Leyla Gulo: ‘Rojava Kadın Devrimi’ 40 yılı aşkın mücadelenin sonucu
Kürt Özgürlük Hareketi’yle 6 yaşında tanışan Leyla Gulo, Kürt kadınların 1980’li yıllardan bugüne yürüttükleri direnişin tarihe not düştüğünü belirterek, mücadelenin “Jin, jiyan, azadî’” felsefesiyle başarıya ulaşacağını kaydetti.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê – Kürtler, coğrafyaları dört parçaya bölünse de var olma mücadelelerini en ağır bedellere rağmen sürdürmeye devam etti. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürtler de yıllarca Baas yönetiminin asimilasyon ve baskı politikalarına maruz bırakıldı. Kürt Özgürlük Hareketi’nin ortaya çıkışıyla birlikte örgütlenme çalışmalarını ilk başta gizli bir şekilde yürüten Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt kadınlar, yıllar geçtikte direnişlerini meydanlara taşıdı. Leyla Gulo, Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk çıkışını, Baas yönetiminin baskılarını ve Rojava Kadın Devrimi’nin gelişim sürecini anlattı.
‘Gerçek hikayelerden çocuk hikayeleri yaptık’
Mücadele ile 6 yaşında tanıştığını belirten Leyla Gulo, çocukluk anılarını şu sözlerle aktardı: “Arkadaşlar evimize gidip geliyordu. Çocuk olduğumuzdan kaynaklı ne olduğunun farkında değildik. Kürt Özgürlük Hareketi ile her geçen gün daha da büyüdük. Dördüncü sınıfa gidiyordum ve o dönem çocuk çalışmalarında yer almaya başladım. Kürtçe öğrenme ve gerilla hikayeleri üzerine eğitimlerimiz oluyordu. Gerillalar bize anılarını anlatıyordu biz de o anıları hikayeye dönüştürerek çocuklara anlatıyorduk. Hikayelerimiz gerçek yaşam hikayelerinden oluşuyordu. Altıncı sınıfa geçtiğimde ise gençlik kollarında yer aldım. Bu kez gençleri örgütlemeye başladık. Dengê Kurdistan Dergisi okuyorduk. Baas yönetiminin baskıları nedeniyle çocuk ve gençlik örgütlenmelerimiz gizli yapılıyordu.”
‘Kitapları toprak altına saklıyorduk’
Baas yönetiminin kadınlara yönelik baskılarına dikkat çeken Leyla Gulo, halk ve kadın örgütlenme çalışmalarının da gizli yürütüldüğünü sözlerine ekledi. Baas yönetiminin kadınları sürekli gözaltına aldığını kaydeden Leyla Gulo, “Baas, sürekli peşimizdeydi. Bir evde toplantı yaptığımızda evi basıp ev sahibini gözaltına alıyorlardı. Toplantıya katılanlar tek tek sorgulanıyordu” sözleri ile yaşanan baskılara dikkat çekti. Yaptıkları toplantılarda kadın direnişi ve kişilik sorunları üzerine yazılan kitapları büyük bir sevgiyle okuduklarını kaydeden Leyla Gulo, “Baas, ev baskınlarında bu kitapları bulduğunda ev sahibini gözaltına alıyordu. Bu nedenle kitapları çuvallara ya da toprak altına saklıyorduk” dedi.
‘Toplantılar yapıldığında iki kişi nöbet tutuyordu’
Toprak altında hala saklı kitapların olduğunu kaydeden Leyla Gulo, “Bazen tek bir kitabı çıkarıp okuyorduk ve o kitap bitince başkasına veriyorduk. Sırayla okuyorduk. Kitabı bitiren ev o kitabı komşusuna teslim ediyordu. En son okuyan kişi, kitabı yeniden toprağın altına saklıyordu. Notlar aracılığıyla kadınları evlerde topluyor ve toplantı yapıyorduk. Güvenlik anlamında da çok dikkatli hareket ediyorduk. Toplantı yapıldığında kadınlardan biri mahallede biri de kapıda nöbet tutuyordu” diye konuştu.
‘Kadınları baskı aracı olarak kullandılar’
Leyla Gulo, Baas yönetiminin o dönemlerde özellikle Kürt halkına yönelik baskısının yoğun olduğunu söyledi. Leyla Gulo, şu sözlerle yaşananları anlatmaya devam etti: “Toplumda kadınlara ‘namus’ gözüyle bakılıyordu bu nedenle Baas da bunun üzerinden topluma yaklaşıyordu. Baas, erkeklere ‘eşlerinizi alacağız, onlara pantolon giydireceğiz, işkence edeceğiz’ diyordu. O zamanlar Kürt aşiretleri bu durumu kabul etmiyorlardı. Rejim kadınları bir baskı aracı olarak kullanarak topluma dizayn vermeye çalışıyordu. O dönemde birçok kadın gözaltına alındı ve kaybedildi. Sarı, kırmızı ve yeşil renklere karşı tahammül edemiyorlardı ve bu üç rengi bir arada gördüklerinde hemen saldırıyorlardı. Bu renkler nedeniyle birçok tanıdığımızın gözaltına alındığını biliyorum.”
‘Kadınlar Rojava’da onur savaşı verdi’
Kadınların konulan sınırları nasıl aştığını anlatan Leyla Gulo, “Kadınlar gerçekliklerini görüp toplum ve kendi zihniyetini değiştirmek için ‘bizde varız’ dedi. Kürt Özgürlük Hareketinin birçok öncüsü, kadınlara verdikleri mücadeleyi anlatınca şaşırdılar. Kadınlar düşmanlara ve ihanete teslim olmamak için kendilerini kayalardan aşağı atarak fedai eylemler yapma noktasına geldiler. O kadınların örgütlenmesi bu günlere kadar geldi. 1980’li yılların yanıtı bugün Rojava’da gelişen devrim oldu. Rojava Devrimi başladığında kadınların çoğu kendini buna hazırladı. Örgütlülüklerini güçlendirdiler. Savunma sistemini sağladılar. Gençler eşleriyle birlikte DAİŞ’i yenilgiye uğratmak için onur savaşı verdiler. Anneler silah kaldırıp mahallelerini korudular” diyerek, yaşanan tarihi direnişe dikkat çekti.
‘Dünya kadınlarının ilgisini çektik’
Rojava’da kadınların mücadelesinin dünyanın birçok yerinden kadınların ilgisini çektiğini ifade eden Leyla Gulo, “Enternasyonalist kadınlar devrimimize katıldılar. O kadınlar ‘sizi televizyon ekranından gördük. Çağrılarınızdan ilham aldık ve etkilendik’ diyorlardı. O zaman kadınlar özgürlüğün daha değerli olduğunu öğrendiler. Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar olarak bugün mesajımızı tüm dünya kadınlarına duyurduk. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar şu an çok renkli, çok dilli ve çok kültürlü aynı amaç için mücadele ediyorlar. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla devrimimiz başarıya ulaşacaktır” diyerek sözlerini noktaladı.