın 100’üncü yılı tamamlanacak. 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan şehrinde uluslararası ve yerel taraflar arasında imzalanan anlaşma ile tek parça olan Kürdistan, dört parçaya bölündü. Antlaşmanın imzalandığı günden bu yana Kürt halkı başta olmak üzere halklar katliam ve kıyımlara maruz bırakıldı. İşgalin devam ettiğine verilecek en son örnekte işgal altındaki kentlerimiz Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî'dir. Lozan Antlaşması'nı geçen yüzyılını egemen devletlerin de içinde bulunduğu kirli bir komplo olarak görüyoruz ve bu komplo halklara karşı tehdit, işgal ve saldırılarla bugüne kadar devam etti" diye belirtti.

Çözüm: Demokratik Ulus

Rozerîn Bekir, gerçekleştirdikleri çalıştayın amacının Lozan Antlaşması’nın gerçekliğini kamuoyuna anlatmak olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bu çalıştayın asıl amacı Lozan mutabakatının hakikatini, insanları nasıl böldüğünü anlatmaktır. Anlaşmadan sonra kadınların durumu neydi? Kuşkusuz her katliamda, savaşta en çok saldırıya uğrayan, eziyete ve baskıya maruz kalan kadınlardır. Bu antlaşma kadına ve topluma karşıdır. Çünkü bir sistem uygulanıyor, o sistem kadını ve toplumu doğasından uzaklaştırmış, köleliği, cinayeti, tutuklamayı, yerinden etmeyi, köy ve şehirleri yok etmeyi, kimliği, dili ve ulusal varlığı yok etme çabalarını beraberinde getirmiştir. Kadının yaşadıkları ile halklara karşı yürütülen katliam politikalarının, baskının iyi kavranması ve antlaşmayı bir kez daha gözden geçirerek, halklara haklarını teslim etmektir. Lozan ve halklara yönelik diğer anlaşma ve kumpasların ardından bugün halkın mücadelesi ve birliği sayesinde kutsal başarılar elde edilmiştir. Bizim için halkların sorunlarına çözüm ve özgür yaşam Demokratik Ulus ile gerçekleşir. Bu sistemi burada halkların birliği ile geliştirdik ve yeniden bölünmeye izin vermeyeceğiz.”